ENVER ERKAN, TERA YATIRIM BAŞEKONOMİSTİ >> Yeni ekonomi perspektifi ile beraber daha fazla mercek altına aldığımız ve yüksek olmasına ekonomi yönetimi tarafından önem verilen ekonomik büyüme performansının, 4Ç21’deki zorlayıcı faktörlere rağmen emsal ülkelerin üzerinde olmasını bekliyoruz. Öncü büyüme göstergeleriyle resmi çekilen 4Ç21 ve 2021 genel GSYH büyüme performansı çerçevesinde; sanayi tedarik zinciri, enflasyonist baskılar ve büyüyen global ekonomik büyüme risklerine rağmen sektörel performansların ortalama olarak olumlu gerçekleştiğini gördük. Bu kapsamda, reel GSYH performansını önceki yılın aynı çeyreğine göre %6,3 büyüme şeklinde beklemekteyiz. 2021 yılında bir bütün halinde ise büyümenin %10,8 olmasını hesap ediyoruz.

Pandemi kaynaklı kısa süreli ekonomik durgunluktan sonra, ekonomi teşvik mekanizmasıyla beraber emsal ekonomilere kıyasla daha hızlı bir şekilde toparlandı ve yüksek büyüme performansı sağladı. Dış talebin de normalleştirilen koşullarla beraber olumluya dönmesiyle iyi bir ihracat performansı sergilendi. Bu dönemde net ihracatın büyümeye verdiği katkı artsa da, son dönemde enerji fiyatlarından kaynaklı ithalat artışı bu eğilimi sınırlamaktadır. Öte yandan, tedarik zincirlerinin rota değiştirmesi Türkiye açısından mal ihracı konusunda bir artı olmakla beraber, küresel anlamda sıkıntısı yaşanan girdi temini ve enerjideki arz kaynaklı fiyatlamalar sanayi üretim maliyetlerini artırmaktadır. Türkiye’de sanayi performansının 2021 yılı genelinde, önceki yıla göre ciddi bir hızlanma geçirdiği ve aktifliğini koruduğu gözlenmektedir. Bu profil altında, ekonomide yatan temel sorunun büyüme olmadığı ortadadır. Türkiye’nin mevcut ekonomik profilinde ve sürdürülebilir büyüme ekseninde enflasyon daha büyük bir sorun olarak elde mevcuttur.

Türkiye ve emsal gelişmekte olan ülkelerin ekonomik büyüme performansları… Kaynak: Bloomberg

Kurda yılsonuna doğru yaşanan hareketler neticesinde, küresel maliyet baskılarına ek olarak hammadde temininde, dolayısıyla da üretici maliyetlerinde zayıflayan liranın da etkisini gördük. Özellikle son gelişmeler çerçevesinde, Ukrayna krizinin enerji maliyetlerini artırması riski bulunuyor. Bunun yanı sıra, olası arz kısıtlarında bunun genel iç ve dış ekonomik durum üzerinden talebe, sanayi eğilimleri açısından ise üretime yansıması olasılığı bulunabilir.

Sürdürülebilir büyüme etkisi açısından hala yatırım etkisini önemsiyoruz. Bu nedenle, makro ortamın firmaların üretim kapasitesi ve istihdam eğilimlerinde istikrarlı ve öngörülebilir kalması gerekmektedir. 2022 yılına ilişkin olarak, rekor enflasyonun tüketim üzerindeki olumsuz etkisini, Ukrayna’daki savaşın enerji maliyetlerini artırmasını, aynı zamanda turizm ve ihracat gelirleri üzerindeki etkilerini aşağı yönlü riskler olarak değerlendiriyoruz. Küresel arz ağı, jeopolitik riskler ve makroekonomik gelişmeler çerçevesinde daha temkinliyiz ve 2022 yılının genelinde %4 bandında normalleşebilecek bir büyüme patikası bekliyoruz.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın