Eklem yüzeyini örterek kayganlık sağlayan eklem kıkırdakları, yük dağılımında ve hareket sırasında oluşan şok kuvvetlerin emiliminde büyük rol oynuyor. Ancak uzayan yaşam süresi ve artan obezite oranı nedeniyle, kıkırdak hastalıklarının sıklığı ise yıllar içinde giderek artıyor.

Eklem kıkırdaklarının hasarlandığında kendini yenileme kapasitesinin sınırlı olduğuna dikkat çeken Türkiye İş Bankası grup şirketleri arasında yer alan Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır İçerenköy Hastanesi ve Bayındır Levent Tıp Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Korcan Yüksel, eklem kıkırdak hastalıkları ve tedavisi hakkında açıklamalarda bulundu.

Eklem yüzeylerini örterek kayganlık sağlayan ayrıca eklem yük dağılımında ve eklemde hareket sırasında oluşan şok kuvvetlerinin emiliminde elastik yapısı sebebiyle rol oynayan kıkırdak dokusunun vücudumuzda oldukça önemli işlevleri bulunuyor.

Eklemlerin tüm yüzeylerini örten, kan damarı içermeyen ve eklem sıvısından beslenen bağ dokusu olan kıkırdaklar, kan damarı içermediği için hasarlandığında kendini yenileme kapasitesi ise oldukça sınırlı. Kıkırdak dokusu kıkırdak hücreleri, kolajen, su ve proteoglikan olarak adlandırılan (hyalüronik asit, glukozamin) bileşenlerden oluşuyor.

KIKIRDAK HASTALIKLARININ SIKLIĞI ARTIYOR

Kıkırdak hastalıklarının görülme sıklığının yıllar içinde arttığını söyleyen Uzm. Dr. Korcan Yüksel, uzayan yaşam süresi ve artan obezite oranlarının bu artışın sebepleri arasında olduğunu söyleyerek sözlerine şu şekilde devam etti: “Eklem çevresinde kas güçsüzlüğüne sebep olan fiziksel aktivite eksikliği, ekleme binen yükü artırarak kıkırdak hastalıklarına davetiye çıkartıyor. Diğer sık görülen sebepler arasında mesleki zorlanmalar, spor yaralanmaları, genetik yatkınlık, romatolojik hastalıklar, eklemdeki bağ ve menisküs yaralanmaları sayılabilir.”

EKLEMDEKİ AĞRIYA DİKKAT

Eklemdeki ağrı, kıkırdak hastalıklarında en sık görülen şikayetler arasında yer alıyor. Kıkırdak bozukluğu arttıkça eklemlerde hareket kısıtlığı oluşuyor ve tedavi edilmezse eklemlerde deformitelere sebep olabiliyor. Bazı hastalarda kıkırdak bozukluklarında eklemde şişlik gibi reaksiyonel belirtilerin de gelişebileceğini belirten Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Korcan Yüksel, “Hastalık eklemde yaygınlaştıkça krepitasyon olarak adlandırdığımız eklemden hareket sırasında ses gelmesi gibi şikayetler de eklenebiliyor” dedi.

TANIDA ALTIN STANDART MRI

Ultrasonun eklem kıkırdak hastalıklarında yerinin sınırlı ve yetersiz olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Korcan Yüksel, “Eklem kıkırdak bozukluklarında en sık kullandığımız tanı yöntemleri düz grafiler ve MRI’dır.  Özellikle MRI eklem kıkırdak bozukluğuna eşlik edebilen bağ ve menisküs gibi yaralanmaları da gösterdiği için tanıda altın standarttır” dedi.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ

Hastalığın tedavisi hasta kilolu ise mutlaka kilo kontrolü ile başlamalı. Kilo kaybı birçok hastada şikayetlerin azalmasına ve hastalığın ilerleme hızının yavaşlamasına sebep oluyor.

Ağrı kesiciler hastalığı tedavi etmese de erken hastalıkta ya da cerrahi olamayacak durumda olan hastalarda şikayetlerin azaltılmasında kullanılabilir. Yeterli bilimsel kanıt olmasa da ağız yoluyla alınan glukozamin ve kolajen haplarının ülkemizde ve yurtdışında yaygın olarak kullanıldığından bahseden Uzm. Dr. Korcan Yüksel, açıklamalarına şöyle devam etti: “Steroid, hyalüronik asit, PRP, kolajen gibi eklem içi enjeksiyonlar hastanın şikayetlerini geçici süreyle azaltmak için kullanılıyor. Kıkırdak hasarının sınırlı alanda olduğu genç erişkinlerde artroskopik müdahaleler ve mezenkimal kök hücre uygulamaları yüz güldüren sonuçları veriyor. Hastalığın eklemin tümünü etkilediği yaygın hali olan artroz (kireçlenme) durumlarında ise eklem protezleri hastanın şikayetlerini geçirerek yaşam kalitesini artırıyor.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın