ENVER ERKAN, TERA YATIRIM BAŞ EKONOMİSTİ
Türkiye’de tüketici fiyatları Nisan ayında %1,68 artış gösterirken, yıllık enflasyon ise %17,14 oranında gerçekleşti. Bizim beklentimiz aylık %1,3 ve yıllık %16,7 oranında bir enflasyon gerçekleşmesi yönündeydi. Enflasyon Mart ayındaki %16,2 seviyesinden de hem TRY’nin süregelen zayıflığı, hem de küresel enerji fiyatlarındaki yükselişin etkisiyle Nisan’da da yükselişine devam etti. Geçen yıl hatırlanacağı üzere, ekonomideki pandemi etkili talep çöküşü nedeniyle oldukça düşük seviyelere gerileyen emtia grubu, bu yılki fiyat yükselişleriyle dönemsel etki kadar geçen seneden devreden bir baz etkisinde de rol oynamaktadır.
Enflasyonun alt kalemlerine bakacak olursak; ana harcama gruplarının tamamına yakınında artış gözlenmektedir. Gıda, enerji ve altın gibi değişken kalemlerin dışarıda bırakıldığı C göstergesinde yıllık bazda Mart ayındaki %16,9 seviyesinden Nisan ayında %17,8 seviyesine yükseliş söz konusudur. Çekirdek enflasyondaki yüksek artış, temel malların üzerindeki enflasyonist baskının işaretidir. Manşet enflasyondan daha yüksek artış gösteren kalemler olarak giyim ve ayakkabı %7,57, gıda ve alkolsüz içecekler %2,13, eğitim %2,09 ve çeşitli mal ve hizmetler %1,89 ile öne çıkmaktadır. Mal sepetinin nerdeyse çeyreğini oluşturan gıda kaleminde yıllık enflasyon geçen ayki %17,4’ten %17’ye gerilese de Merkez Bankası’nın varsayımının üzerinde seyretmeye devam etmektedir. Merkez Bankası, son Enflasyon Raporu’nda yılsonu gıda enflasyonu beklentisi %13’e revize etmişti. Enerji enflasyonunda bir yüksek petrol fiyatlarının bir yansıması olarak yıllık %12,4’ten %18,4’e artış söz konusudur. Enerji maliyetlerindeki artış, enflasyonun geneline bir yayılma etkisi gösterebileceğinden dolayı önemlidir.
TÜFE (yıllık)… (Kaynak: Bloomberg, TCMB, TÜİK)
Nisan enflasyonun normal şartlar altında bu yılın tepesi olması bekleniyordu. Enflasyonun bundan sonraki süreçte, geçen yıldan gelecek baz etkisiyle de gerileme şansı var. Özellikle emtia piyasalarında yakın dönemde oluşan ekstrem fiyatların etkisi biraz geçicilik yaratabilir. Buna karşın; önümüzdeki aylara ilişkin birkaç belirgin risk faktöründen bahsetmek gerekiyor. Uluslararası piyasaların yurtiçi fiyatlamalarına etkisi devam ediyor. İthal maliyetleri de sadece kurdan etkilenmiyor, hatta kur işe şu sıralar biraz ilave etkide bulunuyor. Hammadde fiyatları artışı ve navlundan gelen etki de malların iç piyasaya aktarılma sürecinde yüksek fiyatlandırılmasına etkide bulunuyor. Kurdan gelen birikimli geçişin ise TRY değersizleştikçe enflasyonist baskıyı artırma ihtimali bulunuyor. Yurtiçinde bireysellerin enflasyondan kaçınmak için daha fazla döviz talep etmesi ve uluslararası yatırımcının gördüğü aktif risk faktörleri bu değersizleşmenin devamına neden olabilir. Bu nedenle döviz kuru açısından geçmiş değil, gelecek etkileri de göz önünde bulundurmak gerekir. Özellikle ithalat-ihracat ve mal ticaretinde vadeli işlemlerin yoğun görüldüğü bir ortamda fiyatlandırmalar değer görebilecek TRY doğrultusunda olmayacaktır.
ÜFE, Nisan itibariyle %35,2 seviyesine yükselmiştir. Üretici enflasyonundaki aylık artış ise %4,34 seviyesindedir. Manşet TÜFE’nin oldukça üzerinde gerçekleşen ÜFE artışı itibariyle yüksek maliyet yüklenimi etkisi artarak devam etmektedir. ÜFE ve TÜFE arasındaki makas 18 puanı geçmiştir, böyle bir görünümde enflasyonda kalıcı ve sürdürülebilir düşüşten bahsetmek mümkün değildir. Oysa bizim parasal önlemleri gevşetme konusunda dönemsel bir enflasyon düşüşünden çok, tüm göstergeleriyle kalıcı olacak bir düşüşe ihtiyacımız bulunmaktadır. Kapanma dönemi bittikten sonra canlanacak olan iç talep, zam faktörünü daha hızlı bir şekilde devreye sokabilir. Bu ortamda da artan maliyetleri daha yüksek bir katsayı ile tüketici fiyatları üzerine yansıtma imkanı olacaktır.
Merkez Bankası, 6 Mayıs Perşembe günü faiz toplantısını gerçekleştirecek. Sn. Kavcıoğlu’nun son Enflasyon Raporu sunumunda da yeniden belirttiği mevcut ve beklenen enflasyonun üzerinde faiz uygulamasına dair yönlendirme devam ettiğinden dolayı, politikada bir değişiklik beklemiyoruz. Merkez Bankası’nın önümüzdeki döneme ilişkin daha iyimser enflasyon yaklaşımları itibariyle ilave parasal sıkılaşma ihtimalini oyun içinde görmüyoruz. Enflasyon üzeri faiz uygulaması ve artmaya devam eden enflasyon itibariyle de Merkez Bankası’nın henüz parasal gevşeme konusunda bir alanı söz konusu değildir. Bu kapsamda, 6 Mayıs PPK toplantısında faizin sabit kalmasını bekliyoruz.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.