Aydın’da su tüketim oranını arttıran JES’ler ve iklim krizine bağlı kuraklık, bölgedeki tarımsal üretimi derinden etkiledi.

Aydın coğrafyasında kurulan ve kurulmaya devam edilen Jeotermal Enerji Santralleri (JES), bölgede başta incir olmak üzere zeytin ve üzüm üretimine büyük oranda zarar verdi.

İklim krizine bağlı kuraklığın da etkisiyle Türkiye’nin en önemli tarım üretim alanlarından biri olan Aydın’daki tarım faaliyetlerinin gördüğü hasarı anlatan Aydın-Buharkent Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Naim Özdamar, 2020-2021 yıllarında Aydın’da yaklaşık 500 bin incir ağacının kuruduğunu söyledi.

Zeytin ve pamukta rekolte düştü

Özdamar, Aydın’ı besleyen üç barajdan biri olan Adıgüzel Barajı’ndaki su oranı azlığının Nazilli’nin doğusunu da etkilediğini söyleyerek şöyle dedi:

“2020-2021 yılında Aydın’da yaklaşık 500 bin incir ağacı kurudu. Bu sene kuraklık nedeniyle zeytinde kalite ve rekolte düşüklüğü meydana geldi. Pamuk alanlarında da yeterince su alamadığı için 600-700 kilo ürün almayı beklediğimiz pamuk alanlarında ortalama miktar 400-450 kilograma düştü.”

Naim Özdamar’ın aktardığı bilgilere göre Aydın’daki JES’ler bir termik santral gibi çalışırken, GWh başına ortalama 2700 metreküp su tüketimine neden oluyor.

Buharkent’te bulunan çok sayıda JES, bölgenin hava kalitesini etkilediği gibi yeraltından çekilen ve ağır metaller barındıran akışkanı da çevreye yayarak büyük bir ekolojik yıkıma neden oluyor.

JES’ler yoğun su tüketimlerinin yanı sıra, atık sularının bir kısmının yeraltına deşarj edilmesiyle yeraltı sularını da kirletiyor ve tükenmelerine neden oluyor.

Aydın barajlarının doluluk oranları

Devlet Su İşleri (DSİ) 21. Bölge Müdürlüğü’nün verilerine göre, Aydın genelindeki barajların doluluk oranı şöyle:

  • Adıgüzel Barajı yüzde 10,
  • Kemer Barajı yüzde 14,
  • Çine Adnan Menderes Barajı yüzde 22,
  • Gökbel Barajı yüzde 36,
  • İkizdere Barajı yüzde 14,
  • Topçam Barajı yüzde 20,
  • Karpuzlu Yaylakavak Barajı yüzde 15,
  • Karacasu Barajı yüzde 28.

Kasım ayındaki doluluk verileri henüz açıklanmamasına rağmen Aydın’a yeterli miktarda yağış düşmemesi nedeniyle barajlardaki su seviyesinin çok daha aşağıda olması bekleniyor.

Jeotermal enerji yerin derinlerinde bulunan sıcak bölgelerden yeryüzüne doğru yayılan iç ısı olarak tanımlanıyor. Özellikle yeraltı suları diğer alanlara göre daha çok ısınarak yeryüzüne ulaşıyor ve bu tür alanlar jeotermal alan olarak adlandırılıyor.

Yerin bin ile 4 bin metre derinliğinden çekilen jeotermal akışkan bor, cıva, arsenik, kurşun, amonyak, antimuan, lityum, karbondioksit, hidrojen sülfür ve tuz kimyasallarını içeriyor.

Jeotermal enerjinin başlıca kullanım alanları elektrik enerjisi üretimi, konut ve seraların ısıtılması, termal tesisler (sağlık turizmi).

Türkiye’nin Alp – Himalaya kuşağı üzerinde bulunan genç yapılı arazilere sahip bir ülke olması ve Dünya üzerindeki fay kırıklarının da yoğun olduğu ülkelerden biri olması nedeniyle Anadolu coğrafyası yüksek bir jeotermal potansiyele sahip olarak görülüyor.

Ege Bölgesi ve Güney Marmara ise jeotermal kaynaklarının yoğunlaştığı alanlar olarak adlandırılıyor.

Son yıllarda, Aydın, İzmir, Denizli ve Manisa’da yoğunlaşan jeotermal enerji santralleri, Ege Bölgesi’nin geleneksel tarım ürünleri olarak bilinen ve büyük oranda ihraç edilen incir, üzüm, zeytin, kestane ve diğer bir çok ürünü, bu bölgelerdeki doğal yaşamı tehdit ediyor.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın