Michelin 2023 seçkisinde önerilen restoranlar kategorisine giren Matbah Osmanlı Saray Mutfağı, etkinliklerine ara vermeden devam ediyor. Matbah Restaurant, misafirlerine 7 – 17 Aralık tarihleri arasında, Mevlana’nın aşçısı Ateşbaz-ı Veli’nin menüsünü oluşturduğu “Mevlevi Sofrası” kuruyor.
Osmanlı Saray Mutfak sanatını yaşatan Matbah Restaurant, 749. Şeb-i Aruz törenleri nedeniyle, 7 – 17 Aralık 2022 tarihleri arasında misafirlerine, Mevlana’nın aşçısı Ateşbaz-ı Veli’nin menüsü örnek alarak oluşturulan “Mevlevi Sofrası” kuruyor. Konuklarını Mevlevi mutfağının en seçkin örneklerinin yer aldığı Mevlevi Somadı Etkinliği’ne davet eden Matbah Restaurant, özenle seçilmiş ve aslına uygun olarak hazırlanmış Mevlevi Mutfağının eşsiz ve zengin lezzetlerini içeren ‘Mevlevi Somadı’ menüsü ile misafirlerini ağırlamaya hazırlanıyor.
“HUUUU SOMATA SALAAAA”
“Somat” (sofra) adabına büyük önem veren sufiler, büyük İslam âlimi Mevlâna’nın eserlerinde verdiği reçeteleri hala kullanıyorlar. Bu reçeteler bugün Konya mutfağının hâlâ önemli bir parçası olarak yer alıyor. Ünlü İslam düşünürü Mevlâna, hayat felsefesini açıklarken, sembollerinin çoğunu doğadan seçmiştir. Gıdalar da bu semboller arasındadır. Mevlâna’nın, ilahi aşk şiirlerini toplayan Divan-ı Kebir adlı eserinde geçen “Hamdım, piştim, yandım” sözü, buna bir örnektir. Ünlü âlimin, tasavvuf ile ilgili bilgilerin yanı sıra sunduğu yemek reçeteleri de, kendi çağının yemek kültüründen bizlere sunduğu birer hediyedir.
SUFİZM VE MUTFAK
Sufizm, yani tasavvuf öğretisinde ‘mutfak’ çok önemli bir yer tutar. Dervişler eğitimlerine mutfak ile başlar. Amaç, sadece yemek pişirmeyi değil, aynı zamanda doğanın olağanüstü çabalarla insanlığa sunmuş olduğu yiyeceklere karşı saygı duymayı öğrenmektir. Yiyeceklerin en verimli, en uygun şekilde kullanımına ve tüketimine büyük önem verilir,
AŞÇIYA SAYGI
İşte bu yüzden, aşçılık Mevlâna zamanında en çok itibar edilen meslekti. Hatta dergaha girmek için önemli bir aşamaydı ve ruhani anlamda bir makamdı. Mevleviler, yüce yaratıcının sunduğu nimetleri büyük hünerle pişirerek kulların beslenmesine aracılık ettikleri için aşçılara büyük saygı göstermişlerdir.
Bu hürmetin en büyük göstergesi ise, Mevlâna’nın çok sevdiği aşçısı Ateşbaz-ı Veli (ateşle oynayan) öldüğünde, onun adına bir türbe yapılmasıdır. Dünyada adına türbe inşa edilen belki de tek aşçı olan Ateş-Baz Veli’dir. Konya Belediyesi her yıl Ateş-Baz Veli’nin türbesi önünde ‘Mutfak Günleri’ festivali düzenleyerek aşçılığa olan saygısını göstermektedir.
HER LOKMA İÇİN ŞÜKÜR
“Somat” (sofra) adabına büyük önem veren sufiler, oğle ve akşam olmak üzere günde iki kez yemek yerler. Sofrayı can’ lar (mürid) hazırlar. Tuz, yemeklerde törensel ifade taşır. Yemek onunla başlar, onunla biter. Hazırlıklar bitince, sıra yemeğin yenmesine gelir. Kazancı Dede, kazanın kapağını açınca, can’lar kazanı ocaktan alırlar. Kazancı Dede’nin duası ile yemek daveti duyurulur. Elleri önde bağlı duran sufiler, kapıya gelince başlarını eğerek selamlaşır ve sofraya geçerler. Şeyhin katılımı ve duası ile yemeğe başlanır. Yemek esnasında kesinlikle konuşulmaz. Mevlevilerde yemek faaliyeti adeta bir ibadet halidir. Yemek yerken kendilerine nasip olan lokmalar için devamlı şükrederler. Yemeğe topluca başlandığı gibi topluca bitirilir.
MATBAH RESTAURANT’TA MEVLEVİ SOFRASI
Osmanlı Saray Mutfak sanatını yaşatan Matbah Restaurant, özenle seçilmiş ve aslına uygun olarak hazırlanmış Mevlevi Mutfağının eşsiz ve zengin lezzetlerini içeren Mevlevi Somad’ı menüsü ile misafirlerini bekliyor.
Mevlevi Mutfağının özel lezzetleri arasında şunlar yer alıyor:
* Şerbeti – Sirkencübin Şerbeti, gibi en özel tatlar ile;
*Tutmaç Çorbası
*Herise (Keşkek) 2011 UNESCO kararı ile Türkiye’nin Somut Olmayan Kültürel Mirası
*Gül Yapraklı Marul Salatası
*Mevlevi Pilavı (Hassaten Lokma) seçeneklerinin bulunduğu Mevlevi Mutfağının sofrasının vazgeçilmez tadı, Zerde de yine menüde yer alanlardan.
- Menüde oluşturulur iken kullanılan kaynaklar ise, Nevin Halıcı’ya ait.
Mevlana’nın Hamdım Piştim Yandım Sözü Ne Demek?
Mevlana’nın birçok sözünde olduğu gibi hamdım piştim yandım sözünde de kelimeler mecazi anlamda kullanılmıştır. Derviş, henüz seyr u sulûk yolunda iken hamdır. Daha sonra nefsini terbiye ederek fenafillaha erişir. Tasavvufta fenafillah mertebesine erişen kul kendi benliğini Allah’ın zatında yok eder. Bu da ”yanmak” olarak nitelendirilir.
Hamdım Piştim Yandım Ne Anlama Gelir?
Tasavvufta pişmek, aşk ateşiyle yanıp tutuşmaktı. Yanmak ise, gönlün ilahi aşk ile tutuşması ve dünya hayatından tamamen vazgeçmesi anlamına gelir.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.