Denge Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık A.Ş tarafından düzenlenen “5G Teknolojileri Sektörlerde Nasıl Bir Dönüşüm Yaratacak?” konulu panelde, 5G teknolojilerinin sektörel bazda hangi aşamaları hızlandıracağı, değiştireceği veya nasıl dönüşüm yaratacağı tüm yönleriyle masaya yatırıldı.
İnsanoğlunun tarih boyunca geliştirdiği teknolojiler, her daim önemli değişimlerin habercisidir. Bunlardan biri de içinde yaşadığımız dijital çağda en çok konuşulan 5G teknolojisi. 5G, beşinci nesil hücresel ağ teknolojisine verilen genel bir isim olarak tanımlanıyor. 4.5G’den farklı olarak 5G, daha düşük gecikme süreleri, daha yüksek hız ve aynı anda daha fazla cihazın iletişim kurabilmesine imkân veriyor. Peki devrim yaratacağı söylenen bu teknoloji nedir ve hayatımızı nasıl etkileyecek? İşte tüm bu soruların cevapları yaklaşık 20 yıldır gayrimenkul sektöründe değerleme hizmeti sunan Denge Değerleme tarafından düzenlenen “5G Teknolojileri Sektörlerde Nasıl Bir Dönüşüm Yaratacak” başlıklı panelde yanıt buldu. Moderatörlüğünü deneyimli Ekonomi TV Programcısı Hande Berktan’ın üstlendiği panelin konuşmacıları ise TURKCELL Dijital Dönüşüm Projeleri ve Müşteri Deneyimi Yöneticisi Duygu Defne Terliksiz, ESCON Enerji CEO’su Onur Ünlü, FLO Mağazacılık Dijital Dönüşüm Direktörü Ahmet Özaslan, İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen ve Denge Değerleme Genel Müdür Yardımcısı Korhan Can oldu.
Panel moderatörü Hande Berktan, dijitalleşmenin sektörleri nasıl etkileyeceğini, yakın gelecekteki değişimini, ESCON Enerji CEO’su Onur Ünlü’ye sordu. ESCON Enerji’nin 2004 yılında Türkiye’nin ilk enerji hizmeti şirketi olarak faaliyetlerine başladığını anlatan Onur Ünlü, Türkiye’nin enerji talebinin hızla artan bir ülke olduğuna dikkat çekti. Enerji verimliliğinin artan talebi karşılayacak son derece önemli bir kaynak olduğunu anlatan Ünlü; “Enerji verimliliği dünyanın en yeni yenilenebilir enerji kaynağı olarak değerlendiriliyor. Yıllık enerji yatırımlarının 2 trilyon dolar olduğunu ve yaklaşık 250 milyar dolarının enerji verimliliği yatırımları olduğu bir dünyadan bahsediyoruz. Bu yüzden de sektörümüz için 5G teknolojisinin gelişmesi bu alandaki şirketlerin de yararına olan bir gelişme olacak. Yani bir yerde kazan-kazan ilişkisinden bahsetmek mümkün. Özetle; dijital çözümler yeni nesil dönüşümlerin tam kalbinde yer alıyor” dedi.
5G, 4.5G’YE GÖRE ORTALAMA 20 KAT DAHA HIZLI
5G’nin önemli avantajlarından biri de kapasite artışı sunuyor olması. 5G teknolojisi ile aynı anda daha fazla cihazın ağa bağlanabilmesi, IoT’un (Nesnelerin İnterneti) günlük hayatımızda daha fazla yer alacağının habercisi niteliğinde. 5G teknolojisinin gelişim sürecini ve gerçek anlamda hayatımıza girdiğinde katacağı artıları ve gelişmeleri panel Moderatörü Hande Berktan, TURKCELL Dijital Dönüşüm Projeleri ve Müşteri Deneyimi Yöneticisi Duygu Defne Terliksiz’e iletti. Terliksiz; TURKCELL’in 2G teknolojisi ile birlikte sektöre giriş yaptığını, 2017 yılında 3G ile özellikle internet alanında hızlı bir ilerlemenin olduğunu ve 4.5G ile daha yüksek hızda internet ve görüntülü görüşmenin mümkün hale geldiğini kaydetti. Terliksiz şöyle devam etti: “5G teknolojisini şimdilik sadece İstanbul Havalimanı’nda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın yetkilendirmesi ile abonelerimizin deneyimletebiliyoruz. Abonelerimiz 5G uyumlu cep telefonları, 4,5G sim kartları ve bir SMS ile başvurusu ile 4,5G’den ortalama 20 kat daha hızlı bir internet erişiminin yanı sıra, 5G’nin getirdiği düşük gecikmeli veri iletimini de deneyimleyebiliyorlar.”.
“Dijital dönüşüm kavramını doğru anlıyor ve kullanıyor muyuz?” konusunu ele alan İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen, dijitalleşme teknolojisi ile dijital aktarım konusunda kavram kargaşası olduğuna vurgu yaptı. Küçüközmen; “Çok uzun zamandır dijital dönüşüm terimini kullanıyoruz ama çoğumuzun yaptığı verilerin dijital aktarımını yapmak bu bir yerde iyileştirmeye giriyor. Oysaki dijitalleşme tüm sektörleri kapsayan özellikle zaman ve mekândan tasarruf sağlayan bir dönüşümdür. Bu tasarrufu ve dijitalleşmenin önemini sanayi sektörümüz uzun zaman önce fark etti ve çalışmalarına başladı. Örneğin WhatsApp’ın görüntülü uygulaması daha devreye girer girmez iş dünyası bunu hemen lehine çevirmeyi bildi. Hem zamandan hem de verimlilikten tasarruf etti” dedi.
PERAKENDEDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM START-UP’LARLA OLACAK
Dijital değişimin en çok etkilediği ve yakın gelecekte daha etkileneceğinin bilinen bir gerçek olduğuna vurgu yapan Moderatör Hande Berktan, FLO Mağazacılık Dijital Dönüşüm Direktörü Ahmet Özaslan’a dijital inovasyonun perakende sektöründe nasıl bir gelişim yaratacağını sordu. Dijital dönüşümün tüm sektörlerde kendine yer edinse de perakende pazarında farklı anlamlar kazandığına vurgu yapan Özaslan, müşterilerin anlık olarak isteklerine çözüm üreten ve davranış değişikliklerine yönelik beklentilerini karşılayan bir sektörden bahsettiklerine dikkat çekti. Özaslan ayrıca; “ Perakende sektöründe dijital dönüşümünü incelerken bu dönüşümü sağlamak ve tüketicilerin beklentilerini karşılamak için start-up’lar önemli bir rol oynuyor. Bu yakın gelecekte daha da değerlenecek ve özellikle büyük firmaların ana stratejisi haline gelecek. Perakendeciler olarak bu konularda kendimizi geliştirmemiz lazım ki tüketicilerin beklentilerini olabildiğince iyi karşılayalım. Çünkü perakendede en kritik noktalardan bir tanesi verimlilik. Verimliliği arttırmak için de teknoloji ve dijitalleşme çok önemli” dedi.
Moderatör Hande Berktan, ‘Değerleme’ kavramının da bu noktada son derece önemli bir pozisyon aldığına dikkat çekti ve Denge Değerleme Genel Müdür Yardımcısı Korhan Can’a, ‘Makine değerlendirme’ nedir? Neden ihtiyaç duyulur? Şirketler ve firmalar ve dahi sektör için önemi nedir? sorularını yöneltti. Makine değerlemeyi; endüstriyel üretim hatları ve bu üretim faaliyeti içerisinde yer alan ana ve yardımcı makine-ekipmanlar, taşıt araçları, iş makineleri, kara, hava, deniz araçları, ofis mobilya ve demirbaşları vb. maddi duran varlıkların gerekli analiz ve değerlemenin amacına uygun yaklaşımlarla pazardaki değerinin belirlenme süreci olarak tanımlayan Korhan Can, bunun sektör için önemini ise şu sözlerle özetledi: “Burada aslında amacı değerlemeye ihtiyaç duyan kurumlar ya da şahıslar belirliyor. Makine değerleme raporları bankalar ve finansal kuruluşlarda teminata konu olma aşamasında çok önem arz eder. Yine aynı şekilde, sigorta değerinin tespiti, makine parkının değer tespiti veya yıllık üretim ve tüketimlerini tespiti, ekonomik ömürleri, fiziki yıpranmaları, taşıdıkları teknolojik-ekonomik demodelik riskleri açısından değerleme yaklaşımları hep bu değerlendirmenin içinde olan konulardır. Bununla birlikte parasal karşılığı olan her şeyin değerlemesine ihtiyaç duyulabiliyor, bu nedenle sadece makine ile sınırlandırmak da doğru olmaz. Buna, maddi duran varlıkları değerleme dersek daha doğru bir tanım yapmış oluruz.”
Dijitalleşmenin enerji verimliliği açısından nasıl bir değişim yaratacağı hakkında panel izleyicileriyle önemli bilgiler paylaşan ESCON Enerji CEO’su Onur Ünlü; enerji verimliliğini data olmayan bir sektör olarak tanımladı. Ünlü, konuşmasında ayrıca; “Enerji verimliliği alanındaki çalışmaların giderek önem kazanacağı net. Datanın az olduğu bu sektörde ESCON Enerji olarak geçtiğimiz yıl 14 sektördeki 320 fabrikanın enerji tüketimlerinin analizlerinden oluşan Türk Sanayisinin Enerji Verimliliği Raporu’nu yayınladık ve inanılmaz bir ilgiyle karşılaştık. Çünkü sanayici de veriye ulaşmaya ve ona göre rekabetçi olmaya çalışıyor. İşte bu yüzden 5G teknolojisi ve dijitalleşmenin enerji verimliliğin arttırılması noktasında kullanılmasının son derece önemli ve elzem olduğunu düşünüyorum” dedi.
5G’NİN ERİŞEMEDİĞİ SEKTÖR KALMAYACAK
Son tüketiciler ve kurumlar için 5G teknolojisinin nasıl bir deneyim yaşatacağı, nelerin değişeceği hakkında TURKCELL Dijital Dönüşüm Projeleri ve Müşteri Deneyimi Yöneticisi Duygu Defne Terliksiz; 5G’de ulaşılacak yüksek hızda indirme ve yüklemenin yanı sıra gerçeğe yakın düşük gecikme süresiyle kullanıcıların hayatlarında önemli değişim beklediklerine dikkat çekti. Terliksiz 5G’nin etkileyeceği sektörleri ve katacağı artıları şöyle özetledi: “5G ile ulaşılacak yüksek hızda indirme ve yükleme avantajının yanı sıra gerçeğe yakın düşük gecikme süresiyle kullanıcıların hayatlarında önemli değişimler öngörülüyor. Son Kullanıcılar 5G ile 2 saatlik bir filmi 7 saniyede indirebilecekler. Aynı zamanda görüntü kalitesi artacağından canlı yayınlar gecikme olmaksızın izlenebilecek, bu deneyimle online eğitimler, etkinlikler, konferanslar, konserler daha çok bireylerin hayatlarına girecek. Oyun oynamayı seven aboneler bu yüksek hız ile oyunları hızla indirebilecek, güncelleyecek, oyunlarını daha yüksek görüntü kalitesinde oynarken, diğer oyuncularla gecikmesiz etkileşimde olacak ve gerçeğe daha yakın bir deneyim yaşayabilecekler. İleride daha fazla duyacağımız Metaverse dünyasında da 5G’nin hayatımızda olması gerçekliği arttıracak, VR ekipmanlarla gerçekçi bir deneyim yaşanabilecek. Şirketler ise 5G teknolojisini başka bir bakış açısıyla değerlendirecek, dijital dönüşüme, hızlı bir şekilde veri merkezli karar vermeye ve verimliliği arttırmak için yeni teknolojiler geliştirmeye odaklanacaklar. Bu anlamda robotlar, anlık veri analizleri ve bu analize uygun çözümlerin sunulması, müşteri deneyimini iyileştirici ve hızlı satın alma aksiyonuna geçirecek çalışmalar olabileceği gibi sektörlere özel uygulamalar da hayatımıza girecek. 5G ile neredeyse eş zamanlı bir iletişim olduğunu, bu iletişimin de tüm cihazlarla, kişilerle, şirketlerle eş zamanlı çalıştığını söyleyebiliriz. Yani makinelerin, sistemlerin eskisine oranla daha fazla birbiriyle iletişimde olması ve daha efektif hale gelmesi demek. Bu da bize 5. Nesilin Internet of Things’in devri olacağını gösteriyor.”
GERÇEK ZAMANLI BİR SÜRECE GİDİYORUZ
5G teknolojinin nasıl geliştirilmesi gerektiği konusunda önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen, 5G ile gerçek zamanlı bir sürece doğru gidildiğine dikkat çekti. Küçüközmen, “Bu teknoloji ile 1 kilometrekarelik alanda milyonlarca ekipmana bağlanma mümkün olacak. Bu da her sektörün kaçınılmaz olarak etkileneceği anlamına geliyor. 5G’nin tamamen devreye girmesiyle 4G ve 4.5G’nin yarattıklarını baştan yazacak. Ama bu hemen yarın ya da seneye olmayacak. Öngörülen süre yaklaşık 10 yıl. Sürecin olgunlaşması gerekiyor. Bu aslında mükemmel bir zaman. Bu süreci iyi değerlendirip hazır olarak 5G dünyasına adım atmak gerekiyor. Çünkü bu konuda bilginiz, deneyiminiz, teknik personeliniz yoksa yanlış yatırım yapma ihtimaliniz çok yüksek” diyerek uyarıda bulundu.
2040 YILINDA ALIŞVERİŞLERİN YÜZDE 91’İ DİJİTAL OLACAK
Tüketici ne istiyor, ne isteyebilir ve ne isteyecek işte bu soruların cevaplarına göre perakende sektörünün dijital dönüşüm yapılanmasının söz konusu olduğunu belirten, FLO Mağazacılık Dijital Dönüşüm Direktörü Ahmet Özaslan, içinde olduğumuz dijital dönüşüm sürecinin arkasındaki itici gücün tüketici olduğuna dikkat çekti. Özaslan dijital alışveriş deneyimleri hakkında da çok önemli istatistiki bilgileri panel izleyicileri ile paylaştı:“Günümüzde ölçümlenen dijital alışveriş deneyimleri toplam deneyimin yüzde 18’i kadar. 2030 yılında bunun yüzde 55, 2040 yılında ise bu rakamın yüzde 91’nin dijital olacağı öngörülüyor. Bunun anlamı önümüzdeki 15-20 içinde artık dijital alışverişe yönelecek insanoğlu. Bu rakamlara bakarsak şirketler bugünden başlayarak bu yeni dijital iş modellerini geliştirmek zorundalar. Özetle, Dijital dünya ve perakende dünyası birbirine paralel ilerleyen, etkileşimi çok yüksek mecralar dolayısıyla tüketicinin olduğu her yerde değişim ve dönüşüm bir zaruret.”.
5G TEKNOLOJİSİ İŞ GÜVENLİĞİNE DE KATKI SAĞLAYACAK
“Türkiye’de makine değerlemesi nasıl yapılıyor? Bu konunun prosedürleri ve detaylı içeriği nedir?” konusunda panel sırasında izleyicilerden gelen yoğun soruları Denge Değerleme Genel Müdür Yardımcısı Korhan Can yanıtladı: “Şirketimiz 2005 yılından beri; makine-ekipman, tesis, kısaca tüm maddi duran varlıkların değerlemesi, envanter sayımı ve yatırım izleme ve durum tespitleri konularında hizmet vermektedir. Sektör içerisindeki yetkin ve tecrübeli SPK Lisanslı 10 uzman makine mühendisimizle bu süreci yürütüyoruz. Kadromuzun gücü, yılların verdiği deneyimi ve bilgi birikimini müşteri odaklı ve kaliteli hizmetleriyle ön planda tutarak çalışıyoruz. Bu da bizi sektörde lider firma konumunda tutmaktadır. Türkiye’de makine değerlemesine gereken önem maalesef verilmiyor. Örneğin SPK’ya göre makine değerleme konusunda Türkiye’de 48 firmanın yetkili olduğu belirtilmesine rağmen bu firmaların çoğunun finans kuruluşlarıyla çalışma devamlılığı sağlamak için tecrübesiz mühendislerle, sadece lisans şartlarını sağlayan pek çok firma var. Burada firma olarak beklentilerimiz denetimlerin sıklaştırılması ve yeni düzenlemelerle değerleme sektörünün hak ettiği önemin yeniden kazandırılmasıdır. Düzenleme ile makine değerleme sayesinde daha adil ve kalite ortamı yaratılacaktır. ” .
