Uzman Psikolog Arzu Yıldırım’ın ilk romanı “Kahve Kokulu Defter” Sokak Yayın Grubu etiketiyle okuyucuyla buluştu. Roman karakterlerinin enneagram mizaç tiplerinin özelliklerinden etkilendiği romana Arzu Yıldırım’ın danışanlarından esinlenmeleri de yansıyor.
Uzman Psikolog Arzu Yıldırım’ın ilk kitabı olan “Kahve Kokulu Defter” okuyucuyla buluştu. Sokak Yayın Grubu’ndan çıkan kitapta “ana karakter” görünüşte Aslı olmakla beraber, Zeynep, Cem veya Tayfun’un da önemli rolleri bulunuyor.
Aslı, kendini bulmaya çalışan, hayatın zor dönemeçlerinden geçen akıllı genç bir kız. Kendi penceresinden gördüğü hayatı anlamaya, kendisiyle yüzleşmeye çalışıyor. Aslında Zeynep de kendi cephesinden aynı şeyi yapıyor. Roman, bir bakıma ikisinin yollarının kesişmesiyle başlıyor. Cem’in ise her iki kadınla kurduğu iletişimin niteliği okura aktarılıyor. Yazar, Tayfun’la “baba imgesine” biraz vurgu yapıyor; içinde bulunduğumuz çağın babalığı nasıl erozyona uğrattığına değinmekle birlikte daha yoğun bir tanışmayı okura bırakıyor.
Yazmanın kendisi için bir dürtü olduğunu söyleyen Arzu Yıldırım, Kahve Kokulu Defter’i yazma sürecini şöyle aktarıyor: “Bir gün geldi ve o dürtünün acilen doyurulması gerekti. Kelimeler, zihnimde cümle yolları oluşturuyor, onlara can vermemi bekliyorlardı. Sözlerini dinledim; sözcükleri salıverdim. Klavye adeta beni çağırıyordu ve çağrıya uymaktan başka çarem yoktu. Yazdıkça sözcüklerin sayıları artıyor, devam edersem adeta çoğalacaklarına söz veriyorlardı. Yazıp yazıp sildiğim bir bölüm hiç olmadı; oturabildiğim her an yazabildim. Cümleler hiç kapris yapmadılar ve kendilerini cömertçe sundular. Bana düşense sadece onları dinlemek ve ekrana dizivermekti. Seyrederken onları bana yaşattıkları doyum muhteşemdi. Daha önce hiçbir doygunluk bana bu hissi vermemişti. “
Danışanlarınızdan etkilendiniz mi, sorusunu ise Arzu Yıldırım şöyle cevaplıyor: “Mesleğim gereği dinlediğim yüzlerce kişiden elbette esinlendim. Danışanlar bizlerden bir şeyler öğrenmeye gelirler veya öyle sanırlar. Aslında öğreten değilizdir biz; onlar, kendileriyle konuşurlar ve en çok kendilerinden bir şeyler öğrenirler. Bu arada bize öğrettiklerinin de farkında değildirler. Danışanlardan mücadelelerini ve mucizelerini öğrendim. Romanda bunlar elbette var. “
Yazar roman karakterlerinin enneagram mizaç tiplerinin özelliklerinden, bu kadim bilgi yapısından da etkilendiklerini sözlerine ekliyor. Kişilik sistemi demek olan enneagram, kişiliğin temel çekirdeğinde yer alıyor ve birbiriyle bağlantılı dokuz kişilik çeşidini ifade ediyor. Yazar, roman karakterlerinin, adeta enneagram metodolojisinin sağladığı bilgelikle kendi kendilerini var ettiklerini dile getiriyor. Danışmanlık sürecinde kullandığı bu yöntemle edindiği tecrübelerin romanına da yansıdığını vurguluyor.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.