MEHMET ALİ DOĞAN >> Dünya buğday üretimi ve tedariğinde jeopolitik ve iklim sorunlarıyla karşı karşıya. Küresel gıda fiyatları yüksek seyrediyor. Bu durum ne kadar sürer ve Türkiye bundan nasıl etkilenir? Buğday fiyatlarının seyri ve dünyadaki mevcut durumu, Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği (IAOM) Avrasya Bölge Başkanı, Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy ile konuştuk.

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞININ ETKİSİ ORTADA

Kuraklık, pandemi Ukrayna-Rusya Savaşı derken, küresel buğday piyasasını etkileyecek bir açıklama da Hindistan’dan geldi. Gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dünya farklı bir dönemden geçiyor. Bizim sektöründe ana damarlarında resmen by-pass geçirdik. Normal akışların değiştiği bir dönem yaşıyoruz. Bu pandemiyle başladı. İklim değişikliği, kuraklık zaten masada. Bu uzun süre devam edeceğe benziyor. Savaşla birlikte 24 Şubat’tan itibaren yepyeni bir dünyaya geçilmiş oldu.

Dünyada hangi ülke savaşsa bu sektörü böyle etkiler. Bunun cevabı, Avustralya ile Kanada ile savaşamayacağına göre bu sorunun cevabı Rusya ve Ukrayna olurdu. Dünyanın büyük ihracatçılarına baktığımızda, Rusya bir numara. Senelerine göre Avustralya ikinci. Avrupa Birliği ihracatçı. Kanada, Ukrayna, ABD, Arjantin… Böyle sıralanıyor.

Rusya – Ukrayna savaşının etkisi ortada. Yepyeni bir döneme geçildi. Bunun hızlı refleksini fiyatlar açısından vadeli işlemler borsaları bunu hemen gösterdi. 300 dolar seviyelerinden giden fiyatlar 450 – 500 dolarlara kadar çıktı. Fiyatlarda sonra bir durağanlaşmaya geçmiştik. Savaşın seyriyle Rusya’nın yaptırımlarında tahılların içinde bulunmaması, Rusya’dan sevkiyatların devamıyla yangın daha fazla büyümedi.

Son haber olarak geçen cumartesi günü, Hindistan’ın ihracatı durdurdum demesi, yüklenmekte olan gemileri bile yarıda kesildi. Bu da sektör açısından iyi haber değildi. Dün gelen bir açıklama da Hindistan hükümeti, yüklenmekte olan ve mevcut kontratlara kolaylık getirilmesi konusunda bir çalışma yapıyorlar.

Son kontrol altına alınmasından sonra dünyada gıda maddeleri bir denge noktasına ulaşması için ülkelerin dış ticarete izin verilmesi lazım. Ama fiyatlar bu kadar hızlı gidince, ülkeler korumacı politikalara yöneliyor. Korumacı politikalar ise olayı kısır döngüye yöneltiyor.

Korumacı politika yapıyorsun, dünya bunu satın alıp fiyatları yukarı çekiyor. Bunun üzerine bir başka ülke de korumacı politikaya geçiyor. Rusya bunun başındaydı. Rusya bir yıl önce ihracata vergi koymuştu. Allah’tan Rusya ihracatı kapatmıyor. Rusya ihracatı kapattım dese, bambaşka bir atmosferle karşı karşıya kalırız.

Ukrayna ise lojistik olarak kapalı. Limanlar kapalı. İçerideki buğdaylar sağlam olmadığını ve Ruslar tarafından yağmalandığı söyleniyor. Ukrayna tarafının iddiaları. Rusya ise bu iddiaları yalanlıyor. Şöyle Ukrayna tarım bakanlığı geçen seneye göre yüzde 37 gibi bir alanın ekilemediğini, yüzde 63’lük alanların ekildiğini söylüyor. Tabi oralardan şimdi veri toplamak mümkün değil. Dolayısıyla Ukrayna’da kayıp açıkça görünüyor.

BELİRSİZLİK FİYATLARI ETKİLİYOR

Önümüzdeki sezonları da etkileyecek gelişmeler sözkonusu. Neler söylersiniz?

2023 – 2024 yılı sezonlarını olumsuz etkileyeceği gözleniyor. Bunu ABD Tarım Dairesi’nin USDA diye bir raporu vardır. 15-16 yıldır uydu destekli yaptıklarından arazileri uydudan takip ettiklerinden tahminleri doğru çıktığı için takip ediliyor. Burada üretimin 12 milyon ton açık verip stokların 279 milyon tondan 267 milyon tona düşmesi bekleniyor.

Bizi etkiler mi, zaten piyasadaki fiyatlar bu durumu satın almış durumda. Kontratlar savaşın uzun süreceğini gösteriyor. Sezona girerken Mayıs-Haziran teslimi mal pahalı olur, Eylül teslimi mal yüzde 10-15 oranında ucuz olur. Şimdi Eylül fiyatı daha yüksek. Eylül’de bugünden ne olacağı bilinmediğinden bugün Eylül’de almak istersen daha pahalı. Kimse riske girmek istemiyor. Eğri ileriye doğru artıyor. Dolayısıyla bunun sebebi belirsizlik.

Buraya gelen Ruslar ile konuşuyoruz. Uluslararası firmalarla konuşuyoruz. Navlunun ne olacağını bilemiyoruz, diyorlar. İhracatla ilgili Rusya tarafında kısıtlama olur, olmaz bilemiyoruz… Rusya ne yapar, satın alan ülkelerin sınırlamaları ne olur, bilemiyoruz. Dolayısıyla ileri vadeli satış yapmak Mayıs ayında olmuyor.

Bu ay yapılan toplantılarda şu toplantılarda Ağustos – Eylül yüklemeleriyle ilgili alım-satımları yapılırdı. Ağustos – Eylül yüklemeleriyle ilgili teklif yok. Teklif şu anda 15 Haziran’a kadar yüklenecek teklif var. Elinde malı hazır olan teklif ediyor. Sezonda çıkacak mal ile ilgili teklif yok.

TÜRKİYE’NİN ŞU ANKİ ŞANSI TMO’NUN İTHAL ETTİĞİ BUĞDAY İHALELERİ

Uluslarası piyasalarda buğday fiyatı nasıl seyrediyor? TMO ihaleleri iç piyasaya nasıl yansıdı?

Henüz 500 doların üzerine çıkmadı. Fiyatta da ikilik var. Avrupa ve ABD’ye bakıldığında 500 dolarları görüyorsunuz. Karadeniz ve Rusya fiyatlarında Hindistan öncesi 420-430’lar vardı. Bugün 450-460’ları konuşuyoruz. Rusya fiyatları, dünyaya göre daha düşük. Yeni denklemler sebebiyle, Rusların her yere satma şansı olmadığından.

Savaş başlarken 4000 – 4300 lira bandında Türkiye’de ekmeklik fiyatı vardı. 24 Şubat’tan sonra 5500 liraya kadar geldi. Bu hafta 5800 liraları görmeye başladık. Bundan sonra ne olur kısmını göreceğiz. Şimdi hasada giriliyor. Türkiye’nin şu andaki şansı, ilk kriz çıktığında da söylemiştik, eğer bu savaş 24 Şubat’ta değil de 24 Eylül’de çıksaydı, Türkiye açısından durum zorlu olurdu. Çünkü o tarihe kadar 24 Şubat’a kadar ithal ettiği bir tonaj vardı, TMO’nun yaptığı ihaleler vardı.

Zaten 24 Şubat sezona yaklaşılan bir tarih. Mayısın 15-20’sinde Adana’da buğday çıkarsa 3 aydan az bir süre kalmış. Hiç ithalat yapmasak da kendimizi sezona atardık ki ithalat yapıldı, TMO ve özel sektör ithalat yaptı. Kriz oluşmadı.

‘BUĞDAYIN PİYASA FİYATININ 6-7 BANDINDA BAŞLAYACAĞI ÖNGÖRÜLEBİLİR’

Türkiye’nin kendi buğday hasadı başlamak üzere. Artık aşağı yukarı rekolte tahmini yapılabilecek bir zamana geldik. Ne kadarlık bir hasat bekliyorsunuz?

Bugün itibariyle Türkiye cephesinden kendi hasadımızın geliyor olması, hasadın geçen seneye göre daha iyi olacak, yağışlar sayesinde. TÜİK’in geçen yılki 17 milyon tonluk hasadın bu yıl asgari 1 milyon ton artışlar 18 milyon ton olabileceğini tahmin ediyoruz.

Türkiye’deki fiyatlara dünyada yaşananlar fiyatlara ne kadar geçişgenlik gösterecek, fiyatlar içeride yükselecek iki şeyi görmemiz gerekiyor. Bu rekolteyi alabiliyor muyuz. Bunun için önümüzde 20-25 gün var. İkinci kısım ise TMO ne yapacak… TMO müdahale alım fiyatını ne açıklayacak.

Geçen hafta çay açıklandı. Orada TMO’nun ekim döneminde gübrenin böyle fiyatının uçtuğu dönemde açıkladığı fiyatlar var. O dönemin bakanı Bekir Pakdemirli şöyle demişti… Çiftçimizin maliyetleri karşılayacak bir fiyat vereceğiz, dünya fiyatlarındaki gibi bir fiyat vereceğiz, demişti. Dünya fiyatları bugün 7 liraya geliyor.

Çiftçi maliyet fiyatlarıyla ilgili 5,750 lira, 6 lira gibi. Piyasa fiyatının 6-7 bandında bir başlangıç öngörülebilir. Ondan sonra TMO 6 derse ki 6,5 lira olur, 7 lira derse 7,5 olur. Artık bu devletin vereceği bir karar.

Çünkü ne kadar tüketiciye yansıyacağı Eylül – Ekim aylarında, TMO’nun burada üreticiye ne kadar destek vereceği, ikincisi geçen yılda olduğu gibi regülasyon kapsamında ne kadar sübvansiyon yapılacağı, tüketiciye fiyat geçişini belirleyecek. Çünkü fırınların kullandığı un için un sanayicilerine TMO tahsis yaptı. Başta çok küçük değildi, dünyadaki bu gelişmelerle makas çok açıldı. Geçen seneki müdahale fiyatı 2,250 idi, 2,650’den tahsise başladı, takip ayda dünyadaki artışla birlikte dünya fiyatları 4000 – 5000 lira gelince neredeyse yarı yarıya TMO tahsis yaptı. Eylül ayında bu devam ederse neyin yarısı olursa, 7000- 8000’in mi, bilemiyoruz. Bu tamamen yönetimin vereceği bir karar olacak.

‘ÜRETİMİN FAZLALIĞI PAZARLAMA SORUNUYKEN ÜRÜNÜN YOKLUĞU KRİZE DÖNÜŞEBİLİYOR’

Tarım sektörü bakanında değişiklik oldu. Her bakanın farklı üslubu oluyor, fiyatlama politikanda nasıl bir etkisi olur sizce?

Yeni bakanımız ziraat kökenli, profesör. Bu da bir üretim orayantlı olması gerekir. Şu an bize kendine yeterlilik daha önemli. Ülkelerin korumacılığı kendine yeterliliği sağlamak için. Kendine yeterliliğin şartı üretim. Üretimin fazlalığını çözmek, yokluğu çözmekten daha kolay. Üretimin fazlalığı pazarlama sorunuyken, üretimin yokluğu bir krize dönüşebiliyor.

TMO geçen yılın totalinde 3,8 milyon tonluk operasyonun ithalatını gerçekleşti. Tarihteki en yüksek tonajları kesintiye uğratmadan sürdürdü. Milliyetçi bir söylem olarak görmeyin ama gerçekten dünyaya oranla bu krizi çok az hissettik. Tahıl fiyatlarındaki uçuşu… TMO’nun o sübvansiyonu geçişi Yumuşak bir hale getirdi. O geçiş de devam ediyor. 2,650 liradan başlayan kademe kademe, Mart’ta 3,300, Mayıs’ta 3,650 oldu. Bu aylık tempoyu gördüğümde. Sezondan çıktığımızda da 6,5 – 7 lira olsa bile TMO geçişi sürdürmek için bunun daha altında fiyatlarla devam edecek.

Fiyat politikasının tamamen serbest piyasaya bırakıldığı ülkelere göre buğday ve buğday mamulleri kapsamında yumuşak bir geçiş yaşıyoruz. Ama geçiş yapmak zorundayız. Bunu atlayamayız. Çiftçiyi bunu vermezsek seneye yok. Yani pahalanmasın, ucuza tüketelim dersek onun cevabı bu kadar üretecek insan bulamayacağız. Bunun bir miktarı tüketiciye geçiyor.

‘YETERİNCE İTHALAT YAPILMAZSA YETERİNCE İHRACAT YAPILAMAYACAK’

Un ve buğday mamülü ürünlerin ihracatında azalma beklenebilir mi?

Bizim daha güzel bir mekanizmamız var. Hindistan’ın hammaddenin ihracatını kapattı. Bizim ihracatımız işlenen bir ürün. Biz hammaddeyi ithal edip işleyip ihraç ediyoruz. Eğer biz tedarik zincirinde sıkıntılar yaşarsak evet ihracatı yapamayız. Yasaklamaya da gerek yok. Bu bir ara gündeme geldi. Bu ihracat yağda durduruldu. Yağda daha sıkışık bir tablo vardı. Çünkü yağın mevsimi Eylül’de… Kriz Şubat’ta başlıyor. Önümüzde 6 ay vardı. Eldeki stok 6 ay karşılamayacağı için daha hızlı önlem alındı. Ama buğdayda sezona 3 kaldığından unda ihracat sıkıntısı gündeme gelmedi.

Ama bundan sonraki dönemde eğer ihracatın ihracat zaten kendi otomatik mekanizmasıyla yeterince yeterince ithalat yapamazsa, yeterince ihracat yapılamayacak. Ama söylemem lazım, Türkiye politika olarak bir barış elçisi ve arabulucu olarak yer alıyor. İki dost ülkeye eşit mesafede. Dolayısıyla tedarik azalmadı, arttı. Bu ilişkinin bu boyutundan dolayı. Başta gemilerin Karadeniz’e çıkmaması, lojistik problemleri etkiledi ama sonrasında sürecin alışılması, durağanlaşmasıyla Novorisisk ve Azov’un güneyindeki sevkiyatlar tam hız devam etti. Rusya geçen ayı Nisan ayından daha fazla buğday ihracatı gerçekleştirdi. Hem Türkiye’ye, hem dünyaya 2,8 milyon ton çıkış yaptılar. Geçen yıl bu rakam 2,2 milyon tondu.

Şimdi ihracatçılar açısından hammadde temini ile ilgili bir sorun yok. Şu anda tablo stabil olarak devam ediyor. Hatta sezondan sezona bakıldığında yüzde 8 daha yukarıdayız.

FAO TAHIL ENDEKSİNDEKİ REKOR SEVİYELERİN KORUNACAĞINI TAHMİN EDİYORUZ

Aşırı fiyatlanmaların olduğu zamandayız, gıdanın enflasyon artışındaki payı ne kadar?

Türkiye’de TÜİK’in gıdada son verisi yüzde 23,4. Bunun da 2,6’sı doğrudan ekmek. Diğer unlu mamulleriyle yüzde 4’e denk geliyor. Gıdanın yüzde 15’i buğday mamullerden oluşuyor. Bu trend ABD, Avrupa enflasyonla mücadele için faiz artırım süreçlerine girdi. Powell bile faiz artışlarına geç kaldık demesi, faiz artışlarının telafi edileceği anlamına gelir.

Buna bazı emtia ve bazı değerli metallerler Ekonominin soğuması, ileride soğuyacağı tahminiyle fiyat düşüşü olarak cevap verirken, bizim emtia tam tersi fiyat artışı gösterdi. Bir anlamda o emtiaların gündemden düşmesi, gıda ile ilgili emtiaların gündeme gelmesi anlamına geliyor. Gelecekte gıda kıymetli olacak. Ukrayna aynı zamanda büyük bir mısır ihracatçısı aynı zamanda. Ukrayna’nın bu sezon ne kadar ekildiği, ne kadar dünyaya ürün sevkedileceği netleşmeden dünya piyasası rahatlamaz. Çünkü bu sene ekilecek 2023’te biçilecek. Seneye ekilecek ürün 2024’te biçilecek. Bu sene ekilmezse 2024 Temmuz’una kadar üretimde bir açık oluşur. Bu da iki yıllık periyotta üretimin rahatlamayacağı anlamı taşır ki, o zaman FAO’nun tahıl endeksi 170,1’di. Bu yüksek rekor seviyelerini koruyacağını tahmin edebiliriz.

Biz komşu ülkeler Bulgaristan ve Romanya’ya talep yaptık. Avrupa da talep yaptı. Ardından Türkiye, Arjantin’e talep yaptı. FOB artı navlun en avantajlı Arjantin’di. Son dönemde de Hindistan’dı. Bir gemi Hindistan’dan geliyor. Yasaktan önce özel sektör için yüklenmiş gemi, ama bir ikincisi olmayacak. Onun dışındaki yerler hala çok pahalı. Rusya ile tedarik devam ettiği için diğer yerler şu anda pahalı olduğu için kullanılmıyor. Rusya’dan gelen tedarikte sorun olursa büyük ihracatçıların hepsini saydık, hepsinden alabilirsiniz. Ama sorun fiyat… Kaça alabilirsiniz? Navlun piyasasında fiyatları gayet uygun diyorlar. Pandeminin başlarında o Mart’ta Baltık kuru yük endeksi 700 – 800’lere kadar inmişti. Oradan 7000 – 8000’e çıkmıştı. Şimdi gemi armatörleri şu andaki 3000’lere zirvenin yarısı olduğu için çok uygun diyorlar. 


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın