St. Louis Merkez Bankası’nın yayınladığı yeni bir araştırma, Amerika’daki 50 eyaletin yarısının ekonomik faaliyetlerinde yavaşlama sinyalleri verdiğini, bu durumun, ekonomik resesyonun yakın olduğuna ilişkin kilit eşiğin aşıldığı anlamına geldiğini ortaya koyuyor.

Amerika’nın Sesi internet sitesinde yer alan Reuters haberine göre; daha önceyse San Francisco Merkez Bankası’nın yayınladığı bir başka rapor, önümüzdeki aylarda Amerikan ekonomisinin resesyona girebileceği olasılığının yükseldiğine işaret ediyordu.

St. Louis Merkez Bankası, raporunda, 50 eyaletin 26’sının ekonomik faaliyetlerinde gerileme kaydedilmesinin tüm ülkenin resesyona gireceğine ilişkin “akla yatkın bir gerekçe” olduğunu kaydetti.

St. Louis Merkez Bankası, şu anda, Philadelphia Merkez Bankası’nın her eyaletin ekonomik performansına ilişkin veri ölçümlerine göre, Ekim ayında 27 eyalette ekonomik faaliyetlerde gerileme kaydedildiğini bildirdi. Bu rakam, ekonomik gerilemenin kapıda olduğunu göstermeye yeterli olsa da, daha önceki resesyonlara kıyasla daha düşük. Örneğin; Corona virüsü pandemisinin en çok etkili olduğu 2020 yılı ilkbaharında 35 eyaletin ekonomik faaliyetlerinin gerilediği gözlenmişti.

Öte yandan San Francisco Merkez Bankası’nın bir raporu, işsizlik oranındaki değişikliklerin de ekonomik gerilemenin yolda olduğunun sinyali anlamına geldiğini belirtiyor. İşsizlik oranındaki değişiklikler, yakından izlenen bono piyasası randıman eğrisine kıyasla daha yakın vadeli tahmin değeri içeriyor.

Araştırmanın yazarları, işsizlik oranının resesyon öncesinde tabana vurup, daha sonra yükselmeye başladığını kaydediyor. Bu değişim gerçekleştiğinde işsizlik oranı, resesyonun yaklaşık 8 ay içinde başlayabileceğine işaret ediyor.

St.Louis Merkez Bankası’nın eyaletlere ilişkin verilerinin resesyonun yaklaştığı tahminini ortaya koymasına rağmen Amerika’daki işsiz oranı, oldukça sabit seyrediyor. İşsizlik oranı Eylül ayında yüzde 3,5 ile en düşük seviyeye gerilerken, Ekim ve Kasım aylarında yüzde 3,7 olarak kayda geçti.

San Francisco Merkez Bankası araştırması, Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) Aralık ayı tahminleri uyarınca işsizlik oranının önümüzdeki yıl artacağını öngördüğünü hatırlatıyor. FED, 2023’te işsizlik oranının bir yılda yüzde 4,6’ya çıkacağını tahmin ediyor.

Araştırmada, FED’in tahmininin doğru çıkması durumunda işsizlik oranında “böylesi bir artışin, resesyon öngörüsünü tetikleyebileceği belirtilirken, “Bu bakış açısına göre düşük işsizlik, yüksek resesyon olasılığına yol açabilir” deniyor.

Makro ekonomi araştırmaları şirketi SGH Macro Advisors’dan ekonomist Tim Duy, FED’in, enflasyon cephesinde başarmak istediklerini elde etmesi için “ekonominin 2 milyon iş kaybına uğraması gerektiğini, bunun 1991 ya da 2001’deki resesyona benzeyebileceğini” kaydetti.

Amerikan ekonomisinin resesyona gireceğine ilişkin kaygılar, FED’in enflasyonla mücadelede attığı sert adımlardan kaynaklanıyor. Birçokları, FED’in enflasyona gereğinden fazla odaklandığı ancak Amerikalılar’ın işlerini koruması için yeterince çaba göstermediği eleştirisi getiriyor. FED yetkilileriyse, fiyat istikrarına geri dönüş olmadığı sürece ekonominin tam potansiyeline erişmekte güçlük çekeceğini savunuyor.

FED Başkanı Jerome Powell, bu ayın başındaki son Federal Serbest Piyasa Komitesi toplantısından sonra, FED’in ekonomik duruma ilişkin mevcut tablosunu resesyon belirtisi olarak görmediğini ancak birçok unsurun belirsizliğini koruduğunu kaydetmişti.

Powell, “Resesyona girip girmeyeceğimizi hiç kimsenin bildiğini sanmıyorum, eğer bunu bilsek de resesyonun derin mi yoksa sığ mı olacağını bileceğimizi düşünmüyorum. Bunu bilmek imkansız” demişti.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın