Gedik Yatırım, Türkiye ve dünya piyasalarını mercek altına alan Gedik Yatırım Nisan 2021 Strateji Raporu’nu açıkladı. 2021 yılının ikinci çeyrek ve ötesi beklentilerine yer verilen raporda kısa vadede TCMB’nin faiz politikasında değişiklik yapmayabileceği, ancak yılın ikinci yarısından itibaren parasal gevşeme konusunda geçmişe göre daha cesur davranabileceği öngörülerine yer veriliyor. Buna bağlı olarak, bozulan yabancı yatırımcı algısında bir iyileşmenin zaman alabileceği vurgulanıyor. Raporda mali teşvik paketlerinin de desteğiyle, ABD ekonomisi başta olmak üzere küresel büyüme sonucu emtia ve navlun fiyatlarındaki artışların, küresel çapta enflasyonun yükseleceği endişelerini beslediğine de yer veriliyor.  

TÜRKİYE’NİN lider yatırım kuruluşu Gedik Yatırım Nisan 2021 Strateji Raporu’nu açıkladı. “Dalgalanma Sonrası Yeni Beklentilerimiz” başlıklı raporda, 2021 yılının geri kalanında ekonominin dünyada ve Türkiye’de nasıl seyredeceği yönündeki beklentiler, pazara ilişkin tahminler ve riskler ortaya konarak piyasaların değerlendirmesi yapıldı. 

Covid-19 aşısının uygulanmaya başlaması, ABD’de beklentilerin de çok ötesine geçen mali teşvik paketlerinin de desteğiyle küresel ekonomik aktivitenin hızlandığı belirtilen raporda, pandemi nedeniyle tedarik zincirlerine ilişkin sıkıntıların devam ettiğini, yaşanan arz sıkıntıları nedeniyle, hammadde ve navlun fiyatlarında görülen çok yüksek oranlı artışların küresel çapta enflasyon endişeleri arttırdığına da dikkat çekiliyor. 

Global ekonomik toparlanma devam ediyor

Rapora göre, aşılama hızında ABD ve İngiltere dışında hedeflerin çok gerisinde kalınmasına ve tüm dünyada vaka artışları ve kısıtlamalara rağmen, global ekonomik aktivitedeki ivmelenme ilk çeyrek boyunca devam etti. Küresel ekonomik aktivitenin artması sonucu IMF %5,2 seviyesindeki 2021 yılı Global ekonomik büyüme tahminini, Ocak’ta %5,5’e, Nisan’da da %6,0’ya revize etti. En dramatik revizyon ise hem aşılamaya ilişkin daha hızlı gidişat, hem de 900 milyar $ ve 1,9 trilyon {{tooLongContent}}rsquo;lık iki ayrı mali teşvik paketinin desteğiyle ABD ekonomisi için oldu. IMF ABD ekonomisine ilişkin büyüme tahminini, Ocak raporunda %3,4’ten %5,1’e, Nisan raporunda ise %6,0’ya revize etti. ABD’nin 2021 yılı büyümesine ilişkin olarak, piyasada %8,0’e varan tahminler bulunuyor.

Yabancı yatırımcı algısında önemli bir bozulma oldu

Yurt içinde ise mart ayında TCMB’deki değişiminin, TL varlıklarda çok ciddi volatiliteye yol açtığına işaret edilen raporda, bozulan yabancı yatırımcı algısında kısa vadede önemli bir iyileşme olması beklenmediği vurgulanıyor. Raporda son 1 aylık dönemde hisse senedi ve tahvillerden yaklaşık 2,5 milyar dolarlık sermaye çıkışı yaşandığına da dikkat çekildi.

Raporda önümüzdeki dönemde sıkı para politikası duruşunun korunması halinde, TL’nin mevcut seviyelerde dengelenmesini, hatta dışsal faktörlere de bağlı olarak bir miktar değerlenmesi olasılığına da yer veriliyor. 

TL, 2013 yılından beri negatif ayrışıyor

Mevcut enflasyon eğiliminin kısa vadede para politikasında gevşemeye izin vermediği belirtilen raporda, politika faizinin yıl sonunda %17,0 olacağı beklentisine yer verilirken, TCMB’nin yılın geri kalanında daha yüklü bir indirim süreci yürütmesi ihtimaline de işaret ediliyor. 

Gedik Yatırım Nisan 2021 Strateji Raporu’nda, TL’nin yılın genelinde zayıf kalabileceği ve daha önce 7,90 olarak öngörülen yıllık ortalama USD/TL kurunun halihazırda 8,20-8,25 olarak beklenildiği belirtiliyor.  

Raporda daha önce nisan ayında kabaca %17,0 seviyesinde zirve yapmasını beklenen TÜFE enflasyonunda mayıs ayında %18’li seviyelerine ulaşması öngörülüyor. Gedik Yatırım aynı zamanda daha önce %11,3 olarak açıkladığı sene sonu TÜFE enflasyonu tahminini %15,0 olarak revize ediyor.

Raporda turizm ve inşaatta yaşanan devam eden zayıflığa karşın, imalat sanayi aktivitesinin halen çok güçlü seyrettiğine vurgu yapılırken, son dönemde parasal koşullardaki sıkılaşmanın, özellikle iç talepte kayda değer bir geri çekilme ihtimaline de yer veriliyor. Raporda, yılın ikinci yarısında negatif büyüme öngörülerine karşın, mevcut büyüme momentumu da dikkate alınarak tüm yıla ilişkin GSYH büyüme tahmini %3,5’te muhafaza ediliyor.

Bütçe açığına ilişkin olarak raporda, devam eden güçlü vergi tahsilat performansı, kurumlar vergisi oran artışı ve hedeflerin çok üzerinde enflasyon nedeniyle, hükümetin 2021 yılı vergi geliri projeksiyonunun yaklaşık 65-70 milyar TL kadar aşılabileceği vurgulanırken, faiz-dışı harcama tarafında, %9,2’lik nominal artış hedefinin tutturulması da pek mümkün görünmediğine dikkat çekiliyor. Raporda “Bunlara bağlı olarak, 2021 yılı sonunda merkezi bütçe açığı/GSYH oranının %4,0’ün biraz üzerinde (%4,1 civarında) gerçekleşebileceğini düşünüyoruz” deniliyor. 

Kısa vadede para politikasında gevşeme yok

Öte yandan, rapora ilişkin bilgiler veren Ekonomist Serkan Gönençler, mevcut enflasyon görünümünün kısa vadede para politikasında bir gevşemeye izin vermediği söyledi. Gönençler, sıkı para politikası duruşunun korunması ve kurda ek değer kayıplarının önlenmesi durumunda, üçüncü çeyrek içinde, muhtemelen Ağustos ya da Eylül’de bir faiz indirim süreci görülebileceğine dikkat çekti. “Mevcut durumda, politika faizini sene sonunda %17,0 civarında öngörmekle birlikte, TCMB’nin daha yüklü bir indirim süreci yürütmesi ihtimalini göz ardı etmiyoruz. Son PPK metninden “gerekmesi durumunda ek faiz artışı yapılacağı ifadesinin” çıkarılması, TCMB’nin şartlar izin verdiğinde faiz indirim sürecini başlatma niyetini yansıtıyor olabilir.  Özetle, bozulan yabancı yatırımcı algısında kısa vadede önemli bir iyileşme olmasını beklemesek de, sıkı para politikası duruşunun korunması, TL’nin mevcut seviyelerde dengelenmesini, hatta dışsal faktörlere de bağlı olarak bir miktar değerlenmesini sağlayabilir. Öte yandan, yapılacak erken bir faiz indirimi TL’de sert satışlara yol açarak, sonrasında para politikasında ek sıkılaştırma ihtiyacı doğurabilir. TCMB’nin kademeli faiz indirimine ilişkin zamanlaması, iç politikaya ilişkin ve jeopolitik gelişmeler (ABD, Rusya ve AB ile ilişkiler) ile birlikte küresel risk iştahının seyrine de (özellikle ABD 10-yıllık tahvil faizlerine ilişkin gelişmeler) büyük ölçüde bağlı olacak “şeklinde konuştu.

