ENVER ERKAN, TERA YATIRIM BAŞEKONOMİSTİ >> Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Türkiye’nin döviz korumalı banka hesaplarında toplam 591 milyar lira büyüklüğe ulaşılmıştır. Bakanlık açıklamasına göre;

·        Hesaplar para birimine güvene katkıda bulundu.

·        Banka mevduatlarında dövizin payı Mart ayında hesapların açılmasından bu yana 10 puanın üzerinde düştü.

·        Hesapların yarattığı istikrar, Rusya-Ukrayna savaşı ve Fed’in faiz artırımından kaynaklanan oynaklığı sınırlıyor.

Güncel ekonomi uygulamamızda, TL’nin değer kaybetmesi üzerindeki baskıyı azaltmada kullanılan tek araç KKM, dolayısıyla sistemin işlerliği açısından şu aşamada cazibesinin korunması gerekiyor. Ulaşılan büyüklük çerçevesinde, tahmin edilen ortalama kur başa baş noktası üzerinden Hazine üzerine elbette mevcut kur seviyelerinden belli miktarda yük gelmiş durumda. Bugün Hazine’nin açıkladığı TL hesabı açılımı ve dövizden dönüşen hesap kırılımını ele aldığımızda, tahmini olarak 12,5 milyar TL’lik bir kamu maliyesi yükü üstlenimi ortaya çıkmaktadır. Güncel haliyle Hazine’nin çeviremeyeceği bir yük olmamakla birlikte, döviz yukarıya gittiği sürece ve sistem kendi kendini döndürerek kurun stabilleşmediği bir ortamda, Hazine üzerine yükleyeceği maliyet elbette artacaktır.

Vade tarihlerinde KKM’ye yeniden yatırım olmaz ve mudiler ile tüzel kişiler paralarını yeniden dolara çevirirlerse kur şoku etkileri aktif hale gelebilir. KKM ürünü, fiyat istikrarının yönetilmesinde merkeze alındığı için, bunun olmaması adına sistemi cazip kılacak ve yeni girişleri destekleyecek şekilde düzenlemeler gelmeye de devam edebilir.  Faiz oranları ve vergi muafiyeti gibi unsurlar en başta akla gelenler, duruma göre minimum vadenin aşağı çekilmesi de ileride düşünülebilir.

Dövizden dönüşüm ve KKM’nin elbette perspektif farkları var. TL’niz varsa ve KKM açıyorsanız döviz hareketine karşı bir opsiyon almış oluyorsunuz ve opsiyon tutmazsa mantıken bunu kullanmıyorsunuz. Dövizde yükseliş gerçekleşmediği takdirde ise TL faizi kadar getiri sağlamış oluyorsunuz. Yurtdışına yönelik olarak açılan YUVAM hesaplarında ise, nette bir getiri olabilmesi için TL’nin değerinin faiz oranına göre durumu önemli. Yabancının zaten yurtdışında döviz cinsinden mevduatına alacağı yabancı para faizi oldukça düşük, hatta negatiftir. Dövizden TL ürününe dönüş yaptığında, TL faizi alacak. Her dönem TL değer kaybeder de, bunun kadar getiri karşılandığı takdirde ise aslında döviz cinsinden parası sabit kalmış oluyor. Döviz yükselmezse, dövizden TL ürününe dönüştürdüğü miktardan TL faizi almış oluyor ve bunu tekrar dövize çevirme şansı olacak.

Cari işlemler açığı veren bir ülke olmamızdan dolayı ve özel sektörün gerek döviz borçluluğu, gerekse de mal alımı açısından döviz ihtiyacı olmasını göz önünde bulundurursak, belli oranda döviz tutma zorunluluğu zaten bir süre sonra sisteme yeni girişleri sınırlayacaktır. Mevcut durumda da savaş riskleri nedeniyle dünyada artan emtia fiyatları ve muhtemelen baskılanacak olan ihracat ve turizm gelirleri nedeniyle bu sene cari fazla veren bir ekonomiye dönüşmüş olmayacağız. Bu da nette döviz çıkışının devamı ve bunun finanse edilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın