ENVER ERKAN, TERA YATIRIM BAŞEKONOMİSTİ >> 

Haftanın en önemli ekonomik veri olayı olarak öne çıkan ABD Mart ayı enflasyonu hem dışsal fiyat baskılarının, hem de gelir aşınması etkisinin büyüdüğünü göstermesi bakımından önemli olacak. Mart ayı için tahmin edilen yıllık enflasyon oranı %8,4, bu da enflasyonun Şubat ayındaki %7,9’dan yukarı hareket ederek Aralık 1981’den sonra yeni bir zirve oluşturacağı anlamına geliyor. Çekirdek enflasyonda da %6,6 seviyesine (Ağustos 1982’den beri en yüksek) doğru artış bekleniyor. Rusya-Ukrayna krizi, artan emtia fiyatları ve tedarik zincirlerindeki aksama, enflasyondaki yukarı yönlü riskleri destekledi. Ukrayna savaşından önce de yüksek olan petrol ve diğer emtia fiyatları Mart ayının başında yüksek seviyeler test etti. İş maliyetlerinin Mart ayında 2008’den bu yana görülmemiş bir oranda arttığını gösteren öncü göstergeler, enflasyonda henüz en kötünün test edilmediğine yönelik endişeleri artırmaktadır. Bu yüksek maliyetler giderek müşterilere yansıtılmakta ve bu da ABD’de rekor enflasyon oranlarına yol açmaktadır.

Fed’in yüksek enflasyonla artan bir kararlılıkta mücadele edeceğine dair olan inanç bakımından verilerin yönlendirmesi elbette önemli olacak. Üretim maliyetleri tedarik zincirlerindeki sorunlar nedeniyle artan bir baskıyla yükselişini sürdürmektedir. Artışın önemli bir kısmı gaz fiyatlarından kaynaklanacak, ancak gıda, barınma ve hizmet sektörlerinde de güçlü artışlar öne çıkabilir. Pompa fiyatlarının Mart ayında yaklaşık %20 artması, enflasyona da muhtemelen tek başına 1 puana yakın bir ekleme yapacak ki, piyasa beklentisinden sapma aralığını bu değişken tek başına artırabilir. ABD firmalarının satış fiyatları geçen ay yükselmeye devam etti, konsensüs beklentileri de benzer şekilde Ukrayna savaşı ve ekonomik kriz zemininde daha hızlı enflasyona işaret ediyor. Ukrayna işgalinin tarımsal emtia fiyatları üzerinde de ek yukarı yönlü baskı yaratması bekleniyor. Gıda maliyeti enflasyonundaki daha fazla artış toplumun ücretli kesiminin alım gücü üzerindeki asıl darbe vurucu etkiyi oluşturmakta, çünkü isteğe bağlı olmayan harcamalardaki bu denli bir artış baskısı, toplam talebi düşürmekle kalmaz, otonom tüketim yetisinin de azalmasına neden olarak ekonomi üzerindeki genele yayılan baskı etkisini oluşturur.

Enflasyon alt kategorileri ve katkı dereceleri… Kaynak: Bloomberg, Bureau of Labor Statistics

Fed’in yüksek enflasyonla mücadelede artan kararlılığına işaret eden Mart ayı FOMC toplantı tutanakları, daha fazla şahinleşmeye açık kapı bıraktı. Mart ayı TÜFE verileri, piyasada oluşan Mayıs ayında 50 baz puanlık faiz artışı görüşlerini teyit eder nitelikte olacaktır. Fed’in takip eden toplantılarda da proaktif hareket etme beklentisi artmaktadır. Rusya ve Ukrayna savaşının belirsizliği Fed’i Mart ayında 50 baz puanlık bir adım atmaktan alıkoymuştu. Başta Powell olmak üzere, Fed’in içinde açıklama yapan üyeler de daha agresif faiz artırımlarına ve hızlı bilanço indirimlerine yeşil ışık yakmakta, beklentilerin artmasına neden olmaktadırlar. Vadeli fonların hareketi Mayıs ve Haziran’da 50 baz puan beklentisini radarda tutmakta, Temmuz ayında çift etkili bir faiz artışı olma ihtimali ise artmaktadır. ABD 10 yıllık tahvil faizleri, söz konusu enflasyon ve sıkılaşma olgularının fiyatlandırılması neticesinde %2,80 bandının üzerine doğru atılmış durumda.

Fed faiz artırımlarının etkisini, bilanço indirimiyle de artırmayı planlamaktadır. Fed tutanaklarında bunun planlaması ortaya konuldu. Buna göre, ayda 95 milyar dolarlık baremle bilanço küçültme operasyonu başlayacak, bu küçülmenin 60 milyar doları Hazine borçlanma araçlarından, 35 milyar doları MBS’lerden yapılacak. Fed, her üç ayda bir planı yeniden değerlendirecek. Bilançonun 9 trilyon dolar civarında olduğu düşünülecek olursa, Fed’in pandemi öncesi portföy pozisyonuna dönmesi için varlık satımını hızlandırması ve itfalara ek olarak doğrudan satış yapması gerekebilir. Fed’in 2017 model sıkılaşmasında bilanço varlıkları 50 milyar dolar küçültüldüğü için, bu daha agresif ve hızlı bir sıkılaşma olacağı anlamına geliyor.

Özet olarak; Fed yukarı yönlü bir fiyat sarmalının ve bozulan tüketici ve üretici davranışları üzerinden kalıcı olabilecek bir enflasyonun önüne geçmeyi hedefliyor. Para politikasının işlevselliği açısından faiz artırımlarının bu beklenti bozulmasını önlemesi gerekli, yoksa yükselecek bir terminal oran ekonomiye zarar verecek ve finansal koşullardaki sıkılaşmanın aşırıya kaçmasına neden olacaktır. Fed’in katı hareket etmeye ihtiyaç duyması, enflasyonu yakalama kadar enflasyonu düşürmeyi de sağlamalı. Fed’in 0,25 baz puanlık faiz artışlarının bile para hareketlerine çarpan etkisi düşünüldüğünde, 0,50 baz puanlık bareme kayması bile yeterince etki artırıcı bir hamle.

Bu nedenle, enflasyonun projekte edilen seviyelerden düşüşünü sağlama ve Fed’in %2 hedefiyle uyumluluk sağlaması gerekliliği ortada. Bazı aşırı artmış kalemlerin normalleşmesi ve gelecek yıl bahar aylarından itibaren bu yılın yüksek bazının işlemesi enflasyonun zirve seviyelerden gerilemesine ve ılımlılaşmasına yardımcı olabilir. Ancak pandemi sonrasında düzelme beklenen kalemlerde (ikinci el araç, konut, hizmet) olduğu gibi, savaş sonrası veya dönemsel etki sonrasında düzelme beklenen kalemlerde de (enerji, mal enflasyonu kategorileri) Fed aşırı güven içinde olmak gibi bir hata yapmamalı. Çünkü enflasyonun geçici olduğu savı, yeni değişkenlerle çürümüş durumda.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın