İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) “Başka Türlü Mümkün: Sürdürülebilir Gelecek için Dönüşümü Birlikte Tasarlamak” temasıyla düzenlediği 15. Sanayi Kongresine konuk olan Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümler Ağı Başkanı Prof. Jeffrey Sachs, “Türkiye’nin rekabetini koruması için önünde üç önemli aşama var. İlki, Türkiye’nin uzun vadeli sürdürülebilir bir kalkınma planına ihtiyacı var. İkincisi; bölgesel iş birliği. Türkiye’nin AB ile Yeşil Mutabakat’a uyumlanması gerekiyor. Üçüncüsü ise eğitim sistemini güçlendirmelisiniz” dedi.

Thinkers50 üyesi, G20, G7 ve COP23’ün uluslararası sesi, ödüllü yazar Marga Hoek: “Her yıl tonlarca plastik denizlere atılıyor. Bugün bunu değiştirmezsek dramatik sonuçları olacak. Bugün sıfır atık bile olsa, problemi çözemeyiz. Şirketler çözümün bir parçası olmak istiyoruz demeli, yani pozitif etkiye geçmeleri gerekli. Bu aynı zamanda çok büyük fırsatları da beraberinde getiriyor. 2080’e gelindiğinde dünyada 1 milyon yeni iş olacak. Girişimcilerin önünde çok fazla fırsat var.”

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) interaktif formatta düzenlediği İSO 15. Sanayi Kongresi, “Başka Türlü Mümkün: Sürdürülebilir Gelecek için Dönüşümü Birlikte Tasarlamak” temasıyla Haliç Kongre Merkezi’nde sürüyor. Kongreye konuk konuşmacı olarak katılan Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümler Ağı Başkanı Prof. Jeffrey Sachs, Türkiye’nin AB ve Orta Doğu arasında köprü görevi gördüğüne ve bölgeler arası ilişkilere liderlik ettiğine dikkat çekerek “Türkiye’nin rekabetini koruması için önünde üç önemli aşama var. İlki, Türkiye’nin uzun vadeli sürdürülebilir bir kalkınma planına ihtiyacı var. Yeşil ve dijital dönüşüm için bölgesel, akılcı ve kapsayıcı bir plan yapmalı. Türkiye’nin karbon salınımını sıfırlamaya kendini adaması gerekiyor. İkincisi; bölgesel iş birliği. Türkiye’nin AB ile Yeşil Mutabakat’a uyumlanması gerekiyor. Üçüncüsü ise eğitim sistemini güçlendirmelisiniz. Türkiye’nin gücünü alacağı yer; Türk insanı. Türk ekonomisinin geleceğinin kaynağı gençlerdir. Bu da eğitim kalitesine dayanıyor. Türkiye’nin çok güzel üniversiteleri var. İyi eğitim, Türkiye’nin rekabeti için çok önemli. Güçlü bir eğitim sistemi ile teknoloji inovasyonlarının güçlendirilmesi lazım” diye konuştu.

Türkiye kısa vadeli makro ekonomik krizi berraklaştırmalı

Konuşmasında Covid sonrası döneme dair Türkiye, AB ve ABD’nin gereken adımları atıp atmadığını dair görüşlerini paylaşan Sachs, şunları söyledi:

“Biden yönetiminde yeşil, dijital ve kapsayıcı plan yaklaşımı var. Ama bu plan sallantıda. Biden baskın bir konum sağlayamadı. Trump ise bunların hiçbirine yanaşmıyordu çünkü gaz, kömür ve petrol endüstrisini temsil ediyordu. Yeşil iyileşmeye karşıydı. Kapsayıcı iyileşmeyi de reddediyordu. AB de ise durum çok parlak. Yeşil Mutabakat, AB ekonomisini sürdürülebilir kalkınmaya yönlendirecek. Tutarlı ve gerçekten de cesur bir politika. 27 farklı çıkarı olan ülkelerin bir araya gelip bunu üretmesi büyük başarı. Bu Türkiye için de önemli. Çünkü derin ekonomik ilişkileri var. Türkiye ise bir ihracat ülkesi. İleri teknolojiyi kullanıyor. Aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma yolunda gitmesi gereken bir ülke. Ama baktığımızda bu yönde net plan ya da yönelim göremiyorum. Ekonomide de bir dijital dönüşüm gerekli. Türkiye’nin karşısındaki en büyük güçlerden biri, uzun vadede stratejik düşünmesi çok zor. Kısa vadeli krizler yaşıyor. Ama kısa vadeli bile olsa, makro ekonomik krizleri berraklaştırması gerekiyor” dedi.

Krizin çıkış noktası jeopolitik gerilim

Türkiye’nin içinde bulunduğu kısa vadeli marko ekonomik krizin ve TL’nin değer kaybetmesinin jeopolitik olduğuna dikkat çeken Sachs “Bu aynı zamanda yerel para politikaları ile de ilgili. Ama krizin asıl çıkış noktası, birkaç yıl öncesindeki jeopolitik duruma giriyor. Türkiye 2016’da kredi notlarını yitirdiğinde finansal ilişkiler anlamında istikrarsız duruma düşmüş oldu. Sermaye girişlerinde zorlanan bir ülke oldu. Türkiye’nin jeopolitik gerilimi hem AB hem ABD ile devam etti. Kısa vadeli krizlerle büyüdü. Uzun vadeli planlara yönelmek zorlaştı. Bu da kredi risklerini ortaya çıkardı.

Tavsiyem; iyi jeopolitik ilişkilerin elzem olmasıdır. Ekonomik dönüşüm için bu çok önemli. Tabi bu Türkiye’nin elinde değil. Ülkeniz, kendini çoklu gerilimin içinde buluyor. Zor bir noktada. Tüm gerilimlerin göbeğinde. Ama ileri gitmek, uzun vadeli stratejik plan lazım. ABD, Çin ve Rusya ile partnerlik yapması lazım. Bu çok kolay ve akıllıca değil biliyorum ama” dedi.

Hoek: “Dramatik sonuçlarla yüz yüzeyiz”

Kongrenin diğer konuk konuşmacısı olan ve sürdürülebilir iş ve sürdürülebilir sermaye alanındaki çalışmalarıyla tanınan, Thinkers50 üyesi, G20, G7 ve COP23’ün uluslararası sesi, ödüllü yazar Marga Hoek ise iklim değişikliği ve eşitlik konusunun bölgesel değil küresel sorun olduğuna dikkat çektiği konuşmasında, çözüm için ortak hareket etmenin önemine değindi. Her yıl tonlarca plastiğin denize atıldığını belirten Hoek “Bugün bu durumu değiştirmezsek dramatik sonuçları olacak. Bugün sıfır atık bile olsa, mevcut olan problemi çözmez. Bu plastiklerin denizlerden okyanuslardan çıkarılması lazım. Aynı şekilde ek karbon emisyonu olmasa bile var olan trilyonlarca ton karbonu yok etmemiz gerekiyor” dedi.

Şirketler pozitif etkiye geçmeli

Hoek, bu noktada sanayi şirketlerine büyük sorumluluk düştüğünü belirterek çözümü şu sözlerle dile getirdi: “Şirketler çözümün bir parçası olmak istiyoruz demeli, yani pozitif etkiye geçmeleri gerekli. Bu aynı zamanda çok büyük fırsatları da beraberinde getiriyor. Küresel İş Komisyonu’nda da araştırma yaptık. İş dünyası o kadar etkili ki, bir çok yeni pazar açılıyor. 2080’e gelindiğinde dünyada 1 milyon yeni iş olacak. Girişimcilerin önünde çok fazla iş fırsatı olacak. Örneğin yılda 750 milyar dolar gıda ısrafı var. Buna çözüm getirilebilir. Şirketlerin pozitif etkisi için de cesur liderlere ihtiyaç var. Tutarlı olmak ve hesap verebiliyor olmak gerek. Bu konunun B planı yok. Bu yüzden beklemek ve ertelemek seçenek değil. Çünkü B gezegeni yok.”

Konuşmasında dünya ve Türkiye’den yeşil dönüşümü başaran şirket örnekleri de veren Hoek, “Türkiye’den Arçelik, yeşil dönüşümde başarılı şirketlerden biri. Sadece kendi kurumsal yapısını değil aynı zamanda tedarikçilerini de olumlu yönde etkiledi. 2019’da karbon sıfır yaptılar. Bunu veriler söylüyor” dedi.

Akşama kadar devam eden Sanayi Kongresinde, sanayide sürdürülebilir dönüşümün ele alınacağı paneller, temiz üretim, dijitalleşme, işin geleceği ve sürdürülebilir finans başlıklarında serbest kürsü çalıştayları ve sürdürülebilirlik performans göstergeleri, kurumsal karbon ayak izi, enerji verimliliği ve inovasyon konularında sürdürülebilirlik 101 eğitimleri yer alıyor. Kongre boyunca 20 genç de ele alınan konular ile kendi yorum ve değerlendirmelerinden oluşan “Yeni Neslin Çağrısı” adıyla bir Kongre Sonuç Bildirgesi hazırlayacak. 


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın