YÜKSEK ESG NOTU İLE ING’DEN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKTE BÜYÜK BAŞARI
ING Grubu, kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s (S&P) tarafından global ölçekte yapılan ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim) değerlendirmesinde notlandırılan ilk banka oldu. 83 puan alan ING, S&P’den en yüksek ESG değerlendirme skoruna sahip kurumlar arasında yer aldı ve toplumun daha sürdürülebilir, düşük karbonlu ekonomiye geçişinde etki yaratma kapasitesiyle bu alandaki en güçlü kuruluşlardan biri olduğunu teyit etti. ING Türkiye Kurumsal Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Ayşegül Akay, sürdürülebilir bir dünya hedefinde bankacılık sektörünün dönüştürücü gücüne inandıklarını ve bu kapsamda çalışmalarına devam ettiklerini aktardı.
Dünyanın lider finansal hizmet kuruluşları arasında yer alan ve 40’tan fazla ülkede 56 bin çalışanıyla hizmet veren ING Grubu, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin ESG alanında değerlendirerek notlandırdığı ilk banka oldu. ING’nin çevresel, sosyal ve yönetişim uygulamaları, S&P tarafından “güçlü” olarak derecelendirildi. 100 üzerinden 83 puan alan ING, toplumun daha sürdürülebilir ve düşük karbonlu bir ekonomiye geçişinde etki yaratma gücüyle bu alanda S&P’den en yüksek not alan şirketler arasında yer aldı.
S&P’nin ESG derecelendirmesi, şirketlerin ESG risklerine ve fırsatlarına yönelik uzun vadeli bir görüş sunuyor. Yatırımcılar tarafından da yakından takip edilen bu değerlendirme, aynı zamanda ING’nin şeffaflık taahhüdünü de destekliyor.
ING’nin Terra Yaklaşımı çevre alanında önemli bir güç
ING’nin sürdürülebilir ve sorumlu bankacılık temelleri üzerine inşa edilen iş modeli, ekonomik, çevresel ve toplumsal sürdürülebilirliğe öncelik veriyor. ING tarafından benimsenen sürdürülebilirlik odaklı, duyarlı ve yenilikçi kültür ise değişen dünyaya uyum sağlamaya ve yeni uygulamalar geliştirmeye olanak tanıyor. Bu bağlamda, ING Grubu’nun kredi portföyünü Paris İklim Anlaşması hedefleriyle uyumlu hale getirmek için geliştirdiği “Terra Yaklaşımı” öne çıkıyor. Bu yaklaşım ile öncelikli sektörlerin iklime uyum yolunda bir yol haritası çıkarılarak iklim karnesi oluşturuluyor. Bu çerçevede ING, proje finansmanında sosyal sorumluluk ve çevre risklerini gözeterek, ilgili prensipler paralelinde hareket ediyor. S&P’nin ESG raporunda Terra Yaklaşımı çevre alanında önemli bir güç olarak kabul ediliyor.
Raporda ayrıca ING’nin değer zinciri boyunca sosyal riskleri ve fırsatları etkili bir şekilde yönettiği belirtiliyor ve BM İş Hayatı ve İnsan Hakları Rehber İlkeleri’ne yönelik uygulamalar vurgulanıyor.
Ayşegül Akay: Sürdürülebilir bir dünya hedefinde bankacılık sektörünün dönüştürücü gücüne inanıyoruz
ING Türkiye, ING Grubu politikalarına paralel faaliyet göstererek, proje finansmanında sosyal sorumluluk ve çevre risklerini gözetiyor ve ING Grubu’nun 2003 yılından bu yana gönüllü olarak kabul ettiği, çevre ve sosyal sorumluluk standartları esas alınarak hazırlanan Ekvator Prensipleri’ne uygun hareket ediyor.
ING Türkiye Kurumsal Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Ayşegül Akay, “ING olarak sürdürülebilir bir dünya hedefinde bankacılık sektörünün dönüştürücü gücüne inanıyoruz. Ana hedefi sağlıklı bir dünyada müreffeh insanların yaşaması olarak görüyor, çalışmalarımızı Finansal Sağlık ve İklim olmak üzere iki temel başlıkta sürdürüyoruz. ING Türkiye olarak biz de ING Grubu’nun yaklaşımı çerçevesinde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Türkiye’de BM Sorumlu Bankacılık İlkeleri’nin uygulanmasını taahhüt eden 7 bankadan biriyiz. Aynı zamanda finans sektöründeki mevcut uygulamaları daha ileri bir noktaya taşımak ve tüm aktörleri sürdürülebilir bir gelecek için harekete geçirmek amacıyla Global Compact Türkiye “Sürdürülebilir Finansman Bildirgesi”ne imza atan 8 banka arasında yer alıyoruz.” dedi.
Global sürdürülebilirlik yaklaşımı çerçevesinde Türkiye’deki ayak izlerini ve kaydedilen gelişimi düzenli olarak raporladıklarını belirten Akay ”Sürdürülebilir bir çevre için yatırımlar gerçekleştiriyor, enerjimizin yüzde 85’ini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlıyoruz. Ayrıca ısı ve enerji tasarrufuna yönelik çalışmalar yapıyoruz. Kahramanmaraş Operasyon ve Çağrı Merkezi’nin çatısında 2 bin metrekarelik alanda kurulan güneş enerjisi santrali ile burada kullanılan elektriğin %30’unu güneşten üretmeyi hedefliyoruz. Sürdürülebilirliği tüm iş yapış biçimimize yön veren bir anlayış olarak görüyor, sürdürülebilir bir dünya için çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.