TÜBİSAD “Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü 2020 Yılı Pazar Verileri ve Trendleri”ni açıkladı. Rapora göre sektör, TL bazında bir önceki yıla kıyasla yüzde 22 oranında büyüyerek 189 milyar TL’lik hacme ulaştı. İhracatını 10 milyar 520 milyon TL olarak gerçekleştiren sektörün istihdamı da 158 bin kişiye yükseldi. Raporda ayrıca uzaktan çalışma ve uzaktan eğitim, fiziksel dünyada sosyal mesafe, sanal sosyal hayat, e-ticaretin yükselişi, güçlü M&A aktivitesi ve Türkiye’nin ilk unicornu, artan veri kullanımı ve telekom şirketlerinin güçlü 2020 performansı, Türkiye’de bilgi ve iletişim sektöründe öne çıkan gelişmeler olarak değerlendirildi.
Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD), 2020 yılı “Bilgi ve İletişim Teknoloji Sektörü Pazar Verileri ve Trendleri”ni dijital ortamda düzenlenen bir toplantıda açıkladı. Açılış konuşmalarını TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kızıltan, Deloitte Türkiye Ortağı Hakan Göl, TÜBİSAD Başkanlar Konseyi Başkanı ve Index Grup Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik ile Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır‘ın yaptığı toplantıda sektörün 2020 performansı ve geleceği hakkında görüşler paylaşıldı.
Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün masaya yatırıldığı panelde CONTEXT Türkiye Ülke Müdürü Erol Kuseyri, TÜBİSAD Yönetim Kurulu Üyesi ve KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca, TÜBİSAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Logo Elektronik Genel Müdürü Başak Kural ile TÜBİSAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Etiya Kurucu Ortağı ve CEO’su Aslan Doğan pazar beklentilerini değerlendirdiler.
Geleceğe bilişim teknolojilerine erişimi yüksek genç beyinlerimizle ilerleyeceğiz
TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kızıltan verilere dair şu ifadeleri kullandı: “Veriler ışığında, 2025 yılında yıllık yüzde 5,3 büyüme ile 5 trilyon dolar seviyesine ulaşmış bir küresel bilgi ve iletişim pazarı görünümüne tanık olacağımızı biliyoruz. Önümüzde duran bu tabloda Türkiye’nin alacağı yeri değerlendirdiğimizde 2016 ile 2020 yılları arasında Türk Lirası bazında ortalama yıllık yüzde 20’ye yakın büyüme sevindirici olmakla birlikte, dolar bazında yaşanan yüzde 1’lik daralma ışığında kur baskısının sektörümüzün gelecek projeksiyonu üzerindeki olumsuz etkisinin aşikâr olduğunu söyleyebiliriz. Bu doğrultuda gerek sektörümüzün gerekse ülkemizin geleceğin dijital görünümünde sağlam bir konuma oturabilmesi için güçlü bir sıçramaya ihtiyacımız olduğu görülüyor. Sektörümüzün toplam ihracatının yüzde 30’un üzerinde artış göstermesi bu sıçrama için hepimiz adına önemli bir motivasyon kaynağı. İhracattaki büyümemizin ateşleyici gücünün yüzde 35’lik payla Bilgi Teknolojileri-Yazılım kategorisi olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin küresel dijital ekosistemde oyun kurucu bir aktör olmasının yolunun, en yoğun ticari hacme sahip olduğumuz Avrupa bölgesi için bir yazılım merkezi olmamızdan geçtiğine inanıyoruz. Bu hedefe giderken elbette politik, ekonomik ve kurumsal pek çok çözümü hayata geçirmemiz gerekiyor, ancak sorunun kendisinin ‘insani’ olduğu durumlarda her zamankinden daha hassas olmalıyız. Ülkemizin en kıymetli potansiyeli olan genç yazılımcılarımızın, gereken imkân ve kaynaklara ulaşamamaları nedeniyle giderek artan oranda yurtdışındaki alternatiflere yöneldiğini gözlemliyoruz. Nitelikli insanlarımızın ya da ‘teknolojist’ (teknoloji ve yazılım ağırlıklı insan) açığının yıllardır beliren bir olumsuzluk olarak artık büyük bir sorun haline gelmiş durumda olduğu aşikardır. Bu eğilim karşısında atılacak adımları özel sektör, akademik kurumlar ve kamu kurumlarının, en önemlisi de toplumun tüm katmanlarına yayılmış bir seferberlik olarak görüyoruz. Gençlerimizin en küçük yaşlardan itibaren bilişim teknolojilerine erişebilmesi büyük önem taşıyor. Dijital çağda dünyaya erişimin kapıları olarak tanımladığımız bilgi ve iletişim teknolojilerinin artık açılıp kapanabilen yapıda olmadığını kavramamız gerekiyor. Bu elbette doğal bir süreç. ‘İnternete girmek’ eyleminin halen tedavülde olduğu üst nesillerimizin aksine, doğdukları andan itibaren dünyaya bir arayüz üzerinden erişmeye alışmış genç nesillerimiz için gerçeğin, normal olanın ta kendisi. Şu bir gerçek ki, Türkiye geleceğe elbette bilişim teknolojileri alanındaki yenilikleri benimseyerek ulaşacak, ancak bizi geleceğe taşıya genç ve girişimci beyinlerimizin besleyeceği toplumsal bir farkındalık olacak.”
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, şunları ifade etti: “COVID-19 pandemisi döneminde, 2020 yılında bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü büyüme oranı yaklaşık yüzde 22 oldu. Özel sektör ve kamu kurumları değişen tüketici alışkanlıklarıyla süreçlerini dijitalleştiriyor. Dijital dönüşümdeki yayılma eğilimi hızla artıyor. Gelecek yıllarda sektör üzerinde etkili olacak teknolojilerin, bulut bilişim, 5G ve ötesi bağlantı teknolojileri, yapay zekâ, büyük veri, siber güvenlik ve blokzinciri teknolojileri olduğunu görüyoruz. Dijital dönüşüm politikalarının en önemli başlıklarından biri veri politikaları. Biz de Bakanlık olarak strateji ve güvenlik açılarından Türkiye’de kalması gereken verilerin tanımlanması, bunların güvenlik seviyelerinin, depolama ve iletişim standartlarının ilgili paydaşlarla belirlenmesi ve çerçeve mevzuatın oluşturulması konularında bir çaba içindeyiz. Yine Türkiye’de kalması mevzuat ile tanımlanan verinin depolanması ve işlenmesi için gereken kapasitenin tespiti ve paydaşlarla birlikte mevcut yatırımların optimizasyonunun sağlanması da öncelikli stratejik yaklaşımlarımız arasında yer alıyor. Veri iletişim ve depolama performansının artırılması, bulut bilişim, sis bilişim ve uçta hesaplama teknolojilerinin geliştirilmesi için girişimcilere, akademisyenlere ve teknoloji tedarikçilerine destek sağlamaktayız. Veri altyapısıyla birlikte çok önemli olan bir diğer husus da siber güvenlik. Bu doğrultuda Milli Teknoloji Hamlesi’nin öncelikli projelerinde oluşabilecek siber güvenlik risklerini belirleyecek ve bu risklerin bertaraf edilmesini sağlayacak tedbirleri önümüzdeki dönemde daha güçlü şekilde alacağız. Bununla birlikte Dijital Dönüşüm Ofisi’nin koordinasyonunda Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberini oluşturduk. Ayrıca TÜBİTAK ile bu alanda önemli projeleri hayata geçiriyoruz. TÜBİTAK BİLGEM tarafından hayata geçirilen Ahtapot, bütünleşik güvenlik sistemleri anlamında bir kurumun ihtiyaç duyacağı tüm güvenlik bileşenlerini içeriyor. Türkiye’nin ulusal yapay zeka yol haritasını hazırladık. Başta kamu olmak üzere, yapay zekâ uygulamalarından yararlanmanın yollarını tespit ediyoruz. Yine TÜBİTAK bünyesinde Yapay Zekâ Enstitüsü’nü kurduk. Bu enstitüde Ar-Ge çalışmalarının yanı sıra ülke ölçeğinde katma değer sağlayacak projeleri hayata geçirmek üzere çalışıyoruz. Yapay zeka teknolojisinin işgücümüz üzerinde oluşacak etkileri belirlemek ve işgücü dönüşümünü gerçekleştirmek üzere adımlarımızı atıyoruz. Dijital yetkinlikler konusunda işgücümüzün kapasitesini yükseltmek de en önemli önceliklerimizden biri. Araştırmalara göre 10 yıl içerisinde 28 milyon kişilik istihdamımızın 8 milyonluk kesiminin yaptığı işler artık insanlar tarafından değil, akıllı makineler tarafından gerçekleştirileceği öngörülüyor. Bununla birlikte oluşacak yeni iş alanlarıyla yeni dijital yetkinlikler kazanan 8 milyondan daha fazla kişiye ihtiyaç duyacağız. Böylece istihdamda yeni fırsatlar ortaya çıkacak. Bu dönüşüm sürecinde özel sektör, STK’lar ve Kamu olarak hem mevcut işgücümüzün yetkinliklerini dönüştürmeyi başarabilir hem de yeni neslin dijital yetkinlikler kazanmasında etkin adımlar atarsak çok başarılı neticeler elde etmemizin önünde engel bulunmuyor. Bu anlamda pek çok projeyi eşzamanlı olarak hayata geçiriyoruz.
5G ve ileri bağlantı teknolojileri, önümüzdeki dönemde yine ulusal stratejisini ilan edeceğimiz alanlardan biri. 5G altyapılarının yerli ve milli şekilde geliştirilmesi için büyük bir çaba içerisindeyiz. TÜBİTAK tarafından desteklenen Haberleşme Teknolojileri Kümesi ve ULAK tarafından yürütülen, operatörlerimizin de katkı sunduğu Uçtan Uca 5G Projesi bizim için kritik bir adım. Biz bunun yanında 5G bağlantı teknolojilerinde fark yaratacağımız alanlar olacağını da düşünüyoruz. Özellikle bağlantılı araçlar, akıllı fabrikalar ve oyun teknolojileri gibi alanlarda 5G açısından ülkemizin pek çok ülkenin önünde olabileceğine inanıyoruz. Bununla birlikte mobilite, otonom araçlar, akıllı şehirler konularında önemli somut adımlar atıyoruz.”
Bilişim sektörü geleceğimizin bir parçası değil; Türkiye’nin geleceğinin ta kendisidir!
Konuşmasında güçlü bir gelecek için ulaşılması gereken hedefleri; teknoloji üreten bir Türkiye, yaşam kalitesini yükseltmek için teknolojiden faydalanan bir toplum, nitelikli insan kaynağı yetiştirecek çağdaş bir eğitim sistemi ve dijital dönüşümünü tamamlamış güçlü bir sanayi olarak özetleyen TÜBİSAD Başkanlar Konseyi Başkanı ve Index Grup Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, sözlerine şöyle devam etti: “Sanayi 4.0 ya da yeni nesil endüstride Almanya, Japonya, Çin, ABD gibi önde giden ülkeler birinci ligde yer alıyorlar. Bu ülkelerde bilişim teknolojilerinin ekonomi içinde önemli bir yere sahip olması, elbette bir tesadüf değil. Ülkelerin refah seviyesi ve bilişim sektörü arasında çok güçlü bir ilişki var. Ülkemizde de bilişim sektörünü geliştirmek için kamudan büyük kurumlara, STK’lardan girişimcilere ve KOBİ’lere kadar tüm paydaşlara görev düşüyor. Bugün dijital gelişmişlik seviyesi, ülkeler için rekabetin skor tabelasıdır. Bizim de birinci lige çıkmak ve bu tabelaya güzel sonuçlar yazmak için inanın hiçbir eksiğimiz yok. Güzel ülkemiz, olanaklarını doğru kullanarak kapsamlı bir organizasyonla bilişim toplumuna ve dijital ekonomiye ulaşacağı bir dönüşüm sıçramasına fazlasıyla istekli ve hazır. Günümüzde Türkiye’nin nitelikli büyümesine ivme kazandıracak unsur ise bilişim dopingidir!”
Sektörde Öne Çıkan Teknolojiler
Rapora göre 5G ve fiber internet, nesnelerin interneti, akıllı uç bilişim, yapay zeka, siber güvenlik ve veri gizliliği teknolojileri hem pazar büyüme beklentisi ve adaptasyon hem de sektörler üzerindeki dönüştürücü etkisi ile öne çıkan teknolojiler olarak değerlendirildi.
2020 Yılı Global Bilgi ve İletişim Pazar Büyüklüğü
TÜBİSAD raporuna göre, global Bilgi ve İletişim pazarı büyüklüğü 2020 yılında %2,2’lik küçülme ile 3,8 trilyon dolar seviyesine gerilerken bilgi teknolojileri pazar büyüklüğü %0,2, iletişim teknolojileri pazar büyüklüğü ise %4,0 küçüldü.
Gelecek Beklentileri ve Global Bilgi ve İletişim Pazarı Büyüme Tahmini
Global Bilgi ve İletişim pazarı büyüklüğünün 2021 yılında %8,4 büyüme ile 4,1 trilyon dolar seviyesine ulaştıktan sonra yıllık %5,3 büyüme ile 2025 yılında 5,0 trilyon dolar büyüklüğe ulaşacağı öngörülüyor.
Türkiye’de Bilgi ve İletişim Sektöründe Öne Çıkan Gelişmeler
Verilere göre, uzaktan çalışma ve uzaktan eğitimin Türkiye’de yaygınlaşması, telekonferans uygulamaları ve uzaktan çalışma çözümlerine olan talebin artmasına sebep olurken veri kullanımlarında da artış olarak BİT sektörüne yansıdı. Uzaktan çalışma ve uzaktan eğitimin yaygınlaşması dünyada olduğu gibi Türkiye’de de telekonferans uygulamaları ve çağrı merkezlerine yönelik bulut santral çözümleri gibi uzaktan çalışma çözümlerine olan talebi artırdığı ve veri kullanımında artış olarak bilgi ve iletişim sektörüne yansıdığı belirtildi.
Fiziksel dünyadaki sosyal mesafe ihtiyacı ve sanallaşan sosyal hayat tüketici davranışlarını değiştirirken BİT sektörünün farklı alanlarında talep artışına sebep oldu. Hayatımıza giren sosyal mesafe kavramı ve zorunlu hale gelen sağlık takibi şirketlerin iş yapış şekillerini etkilerken tüketici davranışlarında da değişikliklere yol açtı. Sosyal hayatın sanal ortama taşınması ile internet ve veri kullanımı artarken belirli kategoriler özelinde talep artışı gerçekleşti.
Raporda, e-ticaretin ve buna paralel olarak internetten yapılan kartlı ödemelerin hızlı büyümesinin bilgi teknolojileri pazarında donanım, yazılım ve hizmet alt sektörlerindeki harcamaları desteklemesinin beklendiği belirtildi.
2020 yılında mobil ve sabit genişbant veri kullanımı %50’nin üzerinde artış gösterirken elektronik haberleşme sektörü gelirleri %16, sektörün yatırımları ise %30 artış gösterdi.
Pazar Rakamları
2020 yılında pazar büyüklüğü 189,0 milyar TL’ye (26,9 milyar USD) ulaştı. Raporda, kur etkisi ve elektronik haberleşmenin, sektör büyümesine sırasıyla 12,3 ve 10,4 milyar TL katkıda bulunduğu belirtildi.
2016-2020 yılları arasında sektörün TL bazındaki yıllık ortalama büyümesi %19 oldu.
Raporda, Bilgi Teknolojilerinin, İletişim Teknolojilerine göre 2016-2020 yılları arasında daha hızlı büyüdüğüne, ancak artan kurun hem Bilgi Teknolojileri hem de İletişim Teknolojileri büyüklüklerine olumsuz etki ettiğine değinildi.
2020 Ürün ve Hizmetlerin Menşei
Raporda yerli ürünlerin ağırlığının Bilgi Teknolojileri içerisinde hizmet ve yazılım kategorilerinde daha yüksek olduğu belirtildi.
Bilgi Teknolojileri-Hizmet sektöründe yerli ürünler: %76
Bilgi Teknolojileri-Yazılım sektöründe yerli ürünler: %71
İhracat
Rapor, toplam ihracat içerisindeki en büyük payın Bilgi Teknolojileri Yazılım kategorisinde olduğunu ortaya çıkardı. Sektörün toplam ihracatı 2016-2020 yılları arasında dolar bazında yıllık ortalama %10 büyüdü.
Bilgi Teknolojileri-Yazılımın payı: 8 milyar 711 milyon TL ile %35
2020 yılında toplam sektör büyüklüğü dolar bazında %1 civarında azalmasına rağmen, sektörün toplam ihracatı %30’un üzerinde artış gösterdi. 2020 yılında iletişim teknolojileri grubundaki ihracatta düşüş gözlenirken, bilgi teknolojileri grubu ihracattaki büyümeyi sağladı. Artışı destekleyen en önemli kategorinin, ihracat içerisinde de en büyük paya sahip olan Bilgi Teknolojileri Yazılım kategorisindeki büyüme olduğu belirtildi.
İstihdam
Sektörün toplam istihdamı %7’lik büyüme ile 2020 yılında 158 bin’e ulaştı. 2021 yılında sektör istihdamının artmasını bekleyen sektör oyuncularının oranı 2020’ye göre artış gösterdi.
Bilgi teknolojileri: 122 bin
İletişim teknolojileri: 36 bin
Sektörün Etki Alanları
Raporda, 2021 yılında katılımcılar tarafından dijital dönüşümün sektörde ön plana çıkan teknolojik alan olması beklendiği belirtiliyor.
Önümüzdeki 5 yıl içerisinde sektörü şekillendirecek teknolojik alanların ise 2019 yılında da olduğu gibi yapay zeka ve bulut teknolojisi olması öngörülüyor
Covid-19 Etkisi
Ankete katılan paydaşlar 2020 yılında COVID-19 etkisi ile teknolojik altyapısına yatırım yaptı ve önlemler kapsamında uzaktan çalışma ile yeni iş yapış şekillerine adapte oldu.
“Teknolojik altyapımı adapte ettim/yeniledim” diyenlerin oranı %61 iken “Yeni müşteri kazandım” diyenlerin oranı %58 oldu.
“Tüm çalışanlar için uzaktan çalışma modeline geçildi” diyenlerin oranının %42 olduğu belirtildi.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.