ENVER ERKAN, TERA YATIRIM BAŞEKONOMİSTİ >>  Fed, faiz oranlarını 2000 yılından bu yana en sert artışla yükseltti ve devasa bilançosunu küçültmeye başlamaya karar verdi, böylelikle pratikte yükselen enflasyonu kontrol etmek için on yıllardır en agresif para politikası sıkılaştırmasını uygulamaya koydu. Faiz oranlarındaki artış ve yönlendirme bu haliyle beklentiler dahilinde. En dikkat çeken nokta olarak; FOMC’de faiz kararının oybirliğiyle alındığını görüyoruz. Politika açıklamasından ayrı olarak yayınlanan bilanço planına göre ise, Fed Hazine tahvilleri ve ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin Haziran ayında toplam aylık 47.5 milyar dolarlık bir başlangıç ​​hızıyla düşmesine izin vermeye başlayacak ve üç aydan fazla bir sürede 95 milyar dolara çıkacak.

Fed açıklamasından öne çıkan noktalara bakacak olursak;

·        Genel ekonomik faaliyet ilk çeyrekte yavaşlamış olsa da, hane halkı harcamaları ve işletme sabit yatırımları güçlü kalmaya devam etti. İş kazanımları son aylarda güçlüydü ve işsizlik oranı önemli ölçüde azaldı.

·        Çin’deki COVID ile ilgili karantinaların tedarik zinciri aksamalarını daha da kötüleştirmesi muhtemeldir. Kurul, enflasyon risklerine karşı oldukça dikkatlidir. (Enflasyona karşı dikkatli olunduğu mesajı korunmakla birlikte, ekonomik risklere de atıf yapılıyor.)

·        Para politikası duruşunda uygun sıkılaştırmayla, komite enflasyonun %2 hedefine dönmesini ve işgücü piyasasının güçlü kalmasını bekliyor. Fed hedef aralıkta devam eden artışların uygun olacağını tahmin ediyor.

·        Enflasyon, pandemi, daha yüksek enerji fiyatları ve daha geniş fiyat baskılarıyla ilgili arz ve talep dengesizliklerini yansıtarak yüksek kalmaya devam ediyor.

·        Ukrayna’nın Rusya tarafından işgali, muazzam insani ve ekonomik zorluklara neden oluyor. ABD ekonomisi üzerindeki etkileri oldukça belirsizdir. İstila ve ilgili olaylar, enflasyon üzerinde ek yukarı yönlü baskı yaratıyor ve ekonomik aktivite üzerinde baskı oluşturması muhtemel.

·        Komite’nin değerlendirmeleri, halk sağlığı, işgücü piyasası koşulları, enflasyon baskıları ve enflasyon beklentileri ile finansal ve uluslararası gelişmelere ilişkin okumalar da dahil olmak üzere çok çeşitli bilgileri dikkate alacaktır.

·        50 bps faiz artışı kararı oy birliğiyle alındı. Bullard’dan herhangi bir 75 bps şerhi gelmedi. (Güvercin tabanlı bir şerh gelme olasılığı yoktu, aksine Bullard veya ek olarak herhangi başka bir üyenin 75 bps oyu kullanma olasılığı vardı. Bu ihtimalle kıyaslandığında görece güvercin.)

Bilanço küçültme planına dair açıklamada öne çıkanlar;

·        Komite, bu beyanla bağlantılı olarak yayınlanan Fed Bilançosunun Büyüklüğünü Küçültme Planlarında açıklandığı gibi, 1 Haziran’da elindeki Hazine menkul kıymetleri ve ipoteğe dayalı menkul kıymetlerini azaltmaya başlamaya karar verdi. (QT Mayıs’ta değil, Haziran’da başlamış olacak.)

·        Hazine menkul kıymetleri için üst sınır başlangıçta ayda 30 milyar dolar olarak belirlenecek ve üç ay sonra ayda 60 milyar dolara yükselecek. Bu aylık üst sınır kapsamındaki Hazine menkul kıymetleri miktarındaki düşüş, Hazine kuponlu senetlerini ve kupon vadelerinin aylık üst sınırın altında kalması durumunda Hazine bonolarını içerecektir. (3 ayda tavana ulaşılmış olacak.)

·        Ajans ipoteğine dayalı menkul kıymetler için üst sınır başlangıçta ayda 17.5 milyar dolar olarak belirlenecek ve üç ay sonra ayda 35 milyar dolara yükselecek.

·        Yumuşak bir geçiş sağlamak için, Komite, rezerv bakiyeleri yeterli rezervlerle tutarlı olduğuna karar verdiği seviyenin biraz üzerinde olduğu zaman bilanço büyüklüğündeki düşüşü yavaşlatmayı ve ardından durdurmayı planlıyor.

Faiz artırımlarının aralıklarının bir anlamda sembol olduğu bir planda, önemli olan elbette bilanço küçültmesinin hızıdır. Fed, finansal piyasalardaki paniği yatıştırmak ve pandemi yayılırken borçlanma maliyetlerini düşük tutmak için agresif bir şekilde menkul kıymetler satın aldığından bilanço büyümüştü. 1 Haziran’dan itibaren Fed’in 8,9 trilyon dolarlık bilançosu küçülmeye başlayacak. Powell, Mart ayı başlarında Kongre’ye, sürecin yaklaşık üç yıl süreceğini ve bunun da 3 trilyon dolarlık indirim anlamına geleceğini söylemişti.

FOMC’nin federal fon oranı hedefindeki %0,75 ila %1 aralığına yapılan artış, Mart ayında ABD ekonomisini ilk darbeye karşı yumuşatmaya yardımcı olmak için iki yıllık sıfıra yakın oranları sona erdiren çeyrek puanlık bir artışın ardından geldi. Çin’deki Kovid karantinaları tedarik zincirlerine yeni bir baskı ve küresel büyümeye yönelik aşağı yönlü riskler eklese de, Rusya’nın enerji ve gıda fiyatlarını yükselten Ukrayna’yı işgalinin etkileri de politika rotasına kalibre edilmeye çalışılıyor. Fed’in tercih ettiği gösterge olan kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi, Mart ayına kadar yıl içinde %6,6 artarak merkez bankasının hedefinin üç katından fazla arttı. Merkez bankasına ve Powell’a bu aşamada en çok yapılan eleştiri, ekonomide durgunluğa sebep olmamak adına enflasyonu kontrol altına alma konusunda çok uzun süre beklenmiş olduğu yönünde.

Faiz artışlarının hızını artırma niyetlerinin sinyallerini geniş çapta veren politika yapıcılar, o zamanki başkan Volcker’ın bu süreçte faiz oranlarını büyük ölçüde artırdığı ve ekonomiyi ciddi anlamda yavaşlattığı 1980’lerin başından bu yana en sıcak enflasyonu frenlemeye çalışıyor. Bu sefer, yüksek borçlanma maliyetleri ve daralan bilanço kombinasyonunun, enflasyonu düşürürken durgunluğu önleyen yumuşak bir iniş sağlayacağını umuyorlar.

Fed vadeli fonları faiz fiyatlandırması… Kaynak: Bloomberg, CME Fedwatch

Fed’in faiz standardı artık eskisi gibi 25 bps değil, 50 bps olarak oluşmuş durumda. Fed vadeli fonları ise Haziran ayında bir sonraki toplantısında FOMC’nin 50 bps’lik dizi faiz artışlarına devam edeceğini baz senaryo olarak gösteriyorlar. Eğer 75 bps oranına geçilecek olursa, bu 1994’ten sonraki en yüksek kalibreli artış olacak ve sarsıntı etkisi muhtemelen küresel ekonomi de stagflasyona doğru giderken daha derin olacaktır. Powell açıklamalarında da en çok öne çıkan cümle; “75 bps FOMC’nin aktif olarak dikkate aldığı bir şey değildir”. CME Fedwatch ve Bloomberg terminalinde görüntülenen Fed vadeli fonları şu anda 14 Aralık toplantısı itibariyle Fed’in faizleri 200 bps daha artacağını fiyatlıyorlar. Şu anda fonlama üst bandının %1’e çıkartıldığı düşünülecek olursa, bu yılsonunda %3 fonlama oranına ulaşılacağı anlamına geliyor.

Bu nedenle Fed, enflasyonla uygun bir zeminde mücadeleye karar vermiş görünüyor. Bu haliyle de aşırı şahin bir görüntü sergilememekle beraber, piyasanın uygun gördüğü bir hızı benimseyecek görünüyor. Diğer taraftan, Fed yıl sonuna kadar nötr olarak görülen faiz oranı olan %2,5’a hızla ulaşmış olacak. Bir dizi faiz artırımına ilişkin piyasa beklentileri, şimdiden borçlanma maliyetlerini artırdı ve konut piyasası gibi faiz oranına duyarlı sektörlerde talebi kısıtlamaya başladı. Gösterge 10 yıllık Hazine tahvilinin getirisi ise, bu hafta 2018’den bu yana ilk kez %3’e yükseldi. Diğer yandan, artan enflasyonla beraber çok yoğun şekilde izlenen işgücü piyasası göstergelerindeki güce önemli atıf yapılmaktadır.  ABD’de Mart ayında işsizlik oranı, pandemi öncesi seviyesinin hemen üzerinde %3,6 oldu. Nisan ayı rakamları Cuma günü açıklanacak.

Sonuç olarak; Fed’e ilişkin beklentilerin çok şahin görüntü nedeniyle arttığı bir ortamda ateşe benzin dökmeyen ve ana doğrultunun da devam edeceğini gösteren dengeli bir plan sunulmuştur. Terminal orana ilişkin beklentiler ise aşağı çekilmiş değil, sadece Fed öngörülenden daha yüksek bir hızı şu anda masaya getirmedi. Beklentiler kademeli şekilde oluşuyor, ve bilanço değerlendirme aralıklarında da Fed planlarında revizyon yapabilir elbette. Küresel stagflasyon çok büyük bir risk ve Fed’in piyasadan para çekmesi, sıcak para ekonomilerinin yeni likidite kompozisyonuna aşırı duyarlılık göstermesine neden olacaktır. ABD ekonomisi ise, oluşan yeni faiz standardizasyonunu benimseyeceği için Fed’in faiz artırımlarından geri adım atması için bir neden görünmüyor.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın