ENVER ERKAN- TERA YATIRIM
Merkez Bankası, 100 baz puanlık faiz artışı beklentisinin ağırlık kazanmış olduğu PPK toplantısında beklentilerin ötesinde bir sıkılaşmaya giderek 200 baz puanlık bir faiz artışı yaptı ve politika faizini %19 oranında tesis etti. Merkez Bankası’nın attığı bu adımı, son dönemde artan finansal piyasa oynaklığı ve bunun getirdiği ilave enflasyonist risklere karşı insiyatif alma anlamında önemli bir hamle olarak değerlendiriyoruz. Beklentilerin ötesinde şahin bir aksiyon alan Merkez Bankası, TRY stabilitesinin tesis edilmesi ve enflasyonist baskıların absorbe edilmesi anlamında “güçlü ve önden yüklemeli” bir politika uygulaması gerçekleştirmiş oldu.
Kur kaynaklı oluşabilecek lokal bazlı enflasyonist hareketlerin kontrol altına alınabilmesi konusu önemli. Çünkü, yükselen petrol ve emtia fiyatlarının getirdiği global enflasyonist etkilere, kurdan kaynaklı ve enflasyonda yapışkanlığa neden olabilecek bir marjinal etki, enflasyonu hedeflerden saptıran bir doğrultuya götürme potansiyeline sahip. Merkez Bankası’nın son 2 ayda beklemeyi tercih etmesinin akabinde, özellikle global kaynaklı olarak ABD 10 yıllık tahvil faizlerindeki yükselişten gelen hareket TRY stabilitesini bozmuş ve yerel para biriminde değer kaybı baskının yeniden aktif hale gelmesine neden olmuştu. Banka bu ortamda, “önden yüklemeli ve güçlü” bir adım atarak risklerin farkında olduğunu göstermiş oldu. Küresel para hareketlerinde, gelişen ülkeler arasında daha iyi konumlanmamıza yardımcı olacağı gibi, sıcak para girişlerinde ve carry trade işlemlerinde bu etkiyi kısa dönemde izleyeceğiz.
TCMB politika faizi, TÜFE enflasyonu ve hedeflenen enflasyon oranı karşılaştırması… Kaynak: Bloomberg, TCMB, TÜİK…
Reel sektörün finansman maliyetlerini artırması ve kredi büyümesini biraz daha aşağı çekmesi anlamında, daha sıkı finansal koşulların büyüme potansiyelinden biraz götürmesi olağan bir sonuç olacaktır. Ekonominin, açılma etkisi ile Covid-19 aşılarının sağlayacağı normalizasyon ile beraber aktivitesinin artacağı düşünüldüğünde, aslında bir anlamda “enflasyonla mücadele” anlamında “acı reçete”nin tesis edilmesi durumu söz konusudur. Kasım ayında başa geçtikten sonra, ilave parasal sıkılaşma ve Ortodokslaşma ile beraber Merkez Bankası’nın yeni paradigmasını oluşturan Sn. Ağbal, bu önceliklendirmeyi devam ettiriyor. Merkez Bankası’nın politika açıklaması içerisinde yer alan iki cümle, bu kararlılığını ve kredibilitenin sağlanması anlamında önemli bir yer tutmaktadır:
· PPK, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve bu gelişmelere bağlı orta vadeli enflasyon görünümü üzerindeki yukarı yönlü riskleri dikkate alarak, önden yüklemeli ve güçlü bir ek parasal sıkılaştırma kararı aldı.
· 2021 sonu tahmini hedefi dikkate alınarak sıkı para politikası duruşu kararlılıkla sürdürülecektir.
Enflasyonun, mevcut %15,6 Şubat seviyesinden yılın ilk yarısında daha yukarılara gideceği göz önüne alındığında, politika faizinin yeterince koruma alanı sağlaması Merkez Bankası’nın da eğrinin gerisinde kalmaması anlamında olumlu değerlendirilebilir. Merkez Bankası’nın 2023 yılından önce %5 enflasyonun sağlanması anlamındaki yönlendirmesi çerçevesinde, para politikasının enflasyon düşse bile yeterli sıkılıkta kalmaya devam etmesini bekleriz. Bu kapsamda, faizleri indirme konusunda da TCMB’nin 3Ç20 döneminin sonuna kadar beklemede kalmasını ve gevşeme konusunda ihtiyatlı davranmasını öngörürüz.
CBRT takes initiative: Strong and front-loaded rate hike…
At the MPC meeting, where the expectation of an interest rate hike of 100 basis points gained weight, the Central Bank tightened beyond the expectations, increased the interest rate by 200 basis points and established the policy rate at 19%. We consider this step taken by the Central Bank as an important move in terms of taking initiative against the recently increasing financial market volatility and the additional inflationary risks brought about by it. Taking a hawkish action beyond expectations, the Central Bank implemented a “strong and front-loaded” policy in terms of establishing TRY stability and absorbing inflationary pressures.
It is important to control locally based inflationary movements that may arise from exchange rates. Because, the global inflationary effects brought about by rising oil and commodity prices, a marginal effect originating from the exchange rate and causing sticky inflation has the potential to take inflation in a direction that diverts it from the targets. After the Central Bank preferred to wait in the last 2 months, the movement resulting from the rise in US 10-year bond yields, especially globally, disrupted the stability of the TRY and the depreciation in the local currency caused the pressure to become active again. In this environment, the bank has shown that it is aware of the risks by taking a “front-loading and powerful” step. As it will help us to be better positioned among emerging countries in global currency movements, we will monitor this effect in hot money flows and carry trade transactions in the short term.
It would be a normal result that tighter financial conditions take down some of the growth potential, in the sense that the real sector’s increasing financing costs and pulls down the loan growth a little further. Considering that the activity of the economy will increase with the normalization provided by Covid-19 vaccines with the opening effect, the establishment of a “bitter pill” in the sense of “fighting inflation” is in question. After taking office in November, with additional monetary tightening and Orthodoxy, Mr. Ağbal continues this prioritization. Two sentences in the policy statement of the Central Bank have an important place in terms of ensuring this determination and credibility:
· Taking into account the upside risks on inflation expectations, pricing behavior and the medium-term inflation outlook associated with these developments, the MPC decided to make a strong additional front-loaded monetary tightening.
· Considering the target for the end of 2021, the tight monetary policy stance will be maintained decisively.
Considering that inflation will go up from the current 15.6% February level in the first half of the year, it can be evaluated positively that the policy rate provides sufficient protection area in the sense that the Central Bank will not stay behind the curve. Within the framework of the Central Bank’s guidance to ensure 5% inflation before 2023, we expect the monetary policy to remain tight enough even if inflation decreases. In this context, we anticipate that the CBRT will remain on hold until the end of the 3Q20 period and be cautious about loosening when it comes to cutting interest rates.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.