Son yıllarda hızla artan enflasyonun tüm toplum kesimlerinin alım gücünü olumsuz etkilediğini dile getiren Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz: “Tabi bu durumdan en yoğun etkilenen toplum kesimi sabit ücretliler oldu. Özellikle gıda fiyatlarında yaşanan sert enflasyon bu kesimin alım gücünün daha da düşmesine sebep oldu. Öte yandan, Rusya-Ukrayna savaşının da etkisiyle hızla artan enerji fiyatları ise işletme sermayesi ihtiyacının artmasına ve kar marjlarının daralmasına sebep olmakta. Önümüzdeki süreçte asgari ücret belirlenirken tüm bu veriler ışığında iş barışını gözetecek bir karar alınmalı” dedi.
Vatandaşın alım gücü hızla daraldı
Son yıllarda yaşanan enflasyonist ortamın sabit gelirli vatandaşın alım gücünü hızla aşağı çektiğinin altını çizen Karadeniz, “TÜİK verilerine göre Kasım 2022 itibariyle gıda ve alkolsüz içeceklerde yıllık enflasyon %100’ü aşmış durumda. Özellikle dar gelirli kesimin en büyük gider kalemini oluşturan gıda harcamalarında yaşanan bu artış vatandaşımızın temel ihtiyaçlara erişimde sıkıntılar yaşamasına sebep oluyor. Hatta alım gücünde yaşanan düşüş sebebiyle sanayiciler girdi maliyetlerinde yaşanan artışı fiyatlara yansıtamamakta ve onun yerine kar marjlarını düşürme yoluna gitmekte. Uzun bir süredir üretici enflasyonunun, tüketici enflasyonunu geçtiği bir dönem yaşıyoruz. Önümüzdeki süreçte enflasyonun gerilemesi önündeki en büyük engel olarak ise girdi maliyetlerinin yüksek seyrini görebiliriz. Bu sebeple mutlak suretle gerek sanayi gerek tarımsal üretimde girdi maliyetlerini düşürecek politikalar hayata geçirilmeli. Asgari ücrete yapılacak zam mutlaka geçici bir rahatlama sağlayacaktır lakin kamunun da elini taşın altına koyarak gelir vergisi dilimlerini güncellemesi gerektiği aşikardır. Son yıllardaki negatif değişiklikler neticesinde ilk vergi dilimi 21 brüt asgari ücretten 4,9’a kadar gerilemiştir. Bu durum çalışanların hızla yüksek vergi dilimine girmesine ve brüt gelirlerinin daha büyük bir kısmının vergiye giderek net gelirlerinin azalmasına sebep olmaktadır. Alım gücünün hızla daraldığı bu dönemde vergi dilimlerinin güncellenmesi yoluyla çalışanların gelirlerinin arttırılmasının doğru bir yöntem olacağı kanaatindeyiz” dedi.
İş barışı gözetilmeli
Rusya-Ukrayna savaşının da etkisiyle petrol ve doğalgaz başta olmak üzere enerji fiyatlarında yaşanan hızlı artışların işletme sermayesi ihtiyacını arttırdığını ve firmaların kar marjlarını erittiğini belirten Karadeniz: “Özellikle sektörümüz gibi enerji yoğun sektörlerde bu etki daha derin hissediliyor. 2023 yılının da enerji fiyatları bakımından büyük bir belirsizliği barındırdığını söyleyebiliriz. Ülkemizde finansman maliyetlerinin yüksek, vadelerinin ise kısa olması durumu ile artan işletme ihtiyacı durumunu bir arada ele aldığımızda ise işletmelerin oldukça zor bir dönemden geçtiğini söyleyebiliriz. Birçok işletme sahibi bir taraftan çalışanlarına daha iyi imkanlar sunmak isterken diğer taraftan ise asgari ücrette meydana gelecek sert bir artışı finanse edip edemeyeceğinin düşünüyor. Özellikle ihracat yapmayan işletmelerin bu dönemde daralan iç pazar sebebiyle mevcut durumdan daha çok etkilendiğini gözlemliyoruz. Önümüzdeki dönemde zorunlu işten çıkarmaların yaşanması ise en büyük çekincelerimizden. Bu sebeple asgari ücret zammında iş barışı gözetilerek hareket edilmeli ve yükün tamamı işveren sırtına yüklenmemeli” dedi.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.