İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Avrupa Yeşil Mutabakatı, Türkiye için bir risk olduğu kadar sürdürülebilir kalkınma için yepyeni bir fırsat. Yeşil dönüşüme Türk sanayisinin adaptasyonu için tüm kesimlerin ortak çalışması, ülkemizin yeni ticaret yarışında hak ettiği yere ulaşmasını sağlayacak. Sınırda Karbon Düzenlemesi altında AB’ye ödenmesi zorunlu olacak tutarlar, karbon fiyatlama sistemi kurularak Türkiye’de sektörlerin dönüşümü için kullanılabilir” dedi.
Bahçıvan: “Beş tematik alanda yürüteceğimiz İSO Sürdürülebilirlik vizyonumuz ile sanayi şirketlerimizin, küresel değer zincirinde yüksek katma değer üretmelerine ve rekabetçi sürdürülebilirlik yetkinliklerini artırmalarına destek olacağız. Sanayiciler, akademisyenler, kamu ve STK temsilcilerinin katılımıyla oluşturacağımız İSO Sürdürülebilirlik Platformumuz, think-tank görevi üstlenecek.”
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin mart ayı olağan toplantısı “Avrupa Yeşil Mutabakatı, Sanayimize Yansımaları ve İSO’nun Sürdürülebilirlik Vizyonu” ana gündemi ile video konferans üzerinden gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın yaptığı online Meclis toplantısına, İSO’nun Sürdürülebilirlik Danışmanı S360 CEO’su Kerem Okumuş konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan konuşmasında, Avrupa’nın Endüstri 5.0 ile kararlı bir şekilde yeni bir sanayi stratejisini hayata geçirdiğine dikkat çekerken, sürdürülebilir, insan merkezli ve dirençli bir Avrupa endüstrisine geçişte araştırma ve yeniliği merkeze koyarak Endüstri 4.0 yaklaşımını tamamlayacak olan bu yeni stratejinin en önemli bileşeninin AB Yeşil Mutabakatı olduğunu vurguladı.
Bahçıvan, “AB, 11 Aralık 2019 tarihinde açıkladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı ile 2050 yılında iklim-nötr ilk kıta olma hedefini ortaya koydu. Sanayiden finansmana, enerjiden ulaştırmaya uzanan bir dizi alanda AB politikalarında kapsamlı değişiklikler öngören Yeşil Mutabakat, Tek Pazar’ın tesisinden bu yana AB’nin en büyük girişimi olarak nitelendiriliyor. Bu kapsamda, tüketicilerin bilgilendirilmesinden ürün menşeinin takibine kadar birçok alandaki hedeflere ulaşılmasında teknolojik gelişim önemli bir bileşen haline geliyor. AB’nin yeni sanayi stratejisinde, ‘yeşil ve dijital dönüşüm’ün ikiz bir dönüşüm olarak öngörülmesi bile sürdürülebilirlik ve teknolojinin birbiri ile sıkı bağını ortaya koyuyor. Bu gelişmenin çok önemli bir boyutu ise AB, Yeşil Dönüşüm kapsamında geliştirilecek yeni ürün ve üretim teknolojileri ile ABD ve Çin’e kaptırdığı Ar-Ge liderliğini geri kazanmayı da hedefliyor” dedi.
Kamu, sanayi stratejisini yeşil düzene uygun revize etmeli
AB başta olmak üzere dünyada hızlanan yeşil dönüşüm sürecine Türk sanayisinin adaptasyonu için tüm kesimlerin bir arada çalışmasının, ülkemizin rekabetçi yeni ticaret yarışında hak ettiği yere ulaşmasını sağlayacağına değinen Bahçıvan “Kamunun bu süreci kolaylaştırmak üzere yapması gerekenlerin başında; sanayi stratejilerini yeşil düzene uygun olarak revize etmesi, en kısa sürede sektörel yol haritalarını hazırlaması, uyulacak normları belirlemesi ve eylemlerin hayata geçirilmesini sağlaması gelmektedir. Avrupa Yeşil Mutabakatı Türkiye için bir risk olduğu kadar, sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen bir dönüşümün aracı olabilecek yepyeni bir fırsat da olabilir. Sınırda Karbon Düzenlemesi altında AB’ye ödenmek zorunda kalınacak tutarların, bir karbon fiyatlama sistemi kurularak Türkiye’de sektörlerin dönüşümü için kullanılması, halihazırda farklı isimlerle çevre koruma amacıyla alınan vergilerin de bu amaçla kullanılması mümkündür. Düşük karbon ekonomisine geçişi sağlayacak teknolojilere yatırımı özendiren teşvik mekanizmaları da büyük fayda sağlayacak. Ayrıca, kamu alımlarının da yeşil teknoloji, üretim ve hizmetler üzerinden gerçekleşmesi bu dönüşümü teşvik edecektir” dedi.
İSO’dan sürdürülebilirlik konusunda beş adım
İSO’nun yeni vizyonunu “Sanayi şirketlerimizin, küresel değer zincirinde yüksek katma değer üretmelerine ve rekabetçi sürdürülebilirlik yetkinliklerini artırmalarına destek olmak” şeklinde belirlediğini hatırlatan Bahçıvan, beş tematik alanda yürütecekleri sürdürülebilirlik vizyonu hakkında şunları söyledi:
“İlk tematik alanımız olan İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Sanayi alanında; iklim değişikliğinin sektörel etkilerine ve bu etkileri azaltıcı uyum çalışmalarına odaklanacağız. Pandemin yaralarını sarmaya başladığımız bu günler, lineer ekonomiden döngüsel ekonomiye geçiş için en uygun zaman olduğundan ikinci tematik alanımız Döngüsel Ekonomi. Üçüncü tematik alan; sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için iş hayatında hızlı dönüşüm dalgasının yakalanması önemli olduğu için “İşin Geleceği”. Dördüncü tematik alanımız Güvenli Çalışma Ortamı, çalışma ortamının güvenli olacak şekilde tasarlanmasına ve odaklanmasına yönelik olacak. Beşinci ve son tematik alanımızı ise sürdürülebilirlik ekonomisi artan bir finansman ihtiyacını da beraberinde getireceği için Sürdürülebilir Finans olarak belirledik. İSO Sürdürülebilirlik ve Koordinasyon Şubemiz de dahil hedeflediğimiz çalışmalar doğrultusunda sanayicilerimizin, akademisyenlerin, kamu ve STK temsilcilerinin katılımıyla oluşturacağımız “İSO Sürdürülebilirlik Platformumuz”, faaliyetlerimiz için stratejik yönlendirmeyi yapmak üzere bir nevi think-tank görevi üstlenecek.”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.