BIST Endeksi’nde iskonto devam ediyor

Gedik Yatırım Araştırma Direktörü Ali Kerim Akkoyunlu ise, yatırımcıların, piyasalardaki gelişmeleri yakından takip ederek tercihlerinde dikkatli olmaları gerektiğini dile getirdi. Akkoyunlu, “TL Mayıs 2013’ten itibaren gelişmekte olan ülke para birimlerine nazaran çok daha fazla değer kaybına maruz kaldı. 2020 yılını %26’nın üzerinde bir getiri ile kapayan BIST-100 endeksi, 2021 yılına zor bir başlangıç yapmış olup, yılbaşından bugüne -%5’lik bir getiriye sahiptir. Bu gelişmeler ışığında, indirgenmiş nakit adımları modellerimizde kullandığımız risksiz faiz oranımızı %13.5’dan %16’ya yükseltiyoruz. BIST-100 Endeksi hedefimizi 1,750 seviyesinden 1,575 seviyesine düşürüyoruz. Endeks hedef değişikliğimizin ana nedeni artan faiz ortamı ile beraber, global anlamda da faizlerin artma riski olasılığını değerlemelere gerçekçi olarak yansıtmaktır.”

Gedik Yatırım Nisan 2021 Strateji Raporu’nda öne çıkan satırbaşları:

Makroekonomik Veri Tahminleri

                                                                                                    2020                2021

USD/TL                                    Dönem sonu             7.42                 8.90

Dönem ortalaması   7.01                 8.23

TÜFE Enflasyonu                   Dönem sonu             14.6%              15.0%

                                                              Dönem ortalaması   12.3%              16.5%

Çekirdek Enflasyon              Dönem sonu             14.3%              15.4%

                                                             Dönem ortalaması   11.2%              17.5%

Fonlama Maliyeti                 Dönem sonu             17.03%            17.00%

                                                             Dönem ortalaması   10.8%              18.1%

GSYH Büyümesi                   Dönem ortalaması   1.8%                3.5%

GSYH (Milyar TL)                 Dönem ortalaması    4.937               6.077

GSYH (Milyar USD)             Dönem ortalaması    702                  737

Bütçe Dengesi                     GSYH’ye oranı           -3.5%                -4.1%

Faiz Dışı Denge                    GSYH’ye oranı           -0.8%               -1.2%

Cari Denge                           GSYH’ye oranı           -4.6%               -3.3%

Türkiye ekonomisi

  • Son dönemde yabancı yatırımcı algısında önemli bir bozulma oldu
  • TCMB’nin kademeli faiz indirimine ilişkin zamanlaması, iç politikaya ilişkin ve jeopolitik gelişmeler (ABD, Rusya ve AB ile ilişkiler) ile birlikte küresel risk iştahının seyrine de (özellikle ABD 10-yıllık tahvil faizlerine ilişkin gelişmeler) büyük ölçüde bağlı olacak.
  • TCMB’deki başkan değişikliği sonrası hisse senedi ve tahvillerden yaklaşık 2,2 milyar dolarlık sermaye çıkışı yaşandı. Swap kanalından ise, Kasım-Mart dönemindeki 14,5 milyar {{tooLongContent}}rsquo;lık girişin ardından 7,7 milyar $ çıkış oldu. 
  • TL Mayıs 2013’ten itibaren (2016’nın sonlarından itibaren de artan bir oranda) gelişmekte olan ülke para birimlerine nazaran çok daha fazla değer kaybına maruz kaldı. TL yılın geri kalanında da zayıf seyretmeye devam edebilir.
  • Turizmle bağlantılı sektörler ve inşaatta devam eden zayıflığa karşın, imalat sanayi aktivitesi çok güçlü seyretmeye devam ediyor.
  • Parasal koşullardaki sıkılaşmaya bağlı olarak, yılın ikinci yarısında iç talepte önemli bir geri çekilme olabilir.
  • TÜFE enflasyonu üzerinde maliyet yönlü baskılar devam ediyor.
  • Vergi tahsilatındaki olumlu seyir bütçe açığını sınırlandırıyor.
  • Cari açıktaki potansiyel gerileme yılın başındaki beklentilere göre daha yavaş olabilir.

Küresel ekonomi

  • Global ekonomik toparlanma sürerken, ABD’de enflasyonist endişeler küresel risk iştahında bozulmaya yol açtı.
  • Uluslararası kuruluşlar küresel ekonomik büyüme tahminlerini yukarı yönlü güncellemeye devam etti.
  • IMF %5,2 seviyesindeki 2021 yılı Global ekonomik büyüme tahminini, Ocak’ta %5,5’e, Nisan’da da %6,0’ya revize etti. IMF ABD ekonomisine ilişkin büyüme tahminini ise, Ocak raporunda %3,4’ten %5,1’e, Nisan raporunda ise %6,0’ya revize etti.
  • Büyüme tahminlerindeki iyileşme ve emtia fiyatlarındaki hızlı yükseliş trendi, ABD’de enflasyon endişelerini besleyerek, ABD’nin uzun vadeli tahvil faizlerinde hızlı bir yükselişi tetikledi. Seneye %0,9 civarında başlayan 10 yıllık tahvil faizi, şubat ayı ortalarında %1,5, mart ayı içinde de %1,7 seviyelerini aştı. 
  • Covid-19 sonrası yaşanan tedarik zinciri sıkıntılarına bağlı olarak yaşanan hammadde sıkıntıları ve navlun fiyat artışları da enflasyonist riskleri arttırıyor.
  • Enflasyon endişeleriyle, 10-yıllık tahvil faizlerinde yükseliş beklenenden çok önce başladı. Piyasadaki genel kanı artık 10 yıllık tahvil faizlerinin 2021 yılı içinde %2,0 seviyesini aşacağına evrilmiş durumda. 10 yıllık tahvil faizleri %2,0’nin üzerine yükselse bile, tarihi diplerinde seyrediyor olacak.
  • Emtia fiyatlarının yanında, tedarik sıkıntılarına bağlı olarak navlun fiyatlarındaki artışlar da enflasyonist endişeleri besliyor.
  • Özellikle düşük gelirli ülkelerde aşılama hızı, sene başındaki hedeflerin çok altında bir hızda devam ediyor. Eğer aşılama aynı hızda ilerlerse, dünya genelinde herkesin aşı olması 3 yıldan fazla sürebilir. 
  • Economist dergisinin araştırma birimi Economist Intelligence Unit’in (EIU) tahminine göre, gelişmiş ekonomilerde yetişkin nüfusun aşılanması 2022’in ortalarını bulacak. Orta gelirli ülkelerde bu takvim 2022 sonlarına, hatta 2023 başına sarkabilir. En yoksul ülkelerde ise yetişkinlerin aşılanması 2024’e dek sürebilir.

2021’de Fırsatlar ve Riskler

Gedik Yatırım Nisan 2021 Strateji Raporu’nda global ekonomiyi ve piyasaları konsensüs senaryosundan saptırabilecek fırsatları ve riskleri değerlendiriyor: 

Riskler

  • ABD’de enflasyonun öngörülerin de üzerine çıkmasıyla, ABD 10-yıllık tahvil faizlerinin %2,0’nin çok üzerine yükselmesi.
  • TCMB’nin erken (örneğin Haziran’da) bir faiz indirim süreci başlatması (ilk piyasa tepkisinin yönü ve boyutu konusunda dışsal faktörler de belirleyici).
  • Jeopolitik konular (genel olarak ABD, Rusya ve AB ile ilişkilerin seyri) de piyasalarda önemli dalgalanma yaratma potansiyeli taşıyor.
  • Uluslararası jeopolitik gerginlikler nedeniyle, petrol fiyatlarında ek yükselişler görülmesi.
  • Virüsün mutasyona uğramasıyla aşıların etkisiz kalması.

Fırsatlar 

  • ABD’de enflasyonun kontrol altında kalması. 
  • Dünya genelinde aşılama hızındaki iyileşmeler ile Global ekonomik aktivitede (ABD dışında da) toparlanmanın beklentilerin üzerine çıkması.
  • TCMB’nin erken faiz indirimi endişelerine karşın sıkı para politikası duruşunu koruması.

sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın