CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, 2022 yılını değerlendirdiği ve 2023 yılına dair dileklerini paylaştığı yazılı bir basın açıklaması yaptı. 

CHP’li Demirtaş; “2022 yılı, ülkemizde ekonomik krizin derinleşip büyüdüğü, toplumun dar gelirli vatandaşlarının, işçinin, memurun, esnafın, üreticinin, emeklinin sorunlarının katlanarak arttığı, basiretsiz yönetim ve ihmal nedeniyle 42 madencimizi toprağa verdiğimiz zor bir yıl oldu. 2022 yılında da, hem Zonguldaklıların hem de bütün vatandaşlarımızın yaşadığı her sorun bizim de öncelikli gündemimiz oldu” dedi.

Ünal Demirtaş, mesajında 2023 yılının umudun ve değişimin yılı olduğuna vurgu yaparak, “2023 yeni başlangıçların yılı olacaktır, iktidar değişecek, Millet İttifakı’nın adayı 13. Cumhurbaşkanı olacak, Türkiye’de büyük bir değişim yaşanacaktır. Tek adam rejiminin Türkiye’ye verdiği büyük zarar, 2023’te hem parlamentoda millet ittifakının çoğunluğu elde etmesi hem de özgürlükçü, halktan, adaletten, eşitlikten, hukuktan, demokrasiden yana bir Cumhurbaşkanının göreve başlamasıyla giderilecektir. Güçlendirilmiş parlamenter rejim hayata geçecek, ekonomide yapısal büyük değişiklikler yaşanacak, dış borçla çevrilen değil katma değeri yüksek ürünler üreten, dünya ile rekabet eden bir Türkiye için ciddi adımlar atılacaktır. Milli gelir artacak, hakça paylaşım yapılacaktır. 2023 yılındaki değişim ile Türkiye sadece krizden çıkmayacak, bir daha böyle ekonomik buhranların da yaşanmasının önüne geçilecektir. Türkiye, Avrupa Birliği standartlarına hızla yükselecek, ülkeye adalet gelecektir. Daha iyi bir yaşam  için bilimin ışığında akılcı yöntemlerle ve bağımsız kurumlarla krizlerin yaşanmadığı bir geleceği hep birlikte inşa edeceğiz” dedi.

İkinci Yüzyıl Vizyonuna da dikkat çeken CHP’li Vekil; İkinci Yüzyıl Vizyonu ile vatandaşların refaha ulaşacağını söyleyerek; “Cumhuriyetimiz ikinci yüzyılına girerken, uluslararası rekabet gücünü arttırıp, güvenceli ve nitelikli istihdam ile verimliliği sağlayacağız. Güçlü sosyal devlet, gelir ve fırsat eşitliği, artan milli gelir ile emeğe, üretime değer veren, bilimi esas alan, hak temelli, çağı yakalayan vizyon ile toplumun tüm kesimleri birlikte zenginleşecektir. 2023 yılı işte bu değişimlerin yaşanacağı umudun arttığı bir yıl olacaktır” ifadelerine yer verdi.

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş açıklamasında şunları da belirtti;

AMASRA FACİASI, SÖZÜN BİTTİĞİ YERDİ

14 Ekim 2022 tarihinde, Türkiye Taşkömürü Kurumu’na bağlı Amasra Müessesi’nde meydana gelen maden faciasında 42 madencimizi kaybettik. Bu facia elbette ki ilk değildi. Yıllardır yaptığımız uyarılar önemsenmediği için maalesef Amasra faciası yaşandı. Tüm Türkiye’yi, yasa boğan bu kaza da tıpkı diğerleri gibi öngörülebilir ve önlenebilir nitelikteydi. Ancak yönetim zafiyeti ve ihmaller nedeniyle Amasra faciasının önüne geçilemedi. Oysa TTK, aslında hem Zonguldak’ın hem de Türkiye’nin güzide kuruluşlarından birisidir ve yüz yetmiş yıllık madencilik birikimine, donanımına, tecrübesine sahip olan bir stratejik bir kurumdur. Ancak son 20 yılda Kurum, gelişeceğine sürekli gerilemiştir. Norm kadrolu işçi sayısı 14 bin 500’lerden 7 binlere, üretim de 3 milyon tondan 1 milyon tonun altına gerilemiştir. İşçi açıkları, iş güvenliğini tehdit eden en önemli unsurdur. Bunu defalarca söylememize rağmen TTK’nın işçi açıkları bilerek, kasten kapatılmamış ve kurum liyakatsiz, beceriksiz kadroların elinde çürümeye terk edilmiştir.

Ülkemizde her maden faciasından sonra “Sorumluların cezalandırılacağı” ifade edilmiş ancak şimdiye kadar sorumlular ceza almamış aksine terfilerle ödüllendirilmiştir. Üstelik hala TTK’nın işçi açıkları hala daha kapatılmamakta, uyarılarımız dikkate alınmamaktadır.  Bizler  Amasra faciasındaki gerçek sorumluların cezalandırılması ve alnın akıyla ekmek parası için dünyanın en zor ve riskli işini yapan madencilerimizin, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinden taviz verilmeden çalışabilecekleri koşulları sağlamak için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, Amasra Maden Faciası’nın Araştırılması için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu’nda sorularımızı sormaya ve  çalışmaya devam edeceğiz.

VATANDAŞLARIMIZ TEMEL İHTİYAÇLARINI KARŞILAYAMIYOR

2022 yılında, gündemimizde olan en önemli konulardan biri de ekonomik krizdi. Ülkemizde ekonomik kriz nedeniyle vatandaşlarımız maalesef temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak hale gelmiştir. Hem bu durumu tespit etmek hem de çözüm üretmek amacı ile TBMM’de özellikle dar gelirli vatandaşlarımızın sorunlarını her fırsatta soru ve meclis araştırma önergeleri ile dile getirdik. TÜİK, Sarayın talimatları ile yaptığı istatistik oyunları ile enflasyonu gizlemeye çalışırken, gıda ve enerji fiyatlarındaki fahiş artışlar nedeniyle mutfakta tenceresi kaynamayan vatandaşlarımızın sesi olmak için çalıştık. 

ISINMAK LÜKS OLDU

Odun-Kömür Fiyatları Cep Yakıyor

Dar gelirli ve yoksul vatandaşlarımızın en önemli sorunlarından biri de ısınma sorunudur.  Ülkemizdeki yanlış enerji politikaları sonucunda, elektrik, doğalgaz ve kömür fiyatlarındaki fahiş artışları vatandaşlarımızı zorlamaktadır. Özellikle köy ve ilçelerde, doğalgazın bağlanmadığı yerlerde ve şehirde yaşayan ve doğalgaz olup da ekonomik imkanlar nedeni ile evlerine ve iş yerlerine doğalgaz bağlatamayan vatandaşlarımız, konutlarda ısınma için “kömür, odun, pelet” gibi “katı yakacaklar” kullanmaktadır. Bunun yanında, son bir yılda doğalgaza ve elektriğe %150’nin üzerinde zam yapılması nedeniyle çok sayıda vatandaşımız da yeniden kömür sobasına dönmüştür. Ülkemizdeki hane sayısı, içinde iş yerlerinin de olduğu toplam doğalgaz abone sayıları göz önüne alındığında, en az 30 milyon kişi, evlerinde yakacak olarak “kömür, odun, pelet” gibi katı yakıtları kullanmaktadır. Ancak kömür ve odun fiyatları da cep yakmaktadır. Üstelik vatandaşın temel ihtiyaçlarından biri olan kömür, odun gibi yakacakların Katma Değer Vergisi oranı %18’dir. Evlerde yakacak olarak kullanılabilen 1 ton yerli taşkömürün KDV dahil fiyatı 8-9 binlere çıkabilmektedir. Taş kömürüne göre kalorisi daha düşük olan 1 ton linyit kömürün fiyatı da 4 bin- 4 bin 500 TL’ye kadar çıkmaktadır. Yine evlerde yakacak olarak kullanılan 1 ton odunun fiyatı KDV dahil fiyatı 3000 TL, sıkıştırılmış, talaş ve fındık kabukları gibi doğal ürün ile atıklardan elde edilen bir yakıt olan peletin 1 tonu ise %18 KDV dahil 8000-10.000 TL arasındadır. Bunun yanında, yine tedarik sorununun yaşanana ithal kömürün de ton başına satış fiyatı da 9 bin lirayı bulmaktadır. Enerji fiyatlarındaki artışın neden olacağı mağduriyetin ortadan kaldırılması amacıyla kömür, odun ve peletteki KDV’nin %18’den %1’e indirilmesi ve konutlarda kullanılan doğal gaz ve elektriğe uygulanan katma değer vergisi oranının yüzde bire indirilmesi için Kanun teklifi verdik.

2022 YILINDA İŞSİZLİK ARTTI, ASGARİ ÜCRET SEFAKET ÜCRETİ OLDU, SENDİKAL ÖZGÜRLÜKLER KISITLANDI

2022 yılının önemli gündem maddelerinden biri yine işsizlik oldu. 20 yıllık Ak Parti İktidarı’nın yanlış istihdam politikaları nedeniyle Kasım ayı işsizliği %21’e, genç işsizliği ise %19.6’ya çıkmıştır. Gençler, ülkemizde iyi bir gelecek göremedikleri için yurt dışına gitmek istemektedir. Maalesef nitelikli iş gücümüz, batılı ülkelere göçmektedir. Gençlerimize özgür ve umut dolu bir geleceği biz kuracağız.

Asgari ücret ise, son 10 yılda dolar bazında erimiş, buna karşılık asgari ücretle çalışan sayısı da artmıştır. Oysa asgari ücret, ülkemizdeki en büyük toplu iş sözleşmesidir. Çünkü Avrupa’da asgari ücretle çalışanların ortalaması ise %5 iken, biz de %57’ye çıkmıştır.  10 milyon kişi, asgari ücret veya biraz üzerinde ücrete çalışmaktadır. Bugün ülkemizde yaklaşık 8 milyon kayıt dışı çalışan ise, asgari ücret bile alamamaktadır. Açlık sınırının 7 bin 7 45 lira olduğu ülkemizde 2023 yılı için açıklanan 8 bin 500 liralık asgari ücret de çalışanların temel ihtiyaçlarını karşılamada çok yetersiz kalmıştır.

Sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki engeller kaldırılmadığı gibi kısıtlanmıştır. Çalışma Bakanlığı verilerine göre, sendikalaşma oranını, 2002 yılında %58,6’dan 2022 yılında, kayıt dışı çalışanlar da eklendiğinde, oran %10’lara düşmüştür. Toplu sözleşme oranını da %22’den kamu dahil %9,5’a düşmüştür. Çalışanların her türlü hak ve özgürlüklerinin önündeki engellerin hepsi Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında kaldırılacaktır. 

EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞI, ASGARİ ÜCRET KADAR OLMALI

Yaklaşık 14 milyon emeklimiz yıllardır sorunların çözülmesini bekliyor. Sosyal güvenlik yasasında yapılan her değişiklik, emekli aylık ve koşullarında bir geri gidişe neden oldu.. Emekli aylıklarında intibak sağlanamadı, aylık bağlama oranları düşürüldü, emekli aylıkları enflasyon karşısında eriyip gitti, emekli maaşının alım gücü düştü, emekliler temel gıda ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak kadar derin bir yoksulluğa sürüklendi. Emekliler geçinemiyor, bu nedenle de yaklaşık 7 milyon emekli, emekli olduktan sonra da hayatlarının ikinci baharında çalışmak zorunda kalıyor. 14 milyon emeklimizin yaşadığı sorunları, Çalışma Bakanlığı bütçe görüşmelerinde dile getirdik. Bunun yanında emeklilerin intibak sorunun çözülmesi, en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çıkarılması ve bayram ikramiyelerinin de en az asgari ücret seviyesine çıkarılması için soru ve meclis araştırma önergeleri verdik. 

BARINMA KRİZİ 

Ekonomik krizin giderek derinleştiği, TÜİK enflasyonunun bile giderek yükselerek üç haneli rakamlara yaklaştığı, bu  yüksek enflasyon karşısında ise  işçi, memur, emekli, asgari ücretli gibi toplumun dar gelirli kesiminin gelirlerinin artmadığı hatta alım gücünün sürekli düştüğü, bu nedenle vatandaşlarımızın yüksek bir bölümünün fahiş kira artışlarını karşılayamadığı, bu nedenle evlerinden çıkarıldığı, insanların kiralarını karşılayabilmek için 5-10 kişi ile birlikte yaşamak zorunda kaldığı, kiralardaki artışın çok daha yüksek olduğu büyükşehirlerden ve sahil kesimlerinden Anadolu’ya göçlerin başladığı, bu durumun eğitimden sağlığa, üretimden istihdama kadar pek çok alanda önemli sorunlara yol açmaya başladığı, özellikle kiraların çok yüksek olduğu büyükşehirler ile sahil kesimlerinde bazı sektörlerde eleman sıkıntısının yaşanmaya başlandığı, gençlerin üniversite tercihlerini yaparken,  istedikleri üniversite ve bölümlerden daha çok yaşam maliyetinin en önemli kalemlerinden olan barınma sorununa göre tercihlerini yapmak zorunda kaldığı, konut hakkına erişmede çok ciddi sorunların olduğu bir kriz dönemi yaşanmaktadır. Bu nedenle barınma konusunda yaşanan sorunun acilen çözümleri ile ilgili olarak soru ve meclis araştırma önergeleri verdik.

ÜLKE İFLASIN EŞİĞİNDE

Türkiye’nin uluslararası alandaki güvenilirliğini zedeleyen ve ekonomisi gelecek vaad etmeyen ülkeler arasında sayılması ihtimalini arttıracak şekilde net hata ve noksan kalemindeki artışın sebeplerinin araştırılması, ülkemize kaynağı belli olmayan döviz girişinin kaynağının tespit edilebilmesi ve ödemeler bilançosunda dengenin yakalanabilmesi için “net hata ve noksanının” araştırılması amacı ile TBMM Başkanlığına bir meclis araştırma önergesi verdik.

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SORUNLARI ÇÖZÜLMEDİ

Sağlık sistemindeki sorunlar da 2022 yılında en fazla dile getirdiğimiz konulardan biri oldu. Sağlık çalışanlarının da vatandaşlarımızın da memnun olmadığı bu sağlık sisteminin sorunlarının biran önce çözülmesi gerekiyor. Bu gün sağlık sistemi, sağlık  hizmeti veren sağlık personelinin doktordan, hemşiresine ve hizmetlisine kadar  memnun olmadığı, sağlık hizmetini alan vatandaşlarımızın da kaliteli sağlık hizmetine erişemediği, pahalı, bir hizmet haline gelmesiyle  özellikle de dar gelirli yoksul olan on milyonlarca  vatandaşımızın da memnun olmadığı, üstelik sağlıkta dönüşüm adı altında yapılan yanlış uygulamalar ile  hasta garantili şehir hastaneleri, özel hastaneler nedeniyle de bütçeye yükü de  astronomik düzeye ulaşarak kamunun da memnun olmadığı bir sisteme dönüşmüştür.

Ülkemiz, yanlış sağlık politikaları nedeniyle yetişmiş insan gücünü kaybetmekte, mesleklerinde çok iyi yerlere gelmiş binlerce doktorumuz akın akın ülkemizi terk etmektedir. 2022’nin ilk 10 ayında 4194 doktor istifa etmiş, istifa edenlerden ise 2153’ü yurtdışına gitmiştir. Son 5 yılda ise 6338 doktor yurtdışına gitmiştir. 8 bin 275 hemşireden %76.3’ü ise mesleğini başka bir ülkede yapmak istemekte, üstelik yarısından fazlası da bu süreci başlattığını söylemektedir. Sağlık sistemindeki kronikleşmiş sorunların biran önce çözülmesi gerekmektedir.

YARGI SARAYIN APARATI VE SOPASI 

Ülkemizdeki en önemli sorunlardan biri de yargının bağımsız ve tarafsız olmamasıdır. Yargı sistemimiz Avrupa Birliği ilerleme raporlarında ve dünyanın saygın ve ciddi hukuk kurumlarında da ağır şekilde eleştirilmektedir. 2022 yılı Avrupa Birliği İlerleme Raporu’nda “Avrupa Birliğinin demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel haklar ve yargı bağımsızlığının sürekli kötüye gitmesiyle ilgili ciddi endişeler giderilememiştir” denilmektedir. Dünya Adalet Projesi 2022 Hukukun Üstünlüğü Endeksi Raporu’na göre ise ülkemiz 140 ülke arasında 116’ncı sırada yer almıştır. Bu konudaki uyarılarımızı da gerek Adalet Bakanlığı bütçe görüşmelerinde gerekse Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunduğumuz önergeler ile gündeme getirdik.

Liyakatin gözetilmediği, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitirdiği, hâkim savcıların yüzünün saraya döndüğü, yargının siyasetin aparatı ve sopası hâline geldiği, ağır işleyen ve etkinliği olmayan, güven vermeyen ve erişilemeyen bir sistemden adalet çıkmaz. 85 milyon vatandaşımızın tamamı hızlı, etkin, güven duyulan ve erişilebilen bir yargı sistemi için sonuna kadar mücadele edeceğiz.

FİLYOS PROJESİ AMACI DIŞINA ÇIKARILDI

Hem Zonguldak hem de Türkiye için çok önem olan, milli bir projedir. Ancak Filyos Vadisi Projesi yapım sürecinin başından itibaren açık ve şeffaf bir şekilde yürütülmemiştir. Filyos Vadisi Projesi’nin kamunun kaynakları ile milli bir proje olarak yapılıyor olması nedeniyle sorduğumuz ısrarlı sorular üzerine Filyos Vadisi Projesi ile ilgili olarak sürecin en başından bugüne değin Tosyalı Holding’in istek ve çıkarları doğrultusunda şekillendirildiği ortaya çıkmıştır. Son olarak da Filyos Endüstri Bölgesi’nde, Tosyalı Gübre Sanayi A.Ş’ye, 49 yıllığına  tahsis edilmiş, bütün itirazlara rağmen ÇED süreci kağıt üzerinde tamamlanmıştır. Zonguldak’ın ve bölgenin umudu olan ve kamu kaynakları ile yapılan Filyos Vadisi Projesi, Tosyalı Vadisi Projesi’ne dönüşmüştür. Ülkemiz ve Zonguldak adına, bu projeyi takip etmeye devam edeceğiz.

SEL FELAKETLERİNDEN DERS ALINMADI 

Batı Karadeniz Taşkın Planı Hayata Geçirilmedi 

26 Haziran 2022’de Batı Karadeniz’de etkili olan yağışlar, sel felaketine dönüştü. Sel felaketinin meydana geldiği yerlerde son derece olumsuz manzaralar yaşandı. Vatandaşlarımız evlerinden, yollardan botlar ile tahliye edildi. Araçlar yollarda kaldı, barajlar taştı, köprüler çöktü, ekili tarım arazileri su altında kaldı, evleri, iş yerlerini su bastı. Sel felaketi Zonguldak Merkez, Çaycuma, Saltukova, Devrek, Bakacakkadı, Gökçebey, Alaplı, Gümeli’de ağır hasar bıraktı. Oysa, 2019 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ‘Batı Karadeniz Havzası Taşkın Yönetim Planı’nında öngörülen tedbirler alınmış olsaydı bu sel felaketi yaşanmayacak, vatandaşlarımız mağdur olmayacaktı. Batı Karadeniz Taşkın Planı’nda yer alan tedbirler konusunda sel felaketinden 7 ay önce yaptığımız uyarıları bir kez daha meclis gündemine taşıdık. 

ZONGULDAKLI BESİCİLERLE SÜT ÜRETİCİLERİNİN SORUNLARINI MECLİS GÜNDEMİNE TAŞIDIK

Türkiye’nin, yanlış tarım ve hayvancılık politikaları nedeniyle Subaşı Hayvan Pazarı’ndaki besiciler ve süt üreticilerini ziyaret ederek yaşadıkları sorunları dinledik. Yem fiyatları ile maliyetlerdeki fahiş zamlar karşısında hiçbir besicinin ayakta kalması mümkün değildir. Besiciler artık hayvanlarını besleyecek yem alamıyorlar. Bir zamanların tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten sayılı ülkelerden biri olan Türkiye’nin bugün geldiği noktayı kabul etmek mümkün değildir. Besicilerimiz, ‘Böyle giderse koyunları, inekleri belgesellerde izlersiniz’ diyor. Bu kötü durumdan acilen kurtulmak ve Türkiye’yi yine tarımda ve hayvancılıkta kendi kendine yeten duruma getirmek için acilen önlem alınması gerekiyor.

KDZ.EREĞLİ SANAYİ ESNAFI MALİYET ARTIŞI NEDENİYLE SIKINTI YAŞIYOR

Sanayi Sitesi esnafını çok defa ziyaret ederek sorunlarını dinledik. Sektörüne ve malzemesine göre  %70’den %500’e varan maliyet artışlarından ve adet bazında satışlarında ki %50-60’lara varan düşüşlerden, elektrik, akaryakıt ve gıda fiyatlarındaki artışların kendilerini zora soktuğunu anlattı. Ekonomik krizin derinleştiği ülkemizde sanayi esnafımızın dertleri de çözülecek.

ZONGULDAK’IN TARİHİ, KÜLTÜREL VE ENDÜSTRİYEL MİRASI TBMM GÜNDEMİNDE

2022 yılında Zonguldak ve ilçelerinin tarihi kültürel ve endüstriyel mirasına sahip çıkılması ve bu doğrultuda adımların atılması için çaba sarf ettik.

Bir endüstri kenti olarak tanımlanan Zonguldak’ta korunmuş, incelenmiş, belgelenmiş, yorumlanmış “endüstri mirası” niteliğindeki yapılardan biri de 1953 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları tarafından işletmeye açılan Kdz. Ereğli-Armutçuk demir yolu hattıdır. 15 kilometre uzunluğunda olan bu hat, maden çalışanlarının ulaşımını ve kömürün iletimini sağlamak amacıyla kurulmuş ve 2009 yılına kadar kullanılmıştır. Bu hata bağlı olarak yapılan, lojman, büro, yolcu salonu gibi bölümleri, 2009 yılından sonra maalesef yıkılmış ancak buharla çalışacak lokomotifler için yapılan “Kdz. Ereğli Lokomotif Bakım ve Onarım İşliği”, koruma kararı olması sonucunda bugüne kadar ayakta kalmayı başarmıştır. Bu işliğin “Endüstriyel Miras” olarak Kdz.Ereğli’ye kazandırılması gerekmektedir.

Bunun yanında Şükrü Usman Sokak’taki Fransız Evleri ile dışında da, Zonguldak’ın diğer mahallerinde 1890’lardan bugüne kalan yapılar da tarihi ve kültürel miras niteliğindedir. Bu tarihi yapılar, Zonguldak’ın tarihini, kültürel ve sosyal hayatını yansıtan ve korunması gereken kültür varlıklarıdır. Zonguldak’ın taş kömürüne ait geçmişini yansıtabilecek nitelikte olan bu kültür varlıklarının, restorasyon ve iyileştirme çalışmalarının şimdiye kadar yapılmamış olması ve bu yapıların bölgenin turizmine katkı sunacak şekilde planlanmamış olması çok büyük bir eksikliktir. Bu nedenle öncelikle vatandaşlarımızın can güvenliği açısından başta Fransız Evleri olmak üzere Zonguldak’ın diğer mahallerinde de, 1890’lardan bugüne kalan yapıların, acilen restorasyon, bakım ve onarım işlerine başlanmalı, ardından, bu yapıların, Zonguldak’ın turizm potansiyelini yükseltecek, kentin ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkı sağlayacak ve geleceğe de aktarılacak hale dönüştürülmesi gerekmektedir. Her iki konu da gereken adımların atılması için Kültür ve Turizm Bakanlığına soru önergesi verdik.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın