ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nde görevli bilim insanları, Marmara Denizi’ndeki oksijen değerlerini ölçmek ve Türkiye’de ilk defa bir denizin karbon yutma kapasitesini hesaplamak üzere çalışmalarına başladı.

Marmara Denizi Bütünleşik Modelleme Sistemi Projesi (MARMOD) kapsamında, Marmara Denizi’ndeki çalışmalar devam ediyor.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Bilim-2 gemisiyle 10 gün sürecek kış seferine çıkan 13 bilim insanı, Marmara Denizi’nde 120 ayrı noktada oksijen, bulanıklık, deniz suyu sıcaklığı ve tuzluluk ölçümü yapacak.

Seferde ayrıca Marmara Denizi’nin karbon yutma kapasitesi de hesaplanacak.

Kış seferiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan MARMOD proje sorumlusu ve ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Yücel, yıllardır Marmara Denizi’nden veriler topladıklarını belirterek “Bu verilerin gösterdiği ortak bir nokta var, o da maalesef Marmara’daki oksijen kaybı,” dedi.

“Oksijen kaybı devam ediyor”

MARMOD projesinde daha çok denizin sıcaklık, tuzluluk, denizdeki biyolojik üretkenlik, bulanıklık ile oksijen ve besin tuzları gibi biyokimyasal parametrelere baktıklarını söyleyen Yücel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Oksijen sorununun asıl kaynağına inmeye çalışıyoruz. Azot, fosfor yükleri ve bunlara bağlı biyolojik üretim, oksijen kaybının en büyük nedeni. Bu parametrelere odaklanmış durumdayız.

“Marmara Denizi’nde geniş ölçekte oksijen kaybı trendi devam ediyor. Şu an içinde bulunduğumuz seferde özellikle 20 metreden sonra birçok balık türünün stres altına girdiği oksijen değerlerine ulaşıyoruz, 80 ila 100 metreden sonra neredeyse sıfırın altına inen değerler var.”

TIKLAYIN – Rıdvan Turan: Marmara Denizi yoğun bakımda

“Yutak kapasitesini hesaplayacağız”

Yücel, denizlerin insan kaynaklı karbondioksitin en büyük emicisi olduğunu işaret ederek şöyle dedi:

“Kendi denizlerimizin ne kadar çok karbondioksit emebildiğini, bu akışların ne kadar olduğunu bilmiyoruz çünkü ölçülmemiş. Karasal sistemlerin yutak kapasitesinin hesaplanması gerektiği gibi denizlerin kapasitesinin de hesaplanması gerekiyor, şu anda bunun ilk adımını atmış durumdayız. Sürekli veri toplamamız ve büyük alanları incelememiz gerekiyor. Bu seferde yaptığımız bu.

“Çanakkale Boğazı’ndan başladık, Rize, Hopa’ya kadar, bütün münhasır denizel bölgemizi kapsayacak şekilde açıklara da çıkarak bütün alanı tarayacağız. Verilerle, denizlerimizdeki karbondioksit haritası ilk defa ortaya çıkmış olacak, buradan da yutak kapasitesini hesaplayacağız.”

Yücel “Dünyadaki benzer örneklerine bakarak, beklentimiz, Karadeniz ve Marmara Denizi’nin karbon tutma kapasitesinin yüksek olabileceği yönünde,” diyerek sözlerini tamamladı.

• Karbon yutma: İnsani faaliyetler neticesinde ortaya çıkan sera gazları atmosfere salınırken, salınan gazların bir kısmı doğal veya insan yapımı sistemler tarafından yutularak depolanıyor.

En yaygın yutak türü ormanlardır. Ayrıca, toprak, turba, permafrost (sürekli donmuş) toprak tabakaları, okyanus suyu ve derin okyanustaki karbonat çökeltileri diğer yutak şekilleridir.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın