2030’lar ile birlikte değişen dünyamızda sürdürülebilir gelişimini başarıyla devam ettiren geleneksel örgün eğitim veren üniversiteler ile birlikte dijital üniversiteler de global yükseköğretim sektöründe önemli bir pay sahibi olacak.

Değişen akademik dünyada üniversite modeli ne olursa olsun eğitmenin ön planda yer aldığı ve önemli olanın yöntem değil etkili eğitmen ve etkin bilgi aktarımı olduğunu belirten Netkent Akdeniz Araştırma ve Bilim Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Ali Eşkinat, dijital çağın eğitim modelleri hakkında bilgiler aktardı.

Günümüzde dijital bir çağ dönüşümüne şahit oluyoruz. Dijitalleşme ve limitsiz interaktif iletişimin sağladığı gelişim ve değişim kavramları çerçevesinde hayatın her alanında dijital dönüşümün yoğun etkilerini hissettiğimiz bir çağı yaşıyoruz.

Dijital dönüşümün Blockchain, yapay zeka ve metaverse gibi olgularla ekonomiyi farklılaştırdığını, bu gelişim sürecinde yükseköğretim sektörünün de bu değişim de yer alarak eğitim anlayışının her geçen gün değiştiğini belirten Netkent Akdeniz Araştırma ve Bilim Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Ali Eşkinat sözlerine şu şekilde devam etti:

“Farklı coğrafya ve zaman dilimlerinde aynı anda gerçekleşen online üniversite eğitim metodolojisi öğrenciler ve akademisyenler arasında eğitim ve öğretimi sağlıyor. Mekana bağlı kalınmaksızın tıpkı geleneksel bir sınıf ortamında olduğu gibi eğitim canlı ve interaktif derslerle öğrencilere veriliyor. Günümüz çağının esnekliğine uygun olarak öğrenciler kaydedilmiş dersleri daha sonra dinleyebiliyor. Öğrencilerin bulunduğu her yerin kampüs olduğu bir eğitim düzenine geçtiğimiz bu çağda önemli olan nokta ise üniversitelerin teknolojik altyapısının bu hizmeti sağlayacak uygunlukta olması.”

AMAÇ İNSAN KAYNAKLARININ DAHA İYİ GELİŞMESİNE KATKI SAĞLAMAK

Dijital çağın eğitim modellerinin, coğrafya ve zaman kavramları olmaksızın üst düzey akademik kalitede eğitimin en efektif şekilde sağlanması amacı taşıdığını belirten Ali Eşkinat açıklamalarına şu şekilde devam etti:

“İnternetin hayatımıza girmesiyle birlikte 2000’li yıllarda global yükseköğretim alanında online eğitimin etkisi hızlanmaya başladı. Özellikle 2010 sonrası Harvard, MIT, Stanford, Oxford ve Sorbonne gibi dünyanın birçok prestijli üniversitesi online lisans ve yüksek lisans programlarını hayata geçirdi. Sadece üniversitelerle sınırlı kalmayarak Coursera, Udacity ve edX gibi platformlarla özellikle iş hayatındaki profesyonellere yönelik yaşam boyu eğitim ve gelişim programları da başladı. Hayata geçirilen bu programlarda amaç insan kaynaklarının daha iyi yetişmesine katkıda bulunmak ve yetiştirilen bireylerin ekonomiye değer katması sonucu toplumun sürdürülebilir gelişimine fayda sağlamaktı. Ancak pandemi ile birlikte uzun zaman alacak bu kuluçka döneminin global yükseköğretim alanında inanılmaz bir gelişim ve rekabeti de beraberinde getirdiğini görüyoruz. “

EĞİTMEN ve İÇERİK ÖN PLANDA

Online şekilde gerçekleştirilen eğitimlerin tüm dünyaya önemli olanın yöntem değil, eğitmen ve içerik olduğunu çok net bir şekilde gösterdiğini vurgulayan Ali Eşkinat; “Bilginin sadece geleneksel yöntem ile aktarılması gerekmiyor. Bu zaten yaşadığımız dünyanın dinamiklerine ters bir durum. Yaşanan değişimlere adapte olarak en iyi verimi almamız gerekiyor. Yapılan çalışmalar online eğitim sektörünün hacminin 2025 yılı itibarıyla 350 milyar dolar seviyesine ulaşacağını gösteriyor. Tüm dünya gelen değişime uyum sağlamaya ve çalışmalarını bu doğrultuda gerçekleştirmeye çalışıyor. Değişen dünyada geleneksel örgün eğitim veren üniversiteler ile birlikte dijital üniversiteler de global yükseköğretim sektöründe önemli bir pay sahibi olacak. Böylece eğitmenin direkt olarak ön planda yer alacağı ve önemli olanın yöntem değil etkili eğitmen ile bilginin etkin aktarımı olduğunun bilinci akademik dünyada şekillenecek” dedi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın