Çin’e yatırım yapmayı planlayan Türk şirketlerine iş modelleri ve hangi alanlarda avantaj sahibi olabileceklerine yönelik bir yol haritası sunan Platin Dergisi Uluslararası Yatırım Hamlesi webinar serisinin ilki, ‘Yeni İpek Yolu’nda Türkiye ve Asya’ başlığıyla gerçekleştirildi. 

Hem Türkiye’nin yatırımcı dostu iş ortamı hem de Asya pazarındaki yeni fırsatlar hakkında katılımcıları bilgilendirmeyi amaçlayan ‘Yeni İpek Yolu’nda Türkiye ve Asya’ webinarına; T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı  Burak Dağlıoğlu, DEİK- Türkiye Asya Pasifik İş Konseyleri   Koordinatör  Başkanı Murat Kolbaşı, Piri Reis Üniversitesi  Ekonomi ve Finans Bölümü Öğretim Üyesi Erhan Aslanoğlu ve European Mentoring and Coaching Council (EMCC) Dünya Başkanı Rıza Kadılar konuşmacı olarak katıldı. Türkiye ve Çin arasındaki dış ticaret ve uluslararası yatırım ilişkilerini geleceğe taşıyabilmenin yollarının konuşulduğu webinara ilgi büyüktü.

T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu: “Çokuluslu şirketlerin Türkiye’yi üretim, ihracat, lojistik ve yönetim merkezi olarak seçtikleri görülüyor. Çin özelinde baktığımızda Türkiye’de bin 100’ün üzerinde Çinli sermaye şirketinin faaliyet gösterdiğini biliyoruz. Çinden ülkemize gelen yatırım projelerinin toplam değeri ise 2.5 milyar dolar.”

Webinarın açılış konuşmasını gerçekleştiren T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, uluslararası doğrudan yatırımlar perspektifinden Türkiye ve Asya konusuna değinerek şunları söyledi: “Kurulduğumuz günden bu yana ülkemize yeni yatırımcılar kazandırırken; mevcut uluslararası şirketlerin  yatırımlarının artırılması adına tüm enerjimizle çalışıyoruz. Ofisimiz, Asya coğrafyasına ayrı bir önem veriyor. Ülkemize 2003-2010 yılları arasında Asya’dan gelen uluslarararası doğrudan yatırımların, tüm yatırımlar içindeki payı   yüzde 12 iken, son 10 yılda bu oran yaklaşık 2 katına çıkarak  yüzde 25’e ulaştı. Türkiye’ye Asya’dan gelen yatırımların ülkelere göre dağılımına baktığımızda Azerbaycan, Japonya, Çin, Güney Kore, Malezya, Hong Kong, Avustralya, Singapur ve Tayvan gibi ülkeleri görmekteyiz. Çin, Japonya, Güney Kore ve Singapur’da ofislerimiz  bulunuyor. Asya ülkelerinde yerelleşen tanıtım çalışmaları ve stratejileri uyguluyoruz. Geçtiğimiz yıl itibariyle Dış İşleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu tarafından duyurulan Yeniden Asya politikası ile  Asya’nın Türk dış politikasındaki önemini ve devlet gündemindeki varlığını vurgulamış olduk.  Türkiye, bölge ile olan ilişkilerini çok boyutlu olarak daha da geliştirmeyi hedefliyor. Yeniden Asya politikasının arkasındaki ana fikir ise Türkiye’nin stratejik konumu ile doğu-batı arasında etkin bir rol oynamasını sağlamak… Dünya ekonomisi çok zor bir dönemden geçiyor. Virüs salgını da süreci daha da zorlu bir hale getirdi. 2008’deki küresel finans krizi ile  2020’de yaşadığımız salgın döneminin arasında Türkiye ve Çin’in tarihi İpek Yolu’nun yeniden canlandırılmasını öngören bir girişimi oldu. Aralık 2020’de Türkiye’den giden ilk ihracat treni, 12 günde Çin’e ulaştı. Çin ile toplam ticaret hacmimiz yaklaşık 26 milyar dolar. İthalat ve ihracat oralarında maalesef ciddi bir orantısızlık bulunuyor. Beklentimiz; ihracat treni ile yeni bir boyuta taşınan bu yolculuğun, iki ülke arasındaki ticareti daha dengeli bir noktaya getirmesi… Çinli şirketlerin Türkiye’de daha fazla yatırım yaparak bu orantısızlığa olumlu katkı sağlamasını bekliyoruz. Ülkemizin stratejik konumu ile Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya’daki pazarlara kolay verimli bir erişim imkanı sağlaması, Asyalı yatırımcılar tarafından takdir ediliyor. Çokuluslu şirketlerin Türkiye’yi üretim ihracat lojistik ve yönetim merkezi olarak seçtikleri görülüyor. Çin özelinde baktığımızda Türkiye’de bin 100’ün üzerinde Çinli sermaye şirketinin faaliyet gösterdiğini biliyoruz. Çinden ülkemize gelen yatırım projelerinin toplam değeri ise 2.5 milyar dolar.”

Piri Reis Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölümü Öğretim Üyesi Erhan Aslanoğlu: “Çinli işletmeler hem Türkiye’nin Ar-Ge yapısına hem iş gücüne hem de beşeri sermayesine güveniyor. Bu da çok önemli bir bakış açısı… Avantajların yanı sıra risklere de dikkat etmek gerekiyor. Pandemi sonrasında birçok ülke yeni tedarik merkezleri oluşturma noktasında pay almaya çalışacak. Bu noktada Türkiye’nin ölçeğini artırması ve daha çok yatırım çekmesi gerekiyor. Bunu da ortak girişimlerle gerçekleştirebiliriz.”

Piri Reis Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölümü Öğretim Üyesi Erhan Aslanoğlu, Türkiye’deki yatırım ortamını şöyle değerlendirdi: “Covid-19 öncesinde de çok güllük gülistanlık bir dünya yoktu. Küresel borçlar ve iklimle ilgili sıkıntılar artmaya başladı. Ticaret savaşı olabildiğince hızlı bir şekilde ilerliyordu. Gelir dağılımında da ciddi bozulmalar vardı.  Covid-19 sonrasında ise yeni merkezler öne çıkmaya başladı. Türkiye, coğrafi konum itibariyle son derece avantajlı. İpek Yolu projesi ile Türkiye’nin üretim ve lojistik merkezi olma konusunda sahip olduğu avantajlar öne çıkmaya başladı. Çinli işletmeler hem Türkiye’nin Ar-Ge yapısına hem iş gücüne hem de beşeri sermayesine güveniyor. Bu da çok önemli bir bakış açısı… Avantajların yanı sıra risklere de dikkat etmek gerekiyor. Pandemi sonrasında birçok ülke yeni tedarik merkezleri oluşturma noktasında pay almaya çalışacak. Türkiye’nin ölçeğini artırması ve daha çok yatırım çekmesi gerekiyor. Bunu da ortak girişimlerle gerçekleştirebiliriz.”

DEİK Türkiye-Asya Pasifik İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Murat Kolbaşı: “Çin, son dönemde marka alımı yapıyor. Markalaşarak katma değerli ürünlerle dünya pazarına girmek istiyor.  Made in China 25 kapsamında 10 sektör belirlendi. Çin; marka, patent ve teknoloji ile ön planda olmayı hedefliyor.”

DEİK Türkiye-Asya Pasifik İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Murat Kolbaşı, Çin’de yatırım yapmak isteyen yatırımcılara önemli ipuçları sundu: “Çin, 5 yıllık kalkınma planları kapsamında Çini doğudan batıya 3’e bölerek önce en doğuyu kalkındırıyor. Sonra orta kısmı sonra da batıyı… Bu adımları atarak önemli bir noktaya geldiler. 2021’de 14’ncü 5 yıllık kalkınma planına start verildi. Çin, son dönemde marka alımı yapıyor. Markalaşarak katma değerli ürünlerle dünya pazarına girmek istiyor.   Made in China 25 kapsamında 10 sektör belirlendi. Çin; marka, patent ve teknoloji ile ön planda olmayı hedefliyor. 2019’da Çin, patent konusunda ABD’yi geçti. Asya’nın genel olarak çok kuvvetli bir ekonomiye döneceğini düşünüyorum. Türk firmalarımızın Asya Pasifik geneline   odaklanmalarını  tavsiye ediyorum.  Burada çok daha fazla fırsat var. Malezya, Güney Kore ve Singapur olmak üzere üç ülkede serbest ticaret anlaşmamız bulunuyor. Asya’nın iş yapış şekli kısmen bize benzese de ülkelere göre farklılıklar gösterebiliyor.”

European Mentoring and Coaching Council (EMCC) Dünya Başkanı Rıza Kadılar: “Çin’de içeriden kaleyi nasıl ele geçiririz ona bakmamız gerekiyor. Çin teknolojide liderliğe oturmuş durumda ve lider hublardan biri… Doğru zamanda, doğru fırsatlar öne çıkacak. Bu noktada yatırımcılarımızın sabırlı olmaları gerekiyor.”

European Mentoring and Coaching Council (EMCC) Dünya Başkanı Rıza Kadılar ise şu ifadeleri kullandı: “Çin’i anlamak gibi şeyler konuştuğumuzda hata yapıyoruz. Çin ve Çin’in temsil ettiği bütün Asya kültürleri çok zengin kültürler… Bir ülkeyi tek olarak görmeyelim. Asya’da çok ciddi bir entegrasyon var.  Dünyanın en çok gelişen ticaret bloğu Asya… İçeriden kaleyi nasıl ele geçiririz ona bakmamız gerekiyor. E ticaret çok büyük bir avantaj. Bu konuda çok yol katedildi. Çin, teknolojide liderliğe oturmuş durumda ve lider hublardan biri…

Çin ile olan iş birliğinde teknolojiye de vakıf olmak gerekiyor. Çin; dünya finans piyasalarına entegre olmuş durumda. Doğru zamanda, doğru fırsatlar öne çıkacak. Bu noktada yatırımcılarımızın da sabırlı olmaları gerekiyor.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın