ENVER ERKAN, TERA YATIRIM BAŞEKONOMİSTİ >> Ukrayna savaşının hızla ilerlemesi, Avrupa Merkez Bankası’nın direkt ekonomik etkilenme alanı içerisinde olan bir arenanın para politikasını yönetmek zorunda olmasından dolayı ilerleyen dönem rotasını da belirsizleştiriyor. Mart ayı toplantısında, ortaya çıkan yeni ekonomik dengesizliklerin oluşturduğu asimetrik etkileri yoğun şekilde tartışmak durumunda olacak Banka, rehberlikte de bazı güvercin değişimler yapabilir. Resmi olarak rotada önden belirlemeli rotaya şimdilik bağlı kalınacak gözükse de, para politikası faiz oranlarını artırmaya yönelik olarak daha fazla belirsizlik vardır ve Banka yetkililerinin önceki aya göre daha temkinli duruş sergilemeleri olasılık dahilindedir.

Şubat ayında net varlık alımlarına son verme ve politika faiz artışlarına daha erken başlama niyetlerinin sinyallerini verdikten sonra, Mart ayında bu yöndeki referansların güçlendirilmesi olasılığının bulunmadığını düşünüyoruz. Ukrayna etkisinin yakınlığı ve Rusya ile olan ticaretin yaptırımlar ve meta kıtlığı nedeniyle durağanlaşacak olması Euro Bölgesi açısından direkt ilgilendiren ekonomik durgunlaşma risklerini de barındırmaktadır. Elbette, GSYH başta olmak üzere makroekonomik göstergeleri revize etmek konusunda sayısal analizler tam oluşmadığından erken evrede olunabilir, ancak ortaya çıkan piyasa belirsizliği ve arz-talep denge noktaları bakımından büyüme görünümünde aşağı, enflasyon görünümünde ise daha yukarı yönde revizeler projeksiyon güncellemelerinde söz konusu olabilecektir. Mart toplantısında ECB’nin ileriye dönük rehberliğinde yapılacak değişiklikler göz ardı edilmemelidir.

ECB OIS fiyatlaması… Kaynak: Bloomberg

Birinci element, enflasyon… ECB’nin tahminlerinde 2022 için %3,2 ve 2023 ile 2024 için %1,8 enflasyon oranları mevcuttur. Enflasyonun %2 denge noktası üzerinde kalması riski petrol ve girdi fiyatlarından kaynaklı olarak artmıştır. ECB’nin ileriye dönük oran varsayımlarını yukarı revize etmesini ve muhtemelen %2 bandı üzerine kaydırmasını bekleyeceğiz. Enerji fiyatları, ECB’nin nihayetinde nasıl tepki vereceği konusunda önemli bir belirleyici olacaktır. Yine de, Rusya işgali yeni başladığından ve bu nedenle Mart projeksiyon dönemine ilişkin modelleme veri seti tam oluşmadığından revizeler sınırlı kalabilir. Sonraki projeksiyon güncelleme toplantısı Haziran 2022’de olacak.

İkinci element, büyüme… Ekonomik şoklar, yaptırımlar ve mal kıtlığı ekonomideki talebi ve faaliyeti de düşürecektir. Avrupa’nın özellikle enerjideki Rusya bağımlılığı ile direkt etkilenecek olan sanayi faaliyeti, finansal sistemin de taşıdığı Rusya karşı taraf riskleri yüksek enflasyondan ziyade büyüme, talep ve finansal stabilite unsurlarına odaklanılabileceğini ve bu nedenle de faiz artışlarını geciktirmeye konu edebileceğini düşünüyoruz.

Üçüncü element, varlık alımları… ECB’nin olası bir tahvil alımlarını azaltma kararını ertelemesine konu olabilecek Ukrayna savaşı unsuru yakından izlenmeli. Normal şartlar altında beklenen; varlık alımlarının bu yılın sonuna doğru bitmesi ve yıl bitmeden yetiştirilecek bir faiz artışı yönündeydi. Özellikle ikincisine yönelik ihtimali, durum savaşın kızışmasına veya yatışmasına bağlı olduğundan, mevcut durumda masa dışında tutarız. Banka’nın henüz flaş bir tepki planlaması oluşturmadığını ve değerlendirme aşamasında olduğunu düşünürüz.

10 Mart toplantısında para politikası tepkisi açısından daha ileriye dönük sinyaller ve Banka duruş değişikliğinin şekillenmesini bekleyeceğiz. Powell, ABD Kongresi’ndeki sunumunda Fed’in yaklaşan faiz artırımlarına yönelik taahhüdünü yinelemesine rağmen, Ukrayna savaşından kaynaklanan belirsizliği de bir çekince unsuru olarak ifadesine dahil etmişti. Piyasalar, Fed’i halen enflasyon ve ABD ekonomisinin Rusya krizinden çok ılımlı etkilenmesi varsayımına bağlı olarak faiz artırmakta haklı görüyorlar. Ancak bunun eskiye göre, daha düşük bir tonda gerçekleşmesi ve terminal orana iki ay öncesine kıyasla daha geniş vadeli bir zamanlama ile ulaşılması beklenmektedir. ECB perspektifinde ise; Lagarde, son toplantıda bu yıl faiz artırımı yapılabileceğine dair görüşlerin olgunlaşmasına önayak olmuştu, ancak bu retoriğin devam ettirilebilmesi zor. Geriye dönük ekonomik göstergeler muhtemelen, savaş dönemine konu olan faktörler daha güncel olacağından arka planda kalacak ve bundan sonraki yönlendirmelere bakacağız.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın