ENVER ERKAN, TERA YATIRIM BAŞEKONOMİSTİ

Türkiye’de ekonomik güven endeksi Mart ayında 98,6 iken Nisan ayında azalarak 93,9 seviyesine geriledi. Endeksteki düşüş;  tüketici, reel kesim (imalat sanayi), hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörü güven endekslerindeki düşüşlerden kaynaklandı. Nisan döneminde tüketici güven endeksi 80,2 değerine gerilerken, reel kesim güven endeksi 107,4, hizmet sektörü güven endeksi 103,3, perakende ticaret sektörü güven endeksi 103,1 ve inşaat sektörü güven endeksi 77,3 değerini aldı.

Ekonomik güven endeksi… Kaynak: Bloomberg, TÜİK

Sektörel güven endekslerinde önceki dönemde görülen Covid-19 ve buna bağlı kısıtlamaların, aynı zamanda da makroekonomik yansımaların etkisiyle yavaşlama görülmüştü. Sonraki dönem ise, özellikle aşılamanın getirdiği iyimserlikle yılın ilk bölümünde sektörel bağlamda hızlanma görmemizi sağlamıştı. Özellikle bunun yansımaları da kuvvetli kalan imalat sanayi ile beraber genel büyüme momentumuna da etki eder bir şekilde gerçekleşti. Ancak, 1Ç21 sonundan itibaren artışa geçen Covid vakaları ve yeniden kapanmalar ile beraber yeniden sektörel yansımalar görmeye başlayacağız. Hizmet gibi sektörler direkt yansıma alırken, ekonominin diğer sektörlerinde ve alanlarında da dolaylı etkiler görülmesi muhtemeldir.

Restoran, cafe, lokanta tarzı işletmelerin Ramazan ayını içeren tam kapanma döneminde tam kapasite çalışamayacak olmaları itibariyle yine ciro ve istihdam kaybı etkisinde olmaları durumuyla karşılaşacağız. Bu durumun etkileri ise, tam kapanma sonrasında açılmanın ilerletilme derecesi ile bağlantılı olacaktır. Perakende sektöründe ise, mağaza ve online yöntemi arasında yine bir rotasyon yaşanacaktır ve biz online satışların hızlı artış etkisini göreceğiz. Tam kapanmanın hemen öncesinde ise, temel mallar tarafındaki yoğunlaşan öne alınmış talep etkisi sektör hareketliliğini açıklayacaktır. Burada özellikle gıda kaleminin çok önemli bir katkısı hasıl olacaktır.

Finansal koşullarla en alakalı olan sektörler tarafında ise; konut kredi faiz oranlarının artışı itibariyle inşaat sektöründe yavaşlama etkisi görülmektedir. 2Ç20 – 3Ç20 dönemleri gibi konut kredi kampanyaları görmemiz olasılığı ise, para politikası uygulamalarının sıkılık derecesi nedeniyle şimdilik pek olası görünmemektedir. TCMB, halen politika faizini artan enflasyondan dolayı %19 seviyesinde tutmaktadır. Enflasyonun baz etkisi ile düşmesi öngörülen 3Ç21 dönemi ve sonrasına bakmak ve o günkü koşullarla yeniden değerlendirme yapmak gerekir. Faizlerin yüksekliği reel sektör güveni açısından da sınırlayıcı bir unsur elbette. Hem firmaların üretim bandına, kapasiteye, istihdama dair yatırımlarında, hem de satılan mamulün talep görmesi anlamında tüketici tarafında yansıması olumsuz. Aşılama ile beraber iyileşen ekonomik beklentiler ve kapanma döneminde de üretimin durmaması konuları ise reel sektör için olumlu.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın