Düşünce kuruluşu Power Shift Africa’nın çalışmasına göre, Afrika’da GSYH’nin ortalama yüzde 4’ü iklim krizine uyum sağlamak için harcanacak. Bu da daha derin bir yoksulluk riskini beraberinde getirebilir.

Düşünce kuruluşu Power Shift Africa’nın “Uyum Sağla veya Öl: Afrika İklim Uyum Stratejilerinin bir Analizi” çalışmasına göre, Afrika ülkeleri, potansiyel yatırımları okullardan ve hastanelerden uzaklaştırıp ülkeleri daha da derin bir yoksulluğa sürüklemekle tehdit eden iklim krizinin etkileriyle başa çıkmak için her yıl milyarlarca dolar harcamak zorunda.

Araştırmaya göre, aşırı hava koşullarıyla uğraşmak, yalnızca Etiyopya’da Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) yüzde 6’sına yakın bir maliyete sahip ve bu da iklim hasarını onarmak amacıyla, her 20 dolarlık milli gelir için 1 dolardan fazla harcamaya denk geliyor.

Yani Afrika ülkeleri, iklim bozulmasına uyum sağlamak için GSYH’lerinin ortalama yüzde 4’ünü harcayacak.

Emisyon sorumluluğu düşük bedeli yüksek

Bu ülkeler arasında dünyanın en yoksul insanlarına ev sahipliği yapan bazıları yer alıyor. Sierra Leone vatandaşlarının her biri yılda yaklaşık 0,2 ton karbondioksit (CO2) emisyonundan sorumlu olsa bile iklim krizine uyum sağlamak için yılda 90 milyon dolar harcamak zorunda kalacak. ABD vatandaşları yaklaşık 80 kat daha fazla CO2 üretiyor.

Power Shift Africa direktörü Mohamed Adow çalışma hakkında şunları söylüyor:

“Bu rapor, iklim acil durumunun derin adaletsizliğini gösteriyor. Dünyanın en yoksul ülkelerinden bazıları, kendilerinin yaratmadığı bir krize uyum sağlamak için kıt kaynakları kullanmak zorunda kalıyor. 

“Dünyanın zengin kesimiyle karşılaştırıldığında, küçük karbon ayakizlerine sahip olmalarına rağmen, bu Afrika ülkeleri, halihazırda sorunlu olan kamu maliyesini zorlayan ve diğer sorunları çözme yeteneklerini sınırlayan kuraklık, fırtına ve selden mustarip.”

7 ülkenin planları incelendi

İklim Haber’in aktardığına göre; çalışma, Etiyopya, Kenya, Liberya, Sierra Leone, Güney Afrika, Güney Sudan ve Togo olmak üzere yedi Afrika ülkesi tarafından BM’ye sunulan ulusal uyum planlarını inceledi. 

Buna göre örneğin dünyanın en yoksul ikinci ülkesi olan Güney Sudan, geçen yıl 850 bin kişiyi yerinden eden ve su kaynaklı hastalıkların salgınlarına yol açan sel baskınlarına uğradı. Ülke, uyum için yılda 376 milyon dolar, yani GSYH’sinin yaklaşık yüzde 3,1’ini harcayacak.

Nijerya’daki Alex Ekwueme Federal Üniversitesi’nde iklim değişikliği ve kalkınma merkezi direktörü Chukwumerije Okereke, zengin ülkelerin bulgulara ve IPCC raporuna yanıt vermesi gerektiğini söyledi: 

“İklim değişikliğine neredeyse hiç katkıda bulunmayan Afrika, bu etkiden orantısız bir pay almaya devam ederken, iklim değişikliğinin başlıca nedeni olanlara bakmamak hem sorumsuzluk hem de ahlaksızlık. Hararetli sözlerin zamanı çoktan geçti. Dünyanın önde gelen iklim kirleticilerinden acil, ölçekli ve uzun vadeli desteğe ihtiyacımız var.”

Afrika’nın iklim krizindeki payı

1 milyarlık nüfusuyla dünya nüfusunun yüzde 15’ini barındıran Afrika, iklim krizini tetikleyen küresel emisyonların sadece yüzde 3’ünden sorumlu. Ancak krizden en fazla etkilenen ülkeler bu kıtada bulunuyor. 

Afrika ülkelerinin de içinde bulunduğu yoksul ülkelerin tarihsel karbon salımındaki payı çok düşük. Güncel salımlarda da dünyanın en zengin yüzde 1’i, en yoksul yüzde 50’sinin toplamından daha fazla karbon salımına yol açıyor.

BM Ekim 2021’de, Afrika genelinde 100 milyondan fazla “aşırı yoksul” insanın, 20 yıl içinde kıtanın birkaç buzulunu da eritebilecek şekilde hızlanan iklim değişikliği tehdidi altında olduğu konusunda uyarmıştı.

Öte yandan, en yoksul ülkeler geçinmek ve gıda için doğaya daha fazla bağımlı olduğundan, iklim değişikliğinin etkileriyle başa çıkabilmek için yeterli maddi kaynağa sahip olmadıklarından aşırı hava olaylarının etkilerine daha açıklar.

Son 50 yılda aşırı hava olaylarından kaynaklı ölümlerin üçte ikisi en yoksul 47 ülkede gerçekleşti. Bu olaylara kuraklık, yangınlar ve seller de dahil.

İngiltere merkezli Cambridge Sürdürülebilirlik Komisyonu’nun BM verilerine dayandırdığı Nisan 2021 tarihli raporuna göre, iklim değişikliğiyle mücadele için dünyanın en zenginlerinin yaşam tarzlarını köklü biçimde değiştirmeleri artık bir zorunluluk.  

COP26 BM iklim zirvesinde yoksul ülkeler, iklim krizine uyum sağlamalarına yardımcı olacak mevcut miktarı ikiye katlama sözü veren gelişmiş ülkelerden daha fazla fon talep etti.

Zengin ülkeler, 2009 yılında, yoksul ülkelerin sera gazı emisyonlarını azaltmalarına ve iklim bozulmasının etkileriyle başa çıkmalarına yardımcı olmak için yılda 100 milyar dolar sağlama sözü vermişti. Ancak şimdiye kadar bu hedefin gerisinde kaldılar ve sağlanan fonların çoğu, ülkelerin uyum sağlamasına yardımcı olmak yerine rüzgar santralleri ve güneş panelleri gibi emisyonları azaltmaya yönelik projelere gitti.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın