Türkiye’nin çok köklü bir enflasyonla mücadele deneyimi bulunduğunu hatırlatan Prof. Dr. Emre Alkin, Merkez Bankası’nın açıkladığı yüzde 5 hedefinin tutması için 60 yıldır yapılan hataların tekrarlanmaması gerektiğini söyledi. Alkin, sadece faiz silahıyla hedefe ulaşılamayacağını da vurguladı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ocak 2021 döneminde tüketici fiyatlarının yüzde 1.68 arttığını, yıllık enflasyon oranının ise yüzde 14.97 olduğunu açıkladı. Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Alkin, konuya ilişkin açıklamasında Türkiye’nin uzun bir geçmişe dayanan, köklü bir enflasyonla mücadele deneyimi bulunduğunu hatırlatarak mücadelenin hakkıyla devam ettirilmediğini söyledi.
Sadece faiz silahını kullanmak sakıncalı
“Genelde İki tür enflasyon var. Bunlar talep enflasyonu ve maliyet enflasyonudur” diyen Emre Alkin
“Türkiye’de talep enflasyonu olduğunu gösterecek bir durum yok. Açıklanan üretici ve tüketici enflasyonu verileri de bu gerçeği ortaya koyuyor. Hal böyleyken enflasyonla mücadelede sadece faiz silahını kullanarak yola devam etmek bence fevkalade sakıncalı. Çünkü rakamlara baktığımız zaman son derece ciddi bir gıda enflasyonu gözüküyor” ifadelerini kullandı.
Benzincide yakıt-market harcamaları eşitlendi
Kredi kartı harcamalarının önemli bir kısmının market alışverişlerinde yoğunlaştığını anlatan Prof. Dr. Emre Alkin şunları söyledi:
“Tek bir örnekle bu çarpıcı durumu anlatayım. Akaryakıt sektörü temsilcileri, akaryakıt ve market cirolarının birbirine eşitlendiğini söylüyorlar. Geçen yıldan bu yana 24 saat açık kalan akaryakıt istasyonlarındaki marketlerden de fiyatları gayet rahat takip edebilmek mümkün. Özetle Türk halkının 100 TL’lik kredi kartı harcamasının 30 lirasından fazlasını gıda, yiyecek ve market alışverişine ödediği şartlarda buradaki yangını söndürmeden tek haneli enflasyona ulaşmamız mümkün olmayacak.”
Markete telefon açmakla enflasyon düşmez
“Tek haneli enflasyon hedefine ulaşabilmek için bir önceki ekonomi yönetiminin hatalarını tekrarlamayalım” diyen Emre Alkin şöyle devam etti:
“Yani marketlere telefon açıp, patatesi soğanı biberi maliyetinden düşük fiyatla sattırmak için baskı uygulamayalım. Başta da söyledim, Türkiye’de çok ciddi bir maliyet enflasyonu var. Salgın süresince gelirleri düşen, hatta işinden olanların henüz bir talep enflasyonu yaratacak durumları yok. Dolayısıyla MB Başkanı Naci Ağbal’ın bahsettiği yüzde 5’lik enflasyon hedefinin tutturulabilmesi için son 60 yıldır yaptığımız hataları tekrar etmememiz gerekiyor.”
Enflasyon verisi gerçeği yansıtmalı ki…
Prof. Dr. Emre Alkin, devletin görevinin mal ve hizmet üretenin maliyetini düşürmek ve makul fiyattan vatandaşa mal ve hizmet sunulmasını sağlamak olduğunu vurguladı. Devletin ancak bu görevini yaptıktan sonra makul olmayan fiyat hareketleri konusunda yaptırımlar getirebileceğini anlatan Alkin “Bunun için yeterli kanun ve denetim mekanizmaları var, yenilerini icat etmeye gerek yok. Ancak enflasyon rakamları gerçeği yansıtmalı ki, devlet otoritesini kullanıp bozuk taraflara müdahale edebilsin” diye konuştu.
Piyasa mantığı dışı tedbir olmaz
Enflasyonla mücadele konusunun bir önceki dönemden farklı olarak ele alınmaya başlandığını anlatan Prof. Dr. Emre Alkin, “Bugüne kadar sürekli olarak meseleyi görmezlikten gelen bir anlayış vardı. Sayın Cumhurbaşkanı’nın söylemlerinden anlıyoruz ki mesele ciddi olarak ele alınmaya başlanmış. Bir yandan bunun sevindirici olduğunu düşünürken alınacak tedbirlerin piyasa mantığı dışında olmaması gerektiğini de söylemem lazım” ifadelerini kullandı.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.