HÜSEYİN AYDIN
Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
Geçen yıl önceliğimiz salgının ekonomideki olumsuz etkilerini sınırlandırmak amacıyla ekonomik faaliyetin desteklenmesi için kredi kanallarının açık tutulması oldu.
Operasyon ve dijital alt yapının sağladığı imkanlar sayesinde bizlerden beklenen hizmetleri karşılayabildik.
Kredi ve diğer bankacılık işlemleri kesintisiz sürdürüldü, ödeme sistemleri sağlıklı çalıştırıldı.
Kamu bankaları ağırlıklı olmak üzere bankalar tarafından, şirketlerin ve bireylerin acil likidite ve kaynak ihtiyaçları uygun imkanlarla karşılandı. Nakit akış döngüsünde aksaklık olmamasına çaba gösterildi.
Yeni kullandırılan kredilerin fiyatında, vadesinde, teminatında uygun koşullar sağlandı. Ödeme vadeleri ötelendi. Krediler yeniden yapılandırıldı veya yeni bir itfa planına bağlandı. Kritik öneme sahip sektörlere özel nitelikli krediler kullandırıldı.
Bu dönemde, bankacılık sektöründeki gelişmeleri rakamsal olarak değerlendirdiğimizde şunları görüyoruz:
- Bilanço toplamı 6 trilyon TL’yi geçti. Toplam aktiflerin milli gelire oranı 16 puan arttı ve yüzde 121’e ulaştı.
- Kredilerin milli gelire oranı 9 puan artarak yüzde 72’ye yükseldi.
- Bilançoda, kredilerin payı yüzde 59, menkul kıymetlerin payı yüzde 17 oldu. Buna göre, aktiflerin yüzde 76’sı ekonomiye sağlanan finansmandan oluşmaktadır.
- Mevduatın yüzde 46’sı, kredilerin yüzde 64’ü TL cinsindendir. Yani TL finansman ihtiyacı yüksektir. Bu dönemde repo ve swap yoluyla Merkez Bankası’ndan sağlanan kaynak 600 milyar TL’yi buldu.
- Bu dönemde, yabancı para kaynak talebinin azalması nedeniyle bankalar yurtdışına net borç ödediler.
Bankaların sağladığı desteğin de olumlu katkısıyla olağan dışı bir durumu iyi yönettik. Bu sayede firmalar faaliyetlerini, birbirlerine ve üçüncü kişilere olan yükümlülüklerini sürdürdü. Ülkelerin yüksek koruma önlemlerine rağmen bu dönemde ihracat artmaya devam etti. Milli gelirimiz yüzde 2 oranında büyüdü.
Riskler göreli olarak artmakla birlikte yönetilebilir düzeyde kaldı. Bankalar ihtiyatlı bir yaklaşım içinde oldular. Tahsili gecikmiş alacak oranı yüzde 4 düzeyinde oldu. Sorunlu kredilerin yüzde 72’si düzeyinde özel karşılık ayrıldı. Ayrıca, yakın izlemede tutulan krediler için genel karşılık ayrılmaya devam edildi.
Ayrılan karşılıkların da etkisiyle karlılık riski yatırım araçlarının getirisinin altında kaldı. Bu nedenle özkaynak büyümesi de yavaşladı. Bununla birlikte özkaynak yeterliliği oldukça iyi bir düzeyde seyretmektedir.
2021 yılına ilişkin beklentilerimiz olumludur.
Düşüncemiz; en kötüyü geçtik, iyiye gidiyoruz. Salgının etkisinin azalmaya başlamasıyla birlikte toparlanma hızlanacaktır. Küresel ekonomiye ilişkin beklentiler de daha olumlu yönde seyretmektedir. Şokları gayet iyi yönetebiliyoruz. Piyasa mekanizması çalışıyor, piyasalar daha sakin. Hükümet kritik öneme sahip sektörleri destekliyor. Para piyasaları daha sakin ve öngörülebilir. Türkiye’nin kredi riski düşüyor. Yurtdışı yatırımcıların ilgisi ve talebi artıyor. Özel sektör yatırımlarında hareketlilik var.
Özetle büyüme hızlanıyor. Bu herkes için iyi. Herkesin kazanması iyi bir durumdur. Ancak, asıl hedef büyümenin uzun soluklu, istihdam sağlayan, dengeli ve yaygın olmasıdır.
Ekonomimiz ve bankacılık sektörümüz açısından daha iyi bir gelecek için aşağıdaki konuları önemli görüyoruz, iyileştirmeye yönelik çalışmalara devam edeceğiz:
- TL tasarruflarımızı arttırmalıyız.
- Rezervlerimizi güçlendirmeliyiz.
- Kaynakları doğru alanlarda kullanmalıyız.
- Büyümeye destek olabilmek için özkaynaklarımızı güçlendirmeliyiz.
Sadece iyi dönemlerde değil, zor dönemlerde de kredi verdik, hizmet sunmaya devam ettik, bundan sonra da aynı gayreti göstereceğiz.
Bankacılıkta olduğu gibi ekonomik faaliyeti ilgilendiren diğer düzenlemelerin de seyrinin rekabeti destekleyen istikrarlı ve iyi örneklere uyumlu olmasını bekliyoruz.
Sermaye piyasalarımızı büyütmeliyiz.
Müşterilerimiz ile yakın ve yapıcı bir işbirliği içinde olmaya devam edeceğiz.
Sürekli gelişme ve yenilenme içinde olan teknolojiyi doğru kullanarak ürün ve hizmet yelpazesini geliştirmeye, finansal sektörde kapsayıcılığı artırmaya çaba göstereceğiz.
İklim değişiklikleri çok yönlü olarak her ekonomiyi ve sektörü etkileyecektir. Bu alanda yapılan çalışmaları destekleyeceğiz.
Güvenlik ve dolandırıcılık ile ilgili konularda paydaşlarla daha yakın bir çalışma sürdüreceğiz.
Özetle, ülkemize daha iyi hizmet vermenin çabası içinde olacağız. Bizim için ülkemizin menfaatleri esastır.
Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü yakın dönemde genel olarak başarılı bir performans göstermiştir. Temel büyüklüklerimizde gelişmekte olan ülke ortalamalarının üzerine çıktık. İç ve dış kaynaklı şoklara oldukça dirençli, her dönemde ekonomiyi destekleyen bir bankacılık sektörümüz var.
Büyümeyi sağlıklı olarak sürdürmemiz, yeni iş imkanları sağlamamız ve yurtdışı ile rekabet gücümüzü arttırmamızın öneminin farkındayız.
Bölgemizde en yüksek büyüme potansiyeline sahip ve en avantajlı ülkeyiz. Bu potansiyelin iyi kullanılması için ekonomimize katkı vermeye devam edeceğiz. Türkiye’nin kazandığı her ortamda bizlerin de kazanacağını biliyoruz.
Sadece geçmişe ve bugüne bakarsak riskleri, oysa geleceğe bakarsak fırsatları da görebileceğimizi düşünüyorum.
25 Mart 2021, Uludağ Ekonomi Zirvesi, “Bankacılık: Gelecek nasıl olacak?” Paneli
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.