Pandemi sonrası dönem tüm dünya düzenini hızla değiştirirken iş yaşamında yarattığı fırtına etkisi ile birlikte, bir daha hayatın eskisi gibi olmayacağının da sinyallerini veriyor. Pandemi sonrası süreçte şirketlerin ilerleyen dönem hedefleri ciddi biçimde etkilenirken, bu süreçte öne çıkan yeni trendlerin değerlendirilmesi, hedef ve planların ne ölçüde değiştiğinin analizi de daha da önem kazanıyor.
Yaşam şekli, çalışma koşulları, pandemi sonrası dönemin dayattığı koşullar nedeniyle değişiyor. Peki pandemiden sonraki dönemde çalışma hayatını ne bekliyor? Özel sektör bazında GSYH’in yaklaşık yüzde 70’ini oluşturan kurumların üst düzeylerinin aktivitelerinde yer aldığı Vizyon 100 platformu büyük çoğunluğu CEO olmak üzere yaklaşık 300 şirketin üst düzey yöneticilerinin katıldığı “Liderler Zirvesi” ni gerçekleştirdi. Zirvede konuşan Vizyon 100’ platformu Kurucu Üyesi ve Dijital Stratejist Bülent Kutlu pandemi sonrası dönemde çalışanların ve şirketlerin alışkanlıklarının nasıl etkileneceğini anlattı.
Yetenek Kıtlığı Tüm Sektörleri Etkiliyor
Kutlu “Dünya zorlu günlerden geçiyor. Bir taraftan pandemi bitti bitecek derken savaş, tedarik zinciri kırılmaları, enerji gibi krizlerle karşı karşıya kaldık. İklim krizi zaten malumunuz. Artık şirketlerin mali yönden kazanımları ile beraber değer kazanımlarını da konuşmak gerekiyor. Topluma, çalışanlarına, müşterilerine ne gibi katkılar verdikleri önemli. Yetenek kıtlığı tüm sektörleri çok etkilemeye başladı. Mutlu bir çalışanın performansını en az yüzde 25 arttırdığı tahmin ediliyor. Şirketler “sürdürülebilirlik”, “fırsat eşitliği”, “doğa ve çevre”, “mutluluk ekonomisi” başlıklarında çeşitli faaliyetler yapıyorlar ve bunlar dünyanın geleceği, toplumun geleceği bakımından bunlar çok değerli, çok önemli. “ dedi.
İş Hayatında Yeni Trend: Sessiz İstifa
Şirketlerin belirli alanlarında, yeteneklere bağımlılığın arttığını ve yetenek açığının kapanacak gibi görünmediğini aktaran Kutlu ‘’ İşe gelip giden ama iş üretmeyen yani ‘sessiz istifa’ moduna geçen çok çalışan var. İşverenler bunun çoğunlukla farkında değil. Şirketler sahip oldukları yetenekleri kolayca kaybetmemeliler yerlerini doldurmaları çok zor olacak.” ifadelerini kullandı.
Gündemde Hidrojen Bazlı Enerjiye Dönüşümler Var
Yakın dönemde hidrojen bazlı enerjiye geçişte önemli çalışmaların yapılacağını ve bu alanda önemli fırsatların ortaya çıkacağını vurgulayan Kutlu “Bu sene kaynakların tüketilmesinde limit aşım süresi 28 Temmuz 2022 tarihi olarak belirlendi yani bu tarihten sonra gelecekten tüketmeye başladık. Geleceğe borçlanıyoruz. Diğer taraftan enerji krizleri her tarafta. Hidrojen bazlı enerjiye dönüşümler artık gündemde.Özellikle büyük şirketler temiz enerjiye yatırımlarını arttırıyorlar. Hidrojen, bu dönüşüm süreci boyunca hayati bir rol oynayabilir. AB, Japonya, Çin, Güney Kore, Avustralya, bu konuya yönelik yeşil hidrojen projeleri oluşturmaya başladı. AB, Yeşil Anlaşma çerçevesinde, yeşil hidrojene 2030’a kadar yüklü bir miktarda yatırım yapmayı hedefliyor. Ülkemizde hidrojen teknolojileri konusunda dikkat çekici bazı çalışmalar yapılmaktadır. Türkiye, avantajları dolayısıyla hidrojen alanında önemli gelişmeler kaydedebilecek potansiyele sahip bir ülke olarak dikkat çekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Dünya Nüfusu 2050 Yılında 10 Milyar Olacak. Kaynak Yetersizliği Artacak
Dünya nüfusunun artış hızının gıda üretimi artış hızından daha yüksek olduğuna dikkat çeken Kutlu, son olarak şunları kaydetti:
‘’Makas gittikçe açılıyor. 2050 yılına doğru kaynaklar yetersiz kalmaya başlarken dünya nüfusu 10 milyara ulaşacak. Bugünün gençliği yarın bu sorunlarla karşı karşıya kalacaklar. Tarım sadece ülkemiz için değil tüm dünya için kritik önemde. Ayrıca iklim krizi gıda üretiminde bambaşka sorunları da beraberinde getiriyor. 2050 yılına kadar ülkeler ve kurumlar karbon nötr taahhüdü veriyorlar. Umarız bu gerçekleşir. Kapsamlı tarım politikaları ve bu alanda ortaya konacak teknolojik iyileştirmeler çok önemli hale geldi.”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.