5G teknolojisinin yapay zeka ile makine verimliliğine ve iş hayatındaki iş güvenliği konusuna da önemli katkılar sağlayacağına da vurgu yapan Korhan Can, bu anlamdaki tecrübe ve öngörülerini panelde izleyicileriyle şu sözlerle paylaştı: “Değerleme sektörü olarak sahada olan bir firmayız. Bu anlamda firmaların en sık yaşadığı sorunların başında da iş kazaları gelir. İş kazalarının en çok görüldüğü sektörler madencilik, gemi, tersane, metal ve inşaat sektörüdür.5G teknolojisi ile uzaktan erişimli makinalardan daha çok yararlanılıp iş kazalarının daha da azalacağını ve iş güvenliğinin artacağını söyleyebiliriz. Bu teknolojik gelişmelerin yaygınlaşması ve gelişmesiyle; özellikle toksit ve gaz emisyonu gerektiren iş alanlarında bu teknolojiler insan sağlına ve istenmeyen kazaların önlenmesinde büyük fayda sağlayacaktır. Yapay zekanın ilerleyen dönemlerde daha da yaygınlaşması ve özellikle makinalarda kullanılmasıyla birlikte ciddi bir verimlilik artışı da olacak. Yapay zekaya entegre edilen makinaların arıza, ekonomik ömürlerinin devamı, olası sorunların tespiti daha kolay olacak. “5G’nin ve yapay zekanın daha yaygın kullanılmaya başlaması ile makine değerini etkileyen önemli unsur, işlevselliğine etki eden ve satış sonrası hizmet kalitesini belirleyen yazılım alt yapısı olacak. Aslında bir makineyi satın alırken yazılımını satın alıyorsunuz. Bu teknolojiye en fazla ve doğru yatırımı yapan üreticilerin pazarda daha çok söz sahibi olacağını düşünüyorum diyerek sözlerini tamamladı.”.
YETENEK AVCILIĞI DÖNEMİ ÇOKTAN BAŞLADI
AB ve dünya ülkelerinin 5G başta olmak üzere teknolojik değişim ve gelişimde nasıl bir strateji içinde oldukları hakkındaİzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen Denge Değerleme tarafından düzenlenen 5 G konulu panelde önemli açıklamalarda bulundu. AB’nin son yıllarda ciddi adımlar atması ve bir güç olarak ortaya çıkmak istemesine rağmen bu anlamadaki esas savaşın Çin ve Amerika arasında geçtiğini belirtti. Küçüközmen; “ ABD ve Çin arasındaki yıllardır süren rekabet AB ülkelerini de bir telaşa sürükledi. AB ülkeleri de kendini bu değişimde geride bırakmamak için rekabet içine girdi. Bugüne baktığımızda Çin’in son yıllarda özellikle yapay zeka konusunda attığı adımlar büyük bir fark yaratmış durumda. Bu da başta ABD olmak üzere pek çok ülkeyi rahatsız ediyor. Ama son yıllarda Güney Kore ve hatta Japonya’yı da bu anlamda yatırım yapan ülkeler arasına rahatlıkla sokabiliriz. Türkiye olarak da bu savaşın içinde yer edinebilmek için biz de bir şeyler yapmalıyız. Şirketlerimiz bu anlamda ciddi bir çalışma içindeler, çok yetenekli ve değişime açık insan kaynağına sahip bir ülkeyiz. Tek meselemiz bir orkestra şefi. Bu şef eşliğinde Türkiye, 5G başta olmak üzere değişen ve gelişen teknoloji pazarında rahatlıkla yer edinecektir” dedi. Küzçüközmen’e sektörde öne çıkan bir diğer dikkat çekici konunun ‘yetenek avcılığı’ olduğunu söyledi. Bu konuda da firmalar hatta ülkeler arasında ciddi bir rekabetin yaşandığına dikkat çeken Küçüközmen; 5G’ye yatırım yapan, çalışmalar yapan öncü ülkelerin diğer ülkelerden büyük bir hızla ve gayretle yetenek avcılığına çıkmış durumda oldukları tespitini yaptı.
5G teknolojilerinin sektörel bazda hangi aşamaları hızlandıracağı, değiştireceği veya nasıl dönüşüm yaratacağı hakkında TURKCELL Dijital Dönüşüm Projeleri ve Müşteri Deneyimi Yöneticisi Duygu Defne Terliksiz panelin son bölümünde katılımcılara önemli bilgiler aktardı. 5G’yi; 1 kilometrekarelik bir alanda 1 milyon cihazın birbirine sorun yaşamadan veri alıp gönderebilmesi olarak özetleyen Terliksiz, 2023 yılında aynı anda 50 milyardan fazla cihazın bu ağa bağlanmasının da beklendiğini söyledi. Terkliksiz ayrıca; “Dünyada 180’den fazla operatör 5G teknolojisini sunmaya başladı ve 2022 sonunda 600 milyon kullanıcının bu teknolojiyle buluşması bekleniyor. Bu gelişme iş yapış şeklini de değiştirecek. Sektörler bazında bakarsak, 5 G’de sıklıkla verilen örneklerden bir tanesi de otonom araçlar. Bu araçlar diğer araçlarla, sensörlerle, sinyalizason sistemleriyle, diğer insanlarla, telefonlarla, şarj üniteleriyle haberleşebilecek. Bu teknolojinin güvenli bir şekilde çalışabilmesi için, bir otonom aracın, bir gün içinde 4000 GB veri tüketmesi gerekiyor. Bu anlamda, ultra hızlı veri aktarımı ve 1 ms altında gecikme süreleri ile 5G teknolojisi son derece kritik. 5G ile anlık karar verebilme yetkinliği artacak araçların kaza olasılığını azalacak. Sanayi alanında tüm şirketler Endüstri 4.0’ın ya içerisindeler, ya başındalar ya da kısa sürede dahil olmayı planlıyorlar. Endüstri 4.0 ile şirketler esnek olacaklar, ürünlerini kişiselleştirecekler. Aynı üretim hattı üzerinden birçok farklı ürünü aynı anda üretebilecekler ve tüm bunları yaparken verimli olacaklar, mümkün olan en ucuz maliyetle ürünü sunacaklar. Bu noktada 5G hedefe ulaşmada anlık veri alışverişi, veri analizi, hızlı çözüm sunma gibi başlıklarda büyük fayda sağlayacak. Bulut uygulamaları ve makine öğrenmesiyle bilgiler hızla yaygınlaştırılabilecek, Robotlardan daha etkin faydalanılmasını sağlayacak ve karanlık fabrikalar giderek artacak. Sağlık sektöründe bir hastaya konulacak teşhiste bir doktorun tüm meslek hayatı boyunca edindiğin tecrübeden yararlanılıyordu, artık makine öğrenmesi ile tüm hastaların görsel ve yazılı verileri üzerinden karar verilebiliyor. Bu örnek projeler 5G ile giderek artacaktır. Diğer yandan neredeyse eş zamanlı bağlantı sağladığından doktorun, özel ekipmanlarla, kilometrelerce uzaktan bir hastaya operasyon yapması mümkün hale geldi. Bundan 2 yıl önce Çin’de bir doktor bir hayvan hastaya 50km uzaktan müdahalede bulundu, operasyon 60 dakika sürdü. Bu deneyim sağlık sektörünü değiştirecek atılımların yolunu çoktan açtı.”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.