ENVER ERKAN, TERA YATIRIM BAŞEKONOMİSTİ >> Türkiye’de Aralık ayında işsizlik oranı, geçen yılın aynı ayında %12,7 iken 1,5 puan azalarak %11,2 olarak gerçekleşti. Bir önceki ay ile kıyaslandığında ise arındırılmış işsizlik oranının 0,1 puan gerilediği görülmektedir. Genç nüfusta işsizlik oranı %20,8 olurken; tarım dışı işsizlik ise %12,8 seviyesinde gerçekleşti.
Kıyaslanabilir dönemler olan Aralık 2020 – Aralık 2021’e baktığımız zaman ilgili dönemler arasında işgücüne katılım oranında arındırılmış verilerle 3,8 puanlık artış olduğu görülmektedir. 2020’nin benzer döneminde 31 milyon 6 bin kişi olan işgücü, Aralık 2021’de 33 milyon 935 bin kişi olmuştur. İşgücüne katılım oranı ise %49,1’den %52,9’a yükselmiştir. Yine mevsim etkilerinden arındırılmış verilere bakıldığında; istihdam oranı geçen yılın aynı dönemine göre 4,2 puan artarak %47 olurken, mevsim etkilerinden arındırılmış istihdamda ise önceki aya göre 236 bin kişilik bir artış söz konusudur. Atıl işgücü oranı ise %22,6 seviyesine yükselmiştir.
Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne ilişkin tamamlayıcı göstergeler, Aralık 2019 – Aralık 2021… Kaynak: TÜİK, Bloomberg
Öncü göstergeler ışığında, ekonomik büyümedeki ve sektörel aktivitelerle uyumlu bir işgücü verisi olduğunu gözlemliyoruz. Bu kapsamda Aralık ayında işsizlik oranındaki mevcut trend devam etmiş ve Kasım ayına göre sınırlı bir oran da düşüş sağlanmıştır. Sanayi üretimi, geçen yıla göre düzelme eğilimini sürdürüyor, bazı yavaşlama risklerine rağmen PMI verisi içerisinde de imalat sektörünün istihdam artırmaya devam ettiğini gözlemlemiştik. Diğer sektörel kırımlara baktığımızda; Tarımsal üretimin ekonomik durum, mevsim şartları, ürün maliyeti gibi nedenlerle yavaşlaması tarım istihdamını, faizler ve fiyat eğilimlerindeki durumun inşaat sektörünü yavaşlatması da inşaat istihdamını olumsuz etkiliyor. 2022 yılında ise büyümede biraz yavaşlama olmasını bekliyoruz. Ekonomik büyümenin gerilemesine bağlı olarak genel istihdam yaratımında da yavaşlama etkisini gözlemleyebiliriz. Ocak ve Şubat ayı ile beraber, şirketler nezdinde kurlar, üretim maliyetleri, asgari ücret artışı kaynaklı personel maliyetleri gibi unsurlar da hesaba katılmak durumunda.
Ekonomide kalıcı istihdam yaratma noktasında değer yaratma, etkinlik ve verimlilik eksikliği olduğunu düşünüyoruz. Özellikle pandemi sürecinde ortaya çıkan istihdam, iş modelleri ve dijitalleşmedeki değişimler nedeniyle hem tercihlerdeki tercihler hem de ekonomik koşullar nedeniyle imalat ve hizmet sektörleri arasındaki rotasyonu izledik. Bu dönemde asıl işlerinden uzak kalanların gelirlerini korumak için hizmet sektöründe geçici işlerde çalışmak zorunda kaldıklarını biliyoruz. Şimdi bu noktada, istihdam yaratma hizmetler sektöründe zaten baskın durumda. Bu aslında sanayide özellikle imalat sektöründe dönüşüm ve sürdürülebilir büyüme noktasında ekonominin temel ihtiyacı olan verimlilik eksikliğine yol açmaktadır. Bu noktada Türkiye’nin verimlilik odaklı yüksek teknolojili sektörlerde uzmanlaşması, yeni yatırımlar yapması ve nitelikli işgücü istihdam etmesi gerekiyor. Ekonominin canlanması ya da sektörlerin açılmasıyla birlikte, işgücüne yeni katılımla aynı zamanda sektörler arası geçişe de bakmalı. Örneğin hizmet sektöründen üretim tarafına geçişin önemli olan kısmı.
Enflasyonla birlikte düşen reel ücretler de bir sorun. Özel sektördeki çoğu şirketin yılbaşı zamlarını enflasyonun altında yaptığını biliyoruz. Ayrıca yılın ilk aylarındaki fiyat artışları yeni ücretlerin enflasyona daha fazla yenilmesine neden oluyor. Bu dönemde şirketlerin maliyet yönetimi, bireyler arasında iş değiştirme isteği gibi etkenler yeni işgücüne katılımı sınırlayabilir veya atıl işgücünün artmasına neden olabilir. Önümüzdeki aylarda kalıcı bir iş yaratma konusunda bazı zorluklar var.
Karşılaştırmalı işsizlik oranı ve istihdam oranı göstergeleri… Kaynak: TÜİK, Bloomberg…
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.