Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, enerjide faaliyet gösterdiği Biotrend markasıyla Türkiye’deki evsel atıkların yüzde 20’sini, yer üstü ve yer altı sularına karışmadan önce temiz enerji ve ısıya dönüştürdüklerine dikkat çekerek “Bu yıl 6 yeni tesisimizle 11 ilde 18 tesise ulaşacak; evsel, tarımsal ve ormansal atıkları elektriğe dönüştürerek yüz binlerce hanenin enerji ihtiyacını karşılayacağız. İstihdamımız 293’ten 450’ye çıkacak. ‘Çöpten elektriğe, elektrikten geleceğe’ sloganıyla tesislerimizde ortalama 4,4 milyon ton atık bertaraf ediyor, dünyadaki karbon salınımının azalmasına milyonda 2,3 katkı sağlıyoruz” dedi.
Davut Doğan: “Türkiye’de günlük çöp miktarı 80 bin ton ancak bunun sadece 45 bin tonu işleniyor. Biyokütleden enerji üretiminde çok büyük potansiyele sahibiz. Enerji konusunda ülkemizin dışa bağımlılığını ve oluşan cari açığı düşünürsek, sahip olduğumuz potansiyel Türkiye için milli servet niteliği taşıyor.”
Davut Doğan: “Türkiye’de 20 yıllık geçmişe sahip atık sektöründe, çöp olarak attığımız birçok ürün aslında birer hammadde. Türkiye’de her yıl geri dönüştürülmesi mümkün 6 milyon ton atığın 5 milyonu, çöp depolama alanlarına götürülüp toprağa gömülüyor. Bu atıkların insan ve çevre sağlığı açısından zararının yanında, bir de 1,5 milyar TL ekonomik kaybı var.”

Türkiye’nin mobilya, perakende, enerji ve inşaat gibi sektörlerde önde gelen grupları arasında yer alan Doğanlar Holding, son yıllarda imza attığı yenilenebilir enerji yatırımları ile sürdürülebilir geleceğe olan güçlü katkısıyla da öne çıkmaya başladı. Doğanlar Holding, enerji sektöründe faaliyet gösterdiği, sahip olduğu lisanslar ve ön lisanslar bazında Türkiye biyokütle pazarında lider olan Biotrend markasıyla entegre atık yönetimi gerçekleştiriyor, temiz enerji konusunda farkındalık yaratarak bu alandaki dönüşüme de öncülük ediyor.
Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, Türkiye genelinde düzenli depolama sahalarına ulaştırılan evsel atıkların yaklaşık yüzde 20’sini, yer üstü ve yer altı sularına karışmadan ve belediye kanalizasyon sistemine atılmadan önce Biotrend tesislerinde temiz enerji ve ısıya dönüştürdüklerine dikkat çekerek “Bu yıl devreye girecek olan 1 biyokütle ve 5 biyogaz tesisiyle birlikte yurt genelinde toplam 6 bölgedeki 11 ilde 18 tesise ulaşacağız. Böylece evsel, tarımsal ve ormansal atıkları yüz milyonlarca kilovat saat elektriğe dönüştürerek yüz binlerce hanenin enerji ihtiyacını karşılayacağız. Yeni tesislerimizle birlikte yeni gelir alanları da yaratarak istihdamı 293’ten 450’ye çıkaracağız. Halihazırda 55,8 MW seviyesinde olan kurulu gücümüz bu yıl sonunda 91.5 MW seviyesine ulaşacak. ‘Çöpten elektriğe, elektrikten geleceğe’ sloganıyla çöpleri ekonomik değere dönüştürdüğümüz tesislerimizde; ortalama 4,4 milyon ton atık bertaraf ediyor, dünyadaki karbon salınımının azalmasına da milyonda 2,3 katkı sağlıyoruz” dedi.
Doğanlar Holding, yakın dönemde halka arz olan şirketlerin sayısında artışların da yaşandığı yenilenebilir enerji sektörünü, düzenlediği online basın toplantısında ele aldı. Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya Biotrend Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Doğan, Yönetim Kurulu Üyelerinden Murat Doğan, Ogün Doğan ve Doruk Doğan’ın yanı sıra Biotrend Genel Müdürü Ömer Örge de katıldı.
Yurt genelinde 18’e ulaşacak tesislerde temiz enerji üretiyor
Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, sahip olduğu lisanslar ve ön lisanslar bazında Türkiye biyokütle pazarında lider, toplam lisansa göre de ikinci büyük oyuncu oldukları biyokütle ve biyogaz alanlarında uzman olan Biotrend Enerji ile, gelecek nesillere tertemiz bir dünya bırakmayı amaçladıklarını belirterek “Bu amaçla yenilenebilir enerji kaynakları yatırımlarımızla hem doğanın sürdürülebilir geleceği hem de ülke ve dünya ekonomisi için katma değeri yüksek projeleri hayata geçiriyoruz. İnsanın geleceğine ve sağlığına yatırım yaparak, gelecek nesillere daha temiz bir dünya bırakmayı istiyoruz. Biotrend Enerji ile Türkiye genelinde, evsel katı atık ayrıştırma, atıktan türetilmiş yakıt üretimi, biyometanizasyon, atık sahası işletimi, biyokütle yakma tesisi ve atık ısı tesisleri ile ilgili 11 bölgede yatırıma sahibiz. Uluslararası standartlara uygun olarak yurt genelinde İzmir, Balıkesir, Uşak, Sivas, İnegöl, İskenderun, Aydın, Aksaray, Çanakkale, Giresun ve Malatya’da yer alıyoruz. Yıl sonunda toplam 18’e ulaşacak tesislerimizde, temiz enerji üretiyor, bu enerji ile doğayı koruyarak yerel, temiz ve akıllı çözümler sunuyoruz. Evsel atığın çürümesi ile açığa çıkan zararlı metan gazının atmosfere salınımını engelliyor, modern tesislerimizde yakarak enerji üretiyoruz. Atığın içerisindeki organik kısmı hem biyometanizasyon tesislerinde oksijensiz fermantasyon yöntemi ile metan gazı elde etmekte kullanıyor hem de kompost yani organik gübre tesislerinde değerlendiriyoruz. Bütün bu yatırımlarımız sonucu; hem toprağa gömülen atığın hacminde azalma hem de organik maddenin iyi değerlendirilmesi ve doğaya kazandırılmasını sağlıyoruz. Aynı şekilde, geri dönüşümlü malzemeleri modern ayrıştırma tesislerimizde ayrıştırarak ekonomiye geri kazandırıyoruz” dedi.

Biyokütledeki potansiyel “milli servet”
Türkiye’de atık miktarının yeteri kadar işlenemediğinin altını çizen Davut Doğan, biyokütle açısından sahip olduğumuz potansiyeli “milli servet” olarak tanımlayarak şöyle konuştu:
“Türkiye’de kişi başı günlük üretilen çöp miktarı 1 kg düzeyinde. Toplam nüfusa göre günlük çöp miktarımız ise 80 bin ton. Bu miktarın ne yazık ki sadece 45 bin tonu işleniyor. Bu oranın yüzde 20’sini Biotrend tesislerimizde işliyor, böylece atıkları değerli hale getirerek sıfır atık, temiz ve kesintisiz enerji hedefinin önünü açıyoruz. Önümüzde çok büyük bir potansiyel söz konusu. Dünyada asimetrik dağılımı nedeniyle jeopolitik ve güvenlik meselesine dönüşen enerji konusunda ülkemizin dışa bağımlılığını ve oluşan cari açığı da düşünürsek, bu potansiyel bizler için salt bir gelir kapısından ziyade Türkiye için milli servet niteliği taşıyor. Alternatif enerji kaynakları arasında rüzgar ve güneşe kıyasla sürekli enerji sağlayabilen bir kaynak olan biyokütle enerjisi ile yerli kaynak olması sebebiyle üretim ve istihdamı artırıyor, orman ve bitki varlığının yenilenmesi durumunda karbon salınımını artıran bir etki de yapmıyoruz.”
Ekonomik kayıp 1,5 milyar TL
Türkiye’de atık sektör faaliyetlerinin 20 yıllık kısa bir geçmişe sahip olduğunu belirten Davut Doğan, “Çöp olarak attığımız birçok ürün aslında birer hammadde. Türkiye’de 2017 yılından 2020’ye kadar geçen süreçte yaklaşık 17 milyon ton değerlendirilebilir atık toplandı. Bu atıklardan 17 milyar liralık ekonomik kazanç sağlandı. Geri kazanım oranı ise yüzde 19 oldu. 2023 hedefi ise yüzde 35. 2018 yılında atık sektöründe 60 bin kişinin de istihdam edilmesi sağlandı. Türkiye’de her yıl geri dönüştürülmesi mümkün 6 milyon ton atığın 5 milyonu, çöp depolama alanlarına götürülüp toprağa gömülüyor. Bu atıkların insan ve çevre sağlığı açısından zararının yanında bir de 1,5 milyar TL ekonomik kaybı var” dedi.
Temiz enerjide kamu ile omuz omuza
Evsel katı atık alanında en büyük paydaş ve işverenin yerel yönetimler ve onların bağlı ortaklıkları olduğunu da vurgulayan Doğan “Yenilenebilir enerji kaynakları, pandemi döneminde çok daha duyarlı hale geldiğimiz iklim krizi, çevre kirliliği gibi dünyamızın geleceğini tehdit eden temel sorunlara karşı en etkili çözümlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla faaliyet gösterdiğimiz her atık bertaraf sahasında kamu ile birlikte omuz omuza, halk sağlığı, temiz bir çevre ve temiz enerji için çalışıyoruz ve çalışmaya da var gücümüzle devam edeceğiz. Yaratmış olduğumuz ortak değer, belediyelerimiz ve yöre halkı için de önemli bir gelir kalemini oluşturuyor” dedi.
Entegre atıkta karbon ticareti yeni fırsat
Entegre atık yönetiminde Enerji Bakanlığının da desteklediği “Sıfır atık” projeleri için Ar-Ge çalışmalarının sürdüğüne de dikkat çeken Davut Doğan, şöyle konuştu: “Yeni yatırımlarımızla, kompost (organik gübre), atıktan türetilmiş yakıt satışı, geri dönüşüm malzemelerinin satışlarının yanı sıra, buhar satışı ve seracılık faaliyetleri ve biyogaz ve deponi gazı tabanlı elektrik üretimi kapsamında karbon ticareti gelirleri elde edeceğimizi de öngörüyoruz. Hatta karbon ticaretinin önümüzdeki döneme damgasını vuracağını ve elektriğin bile önüne geçebileceğini düşünüyoruz. Bu konuda fırsatlar büyük. Karbon satışı sertifikası için müracaatımızı da yapmış bulunuyoruz. Yine tesislerimizde biyokütle enerjisi üretirken, aynı zamanda ciddi bir ısı buharı da elde ediyoruz. Isı buharını değerlendirmek üzere Sivas’taki tesisimizde pilot seracılık uygulamasına başladık ve başarılı da olduk. Bu avantajı diğer tesislerimizde de, özellikle domates yetiştiriciliğinde kullanmak istiyoruz. Aynı şekilde İzmir ve Bergama’daki tesislerimizde Belediyelerin bizlerden bahçe ve bağlarda kullanılmak üzere gübre talebi de oldu.”
Davut Doğan, kısa süre önce tamamladıkları Biotrend’in halka arzı ile elde edilen geliri verimlilik odaklı kullanarak yatırımlara devam edeceklerini, biokütle enerjisinde Balkan ülkeleri başta olmak üzere yurt dışındaki fırsatları yakından takip ettiklerini ve netlik kazanan gelişmeler konusunda KAP’a açıklama yapacaklarını da dile getirdi.
“Bir ton kağıdı geri dönüştürerek 17 ağacı kesilmekten koruyoruz”
Atık yönetiminin en temel basamağının öncelikle atığı tanımak olduğunu belirten Davut Doğan, enterge atık yönetimini şu şekilde aktardı:
“Yaptığımız karakterizasyon çalışmalarıyla atığı nasıl yöneteceğimize karar veriyoruz. Kurmuş olduğumuz yüksek teknolojili katı atık ayırma tesisleri ile evlerimizden çıkan çöp niteliğindeki organik, ambalaj, yanabilir ve herhangi bir dönüşüm yapılamayacak maddeleri birbirinden ayrıştırıyoruz. Geri dönüşüme katılacak ambalaj atıkları kendi içerisinde ayırarak ikincil işlem için hazır hale getiriyoruz. Katı atık ayırma tesislerimiz sahip olduğu teknoloji sayesinde normal şartlarda 100 kişinin yapacağı işi 20 kişilik bir ekip yapabilmekteyiz. İnsanı sadece son kalite kontrol noktasında kullanıyoruz. Ambalaj atıkları çok yüksek bir ekonomik değere sahip ürünlerdir. Bunları yemek atıklarından ayırıp yemek atıklarından biogaz ve biyogazdan elektrik üretip ayrı bir değer, petrolden üretilen plastikleri granül haline getirilip hammadde üretilmesi, kağıttan tekrar kağıt üretilmesi, pet şişeden elyaf üretilmesini, ithal edilen konserve, yağ tenekesi gibi ürünlerin tekrar ekonomiye kazandırılmasını sağlıyoruz. Atıkların ham madde olarak değerlendirilmesi örneğin hurda kâğıdın tekrar kâğıt imalatında kullanılması hava kirliliğini yüzde 74-94, su kirliliğini yüzde 35 ve su kullanımını yüzde 45 azaltmakta. Bugün örneğin 1 adet alüminyum içecek kutusunu geri dönüştürdüğümüzde, bir televizyonu 3 saat çalıştıracak enerjiyi kazanmış oluyoruz. Ya da 1 ton kağıdı geri dönüştürerek 17 ağacı kesilmekten koruyoruz. 1 ton plastiğin geri dönüşümü ile saatte 5774 kw elektrik enerjisi tasarruf edilmiş olunuyor. Değerlendiremeyen ve üstünü örtmek zorunda kalınan ATY (atıktan türetilmiş yakıt) üretebileceğimiz 12 milyon ton atığın yıllık ekonomik değeri 300 milyon dolar büyüklüğünde bir ekonomik kayba sebep oluyor. Kurmuş olduğumuz ATY tesisleriyle özellikle çimento fabrikalarının çok büyük girdi maliyeti olan petrokok harcamalarını büyük oranda azaltabilmeyi hedefliyoruz.”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.