ENVER ERKAN, TERA YATIRIM BAŞEKONOMİSTİ

Türkiye’de Ağustos ayında sanayi üretimi takvim etkisinden arındırılmış verilerle, bir önceki yılın aynı ayına göre %1 artarken (Temmuz %2,5); mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi ise bir önceki aya göre %2,4 (Temmuz %-6,1) artmıştır. Arındırılmamış verilere göre ise, sanayi üretiminde, geçen yılın aynı dönemine göre %4,1 oranında artış gerçekleşmiştir. Böylece sanayi üretiminde üç aylık ortalamalardaki yıllık değişim %5,4 ile post-pandemik dönemin en düşük seviyesine gerilemiştir.

Sanayi üretiminde Temmuz’a göre yıllık artış düşmekle beraber, aylık bazda ise hem toplam sanayi üretiminde hem de sanayi alt kollarında bir toparlanma olmakla beraber bir önceki ayın %6,1’lik düşüşünün tam olarak geri döndürülmediği görülmektedir. Hem yıllık değişimlerdeki, hem de üç aylık ortalamaların yıllık değişimlerindeki yavaşlama, 3Ç22 ile beraber büyüme momentumunun hız kaybettiğini göstermektedir. Bu etkilerde de hem iç talep, hem de dış talep üzerinde set oluşturan risk faktörlerini değerlendirmekteyiz. Ticaret partnerlerimizde başta Almanya ve İtalya olmak üzere, AB geneline yayılmış olan ve jeopolitik sorunlar ile enerji krizinin tetiklediği olumsuz ekonomik büyüme görünümü toplam sanayi üretimimiz tarafında potansiyel sınırlayıcı bir etki oluşturmaktadır.

Detaylara baktığımızda; madencilik ve taş ocakçılığı aylık bazda %3,9 azalırken, yıllık bazda %12,4 daralma göstermiştir. İmalat sanayiinde aylık bazda %2,7 artış görülürken, yıllık bazda ise %2,2’lik büyüme gerçekleşmiştir. Elektrik, gaz, buhar grubunda ise aylık bazda %2,8 artış görülmüş, yıllık bazda ise %3,5 seviyesinde daralma gerçekleşmiştir. Aylık bazda dayanıklı tüketim malı %6,1, sermaye malı %4,4, dayanıksız tüketim malı %4,1, enerji %1,4 ve ara malı %0,5 oranında azalmıştır. İlgili kalemlerdeki yıllık değişimlere bakıldığında ise; dayanıksız tüketim malı %9,4, dayanıklı tüketim malı %8,2 ve sermaye malı %3,6 artarken; ara malı %4,3 ve enerji %2,2 azalmıştır. Teknoloji gruplarına bakıldığında takvim etkisinden arındırılmış veriler, düşük teknoloji grubunun %2,3, orta-düşük grubun %2, orta-yüksek grubun ise %5,7 oranında arttığını göstermektedir. Yüksek teknoloji grubu ise %3,5 oranında azalmıştır.

Sanayi Üretimi, 3 aylık hareketli ortalama, yıllık % değişim… Kaynak: TÜİK, Tera Yatırım

Sonuç olarak, aylık bazda normal karşılanabilecek bir artış olmakla beraber bunun Temmuz’daki sert daralmayı ortadan kaldırmadığı ve sanayinin hız kaybettiği ortadadır. Enerji arzı tarafında bir aksama yaşanmaması, sanayinin sürdürülebilirliği ve sektörel anlamda iç ve dış talebi karşılayabilmesi açısından önemli. Uygulanan destekleyici ve geniş ekonomi politikalarının yurtiçi talep tarafını en azından sanayi faaliyeti açısından destekleyeceğini, veya tedarik zincirinde aksama yaşayan ülkelerin Türkiye’yi alternatif kaynak olarak görmeleri işin olumlu tarafı. Ancak yurtdışından destekleyici bir talep gelmeyecek gözüküyor. Avrupa’daki enerji kesintilerinin yaratacağı arz şoku, kıta genelini olduğu gibi Türkiye’nin de üretim eğilimlerini aşağı çekecek bir etki yaratacaktır.

Büyümenin de yılın geri kalanı açısından çok yüksek gerçekleşmeyeceği anlaşılıyor. Sanayi üretimi zayıf işaretler gönderirken, 3Ç22 dönemini tamamlayacak olan diğer öncü göstergelerde imalat PMI Eylül ayında 46,9’a gerilemiş durumda. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı ise Eylül ayında %77,4 seviyesinde gerçekleşti. Dün yayınlanan IMF Global Ekonomik Görünüm Ekim 2022 raporunda Türkiye’nin büyüme oranları 2022 için %5 ve 2023 için daha düşük olarak %3 seviyesinde öngörüldü. Dünya ekonomisine ilişkin ise resesyon ve büyümede yavaşlama beklentilerinin daha fazla ön plana çıkarıldığını gördük. 3Ç22’den itibaren başlayarak Türkiye için %7,5 üzerinde olan ilk iki çeyrek patikasının korunamayacağını, yıl genelinde ise büyümenin %5,3 oranında gerçekleşebileceğini hesap ediyoruz.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın