Temeli ekonomi Profesörü Schwab attı

Dünya Ekonomik Forumu’nun temelleri 1971’de ekonomi profesörü Klaus Schwab tarafından atıldı. 1938 yılında Almanya’nın Ravensburg kentinde doğan Schwab, 1971’de WEF’in altyapısını oluşturan Avrupa Yönetim Forumu’nu kurduğunda Cenevre Üniversitesi’nde çok az tanınan bir ekonomi profesörü olarak görev yapıyordu. Schwab’ın Avrupa Yönetim Forumu’nu kurmasındaki amacı yeteri derecede iyi performans sergileyemeyen Avrupalı şirketlere Amerikan tekniklerini anlatmaktı. Klaus Schwab, aynı zamanda sadece şirket hisse sahiplerinin değil, müşteri, çalışan, faaliyet gösterilen toplum ve hükümetin yer aldığı bir yönetim anlayışı olan “Paydaşlar Yönetim Anlayışı” geliştirdi ve destekledi.

1973 yılının ana olayları olan Sabit Kur Sistemi Bretton Woods’un çökmesi ve Arap-İsrail Savaşı Avrupa Yönetim Forumu’nun yıllık toplantılarının şirket yönetiminden ekonomik ve sosyal sorunlara genişlemesine sebep oldu. 1974’te ilk defa siyasi liderler Davos’a davet edildi ve iki yıl sonra da dünyanın bin büyük şirketi için üyelik sistemi başlatıldı.

1987’de Avrupa Yönetim Forumu, Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oldu ve dünyanın diyalog merkezi olmaya başladı.

1988’deki yıllık toplantıda “Davos Deklarasyonu” Türkiye ve Yunanistan tarafından, bu iki ülkeyi savaş eşiğinden döndürmek adına imzalandı. 1989’da Kuzey ve Güney Kore ilk bakanlık düzeyinde toplantılarını yaparken, aynı yıl Doğu ve Batı Almanya Davos’ta birleşme konuşuldu.

Schwab, çocukluğunda yaşanan II. Dünya Savaşı dönemindeki duygularının, “dünyanın durumunu iyileştirmek amacıyla” bir organizasyonu kurmak için ona ilham verdiğini belirtiyor.

İsviçre’nin kayak merkezi Davos kasabasının güvenlik ve lojistik açısından dünyanın elitlerini toplamak için ideal bir yer olduğuna karar veren Schwab, WEF’in yıllık toplantılarını burada yapıyor.

Hedef “dünyayı iyileştirmek” mi “lobicilik” mi?

Dünyanın en güçlü, ünlü ve varlıklı insanların katılımıyla her yıl yapılan Davos Zirvesi, iş dünyasından finansa, politikadan sivil topluma yılda 3 bin kadar dünya elitini bir araya getiren bir foruma dönüşerek etki oluşturmaya başladı. Davos, iş dünyası için fikir alışverişinde bulunmak ve network kurmak için önemli bir yer oldu.

WEF amacını, “dünyanın durumunu iyileştirmek” olarak tanımlarken, son yıllarda bu amacını yerine getirip getirmediğine yönelik sorular artmaya başladı.

Avrupa’da halkların popülist ve ırkçı söylem geliştiren liderlere yönelmesi ve küresel ticaret savaşları, organizasyonun hedefini başarıp başaramadığına dair soruları artırıyor.

WEF’i eleştirenler, organizasyonun toplantılarının, buna Davos Zirvesi de dâhil, büyük şirketlerin para yatırarak gözden uzak bir şekilde hükümetlere lobi yapabilmesi için güvenli bir alan oluşturduğunu iddia ediyor.

Foruma üyelik 60 bin ile 600 bin dolar arasında

Avrupa’daki bazı sivil toplum kuruluşları WEF’in faaliyetlerini destekleyen yaklaşık 1000 şirkete “tamamen bağımlı” olduğunu iddia ediyor.

WEF’e standart üyelik 60 bin dolar (60 bin İsviçre Frangı) olarak açıklanırken, organizasyona stratejik ortak üyelikte 600 bin dolara mal oluyor. Davos zirvesine katılmak içinde 27 bin dolar ekstra ücret talep ediliyor. Ayrıca, zirve sırasında otel fiyatlarının aşırı yüksek olması dikkati çekiyor.

Etkinliğe dair her yıl aynı kişilerin çağrılarak aynı şeylerin konuşulduğu ve dünyanın çoğu insanına uzak kaldığına dair eleştirilerde de yapılıyor.

Batı camiasında WEF’in Davos toplantılarını “Dünya düzenini bozan insanların bir aile birleşimi” olarak görenler de var.

WEF’i destekleyenler ise organizasyonun bir yandan diğer uluslararası kuruluşların eksikliklerini doldururken, bir yandan da politika ve iş dünyasının liderlerinin buluştuğu ve “dünya insanları için iyi fikirleri” masaya yatırdıkları tezini ortaya atıyor.

Davos’ta ortaya atılan fikirler, masadaki konuşulanlar ve verilen sözlerin hükümetler açısından bağlayıcılığı ise bulunmuyor.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın