TSKB Ekonomik Araştırmalar, genç istihdamına ve tüm dünyada yıllardır devam eden genç işsizliği problemine ışık tutan “Gençliğin Güçlendirilmesi” raporunu yayımladı. İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan raporda, süregelen genç işsizliğinin pandemi döneminde daha da arttığının altı çizilirken, dünyada ve Türkiye’deki genç istihdamı konusu; gelişim alanları, pandemi, iklim değişikliği ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği açılarından değerlendiriliyor. Rapor, sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınma yolunda gençliğin güçlendirilmesinin gerektiğine işaret ediyor.
Türkiye’nin sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınması için finansman, danışmanlık ve araştırma faaliyetlerine tüm hızıyla devam eden Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), Ekonomik Araştırmalar Departmanı’ndan Cihan Urhan’ın hazırladığı Türkiye ve dünyanın önemli gündem maddesi genç istihdamını ele alan “Gençliğin Güçlendirilmesi” raporunu yayımladı. Gençliğin güçlendirilmesiyle, sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınma yolunda önemli bir adımın atılmış olacağına dikkat çeken TSKB Ekonomik Araştırmalar, genç işsizliği problemini de tüm boyutlarıyla inceliyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre; 2019 yılında dünya genelinde 500 milyona yakın 15-24 yaş arasındaki genç iş gücünde yer alırken, bu gençler arasındaki işsizlik oranı yüzde 13,5 seviyesinde gerçekleşti. Pandeminin getirdiği ekonomik ve sosyal etkilerin yarattığı değişimlerin işgücü piyasasında gençleri daha fazla olumsuz etkilediğine işaret eden TSKB Ekonomik Araştırmalar, yapılan çalışmaların genç işsizliğinin yetişkinlerin işsizliğinden önemli ölçüde daha yüksek olduğunu ve gençlerin işsiz kalma olasılığının yetişkinlere (25 yaş ve üstü) oranla 3 kat daha fazla olduğunu ortaya koyduğunu kaydetti.
Buna sebep olan etkenler arasında; eksik teknik beceri seviyesi, eğitim ve öğrenime kısıtlı erişim, yetersiz işgücü piyasası politikaları, gençlerin sermayeye erişim zorluğu ve beceri uyumsuzluğu gibi nedenler bulunduğunu belirten TSKB Ekonomik Araştırmalar, genç işsizliğini azaltmak ve ortadan kaldırmak için bu sorunların çözümüne odaklanmak gerektiğinin altını çizdi.
Pandemi dönemi gençlerin yaşadığı zorlukları artırdı
“Gençliğin Güçlendirilmesi” raporuna göre; COVID-19 salgını iş piyasası üzerinde yıkıcı etkiler bırakırken, küresel çapta gençlerin yaşadığı zorlukları ise daha da artırdı. ILO tahminlerine göre, pandemi sebebiyle 2020 yılında gençlerin yüzde 8,7’si iş kaybına uğrarken, yetişkinlerde bu oran yüzde 3,7 seviyesinde gerçekleşti. Pandemi; eğitim, staj gibi fırsatları azaltması ve yeni iş olanaklarını da sınırlaması nedeniyle gençleri iş piyasasında çok daha hassas bir duruma getirdi. Raporda bu durumun kısa ve orta vadede daha fazla gencin NEET (ne eğitimde ne istihdamda olanlar) kategorisine katılmasını tetikleyebileceğine dikkat çekildi.
Raporda ayrıca, gençlerin eğitim ve öğrenime devam etmede karşılaştığı engeller kadar, iş değiştirirken ve iş piyasasına girerken de büyük sorunlarla karşılaştığına işaret edildi. Bunun yanı sıra, COVID-19 salgınının, Türkiye’deki gençlerin istihdam fırsatlarını da olumsuz ve orantısız şekilde etkilediği belirtildi. Rapora göre, küresel eğilimlerle paralel şekilde, Türkiye’deki gençlerin işgücüne katılım oranı pandemi döneminde düşme eğilimi gösterdi ve 2020 yılının Mayıs ayında yüzde 34,5’e gerileyerek bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla 9,1 yüzde puan düşüş yaşadı. Raporda, Türkiye ekonomisinin bu dönemden sonra kısmen toparlanmış ve gençlerin işgücüne katılım oranları yükselme eğilimine geçmiş olsa da hâlâ gençlerin işgücüne katılımının pandemi öncesi döneme kıyasla geride kaldığının altı çiziliyor. Rapor, ayrıca rakamların Türkiye’deki gençler arasında işsizliğin COVID-19 pandemisinin ortaya çıkmasından sonra arttığını gözler önüne serdiğini kaydederken, genç nüfustaki atıl işgücü oranının gençlerin COVID-19 pandemisi kaynaklı ekonomik durgunluk sürecinde hangi zorluklarla karşılaştıklarına dair daha açık ve sağlıklı bir resim ortaya koyduğunu ifade ediyor.
OECD’deki gençlerin neredeyse yüzde 13’ü, 2019 yılı itibarıyla NEET statüsünde yer alıyor. Türkiye ise 2019 yılı verileri ile 15-29 yaş grubundaki yüzde 28,8’lik NEET oranıyla OECD ülkeleri arasında bu alanda en yüksek orana sahip ülke konumunda. Diğer yandan, ülkeler arası NEET oranları incelendiğinde, genç kadınlardaki NEET oranlarının genç erkeklere kıyasla sistematik olarak daha yüksek olduğu görünüyor. 2019’da OECD ülkeleri arasında, genç kadınların yüzde 15,4’ü NEET olarak değerlendirilirken, genç erkeklerin yalnızca yüzde 10,7’si bu statüde yer alıyor. NEET oranlarında da en yüksek toplumsal cinsiyet eşitsizliği yüzde 22,1 oranıyla Türkiye’de bulunuyor. 15-29 yaş aralığındaki kadın nüfusundaki NEET oranı ise Türkiye’de yüzde 40’lara ulaşmış durumda.
Türkiye’de her 5 genç kadından yalnızca biri istihdam ediliyor
TSKB Ekonomik Araştırmalar, Türkiye’deki genç kadınların istihdam oranları ve iş gücüne düşük katılımının da Türkiye işgücü piyasası için bir diğer zorlu görünümü gözler önüne serdiğini belirtiyor. Raporda, 15-24 yaş grubu dikkate alındığında, Türkiye’nin OECD’deki kadın işgücüne katılım oranı en düşük olan ülkelerden biri olduğu kaydediliyor. Araştırmaya göre, 2019’da OECD ülkeleri arasında genç kadınların işgücüne katılım oranı ortalaması yüzde 44,4 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 32,6 olarak gerçekleşti. Daha dikkat çekicisi, Türkiye’de her 5 genç kadından yalnızca biri istihdam ediliyor (2019 yılı itibarıyla yüzde 22,6). Rapor, son yıllarda işgücü piyasalarında toplumsal cinsiyet uçurumunun daralmasına rağmen, 2019 yılı verilerinin genç kadınların istihdam oranı ve işgücüne katılım oranının genç erkeklere göre sırasıyla 20,7 ve 23,3 yüzde puan daha düşük seviyede gerçekleştiğini ortaya koyuyor.
Eğitim seviyesi yüksek genç kadınların işsizlik oranı artıyor
Türkiye’de son yıllarda işgücüne daha fazla eğitimli genç kadın dâhil olsa da işsizlik rakamları yükseliyor. İşgücüne dâhil olan mesleki lise ve yükseköğretim mezunu olan genç kadınlar, işsiz kadınlar arasında en fazla paya sahip olan grup olarak yer alıyor. Bununla beraber, mesleki lise ve yükseköğretim mezunu olan genç kadınlar 2014 ile 2020 yılları arasında iş bulmakta en çok zorlanan grup olarak ortaya çıkıyor.
İklim krizinin potansiyel riskleri genç nüfusun kırılganlığını artırıyor
Rapora göre, Türkiye, coğrafi özellikleri ve artmakta olan kent nüfusu ile iklim değişikliğinden yüksek seviyede etkilenme potansiyeline sahip ülkeler arasında yer alıyor. Yapılan araştırmalar, sıcaklık ve yağış miktarındaki değişimlerin ekonomik büyüme üzerinde etkili olduğunu ve iklim krizine karşı en hassas sektörün tarım sektörü olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Avrupa Komisyonu’nun altını çizdiği üzere, sigorta, altyapı ve inşaat, insan sağlığı, turizm ve enerji sistemleri de iklim değişikliğinden en çok etkilenecek yüksek riskli diğer sektörler arasında yer alıyor. Türkiye’de de istihdam edilen gençlerin yarısından çoğu konaklama ve yemek hizmetleri, imalat, toptan ve perakende satış alanlarında çalışıyor. Bu iktisadi faaliyetlerde görev alan 15-24 yaşları arasındaki 293 bin gencin 2020 yılı içinde pozisyonlarını kaybettiği görülüyor. Rakamlar, COVID-19 sebepli ekonomik durgunlukta genç çalışanların istihdamının, yetişkinlere (25 yaşından büyük) oranla daha keskin bir şekilde düştüğünü de teyit ediyor. TSKB Ekonomik Araştırmalar, iklim krizinin potansiyel yıkıcılığını göz önünde bulundurarak, yeşil yatırımların genç istihdamına yönelik fırsatları artırdığına, aynı zamanda çevreyi koruyup, iklim direncini yükselteceğine dikkat çekiyor.
Gençliğin Güçlendirilmesi Raporunun Türkçe versiyonuna ulaşmak için:
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.