TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Türkiye Yuvarlak Masası Başkanı Serkan Sevim’in konferansın açılışında konuştu.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski’nin konuşmasından satır başları.
>> Bu çağın dinamiklerinin bir gerekliliği olarak toplumsal ve ekonomik tüm süreçlerde bir dijital dönüşüm yolculuğu içindeyiz. Bu nedenle, çalışmalarımızda, insanımızın ve ekonominin aktörlerinin bu dönüşüme ne kadar hazır olduğu, nasıl daha güçlü adımlar atabileceğimiz konularına özellikle odaklanıyoruz. Bu sürecin başarısı için; yetkin insana, sağlıklı işleyen altyapıya, stratejik yatırımlara, etkili iş birliklerine, yüksek Ar-Ge ve inovasyon kapasitesine ve sürdürülebilir bir teknoloji ekosistemine olan ihtiyacı ısrarla vurguluyoruz.
Tüm paydaşların sinerji içinde hareket etmesinin kritik önemde olduğuna inanıyoruz. Ülkemizin rekabet gücünü ve yarattığımız katma değeri artırma hedefiyle yürüttüğümüz çalışmalarımızda, paydaşlarımızla yakın diyalog içinde hareket ediyoruz. Kamu kurum ve kuruluşlarımızla temaslarımızdan, benzer önceliklere ve vizyona sahip olduğumuzu görmek bizi cesaretlendiriyor.
>> Covid 19 salgını ekonomik ve toplumsal olarak ciddi yaralar açtı, maalesef bir süre daha olumsuz etkileri devam edecek. Bu zorlu dönem tüm ekonomilerde olduğu gibi ülkemizde de önemli dönüşüm gerekliliklerini ortaya çıkardı. Gerek salgın sürecinde dayanıklılığın gerek toparlanma sürecine hızla geçişin unsurlarına baktığımızda, bu süreçlerin bel kemiğini dijitalleşmenin oluşturduğunu görüyoruz. Artık oyunun kuralları değil, oyunun kendisi değişiyor.
Covid-19 salgını zaten içinden geçtiğimiz dijital dönüşüm sürecini daha da hızlandırdı. Bu yolculuğa başlamış ekonomiler ve şirketler daha hızlı uyum sağladı; ve giderek yatırımlarını bu alana yoğunlaştırdı. Henüz başlamamış olanlar ise ciddi adımlar atıyor. En geleneksel sektörler bile dijitalleşmeye karşı duvarlarını kaldırıyor. İş dünyası olarak bu süreçte yeni iş modellerini; tüketici ve çalışan açısından ise yeni tercihleri tecrübe ediyoruz.
>> Dijitalleşmenin, iş yapış yöntemleri, çalışma hayatı, tedarik zincirleri gibi birçok alanda daha fazla yer alması bu süreçte yeni teknolojilere yatırımı ve talebi de artırdı. Dijital dönüşümün itici güçlerinden olan yazılım sektörünün ve etkileşim içinde olduğu dijital sektörlerin toplam büyüklüğünün önümüzdeki 5 yıl içinde yaklaşık 2 kat artarak 4 trilyon dolara çıkması bekleniyor. Pandemi ile artan görüntülü görüşme ve uzaktan çalışma uygulamalarının yarattığı talebin bulut bilişim altyapı yatırımlarını %35 artırdığı görülüyor. Yapay zeka, artırılmış gerçeklik, makine öğrenimi gibi yeni nesil teknolojilerin üretilmesi ve kullanılması; sektör ve ölçek fark etmeksizin verimlilik ve katma değer artışında katalizör oluyor. Yükselen yeni nesil teknolojilerle ve internet erişiminin artışıyla birlikte akıllı cihazlar hayal edemeyeceğimiz miktarlarda veri üretiyor; çağın dinamiklerinin yakalanmasında “büyük veri” başat bir rol oynuyor. Sürdürülebilir teknolojilerin önem kazandığı, AR-GE yatırımlarının ivmelendiği, girişimcilik ekosisteminin baş döndürücü bir hızla büyüdüğü, iş modellerinin yeniden kurgulandığı ve siber güvenliğin yeni stratejik alan olduğu bir dünya düzenine doğru ilerliyoruz.
>> Bu ay küresel bilgi havuzuna yapılmakta olan çok kıymetli katkıları takip ediyoruz. Dünya Ekonomik Forumu’nun Davos buluşması “güveni yeniden inşa etme ve kritik tercihler yapma zamanının geldiği” vurgusuyla bu hafta sanal olarak gerçekleşiyor. Geçen hafta açıklanan Küresel Riskler Raporu çevresel ve teknolojik risklerin giderek kritik boyutlara ulaşan ağırlığına dikkat çekiyor. Bir yanda iklim değişikliği ve bundan kaynaklanan riskler; diğer yanda veri ve bilgi altyapısının güvenliği üzerindeki siber tehditler.
Jeopolitik konumun ve alışageldik rekabet kurallarının yerini uluslararası işbirliğine daha fazla devrettiği bir çağdayız. Ne kadar birbirimize bağımlı, değer zincirinin ise ne kadar hassas dengeleri olduğunu bu pandemi sürecinde çok derinden yaşıyoruz. Tedarik zincirlerindeki kopuklukların toplumsal ve ekonomik açıdan ne kadar kritik sonuçları olabileceğini artık daha iyi biliyoruz. Riskleri ve fırsatları titizlikle yoğurduğumuz bir yaklaşımla uluslararası tedarik sisteminin güçlü bir aktörü olmalıyız.
Pandemi şartları, dayanışma ve işbirliğinin kritik konularda çözümü nasıl ivmelendirdiğini de gösterdi. Ülkemizin bu yeni normalde rekabetçi bir ekonomik düzeni sağlayacağına, geleceğimizin güçlü hikayesini hep birlikte yazacağımıza gönülden inanıyoruz.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Türkiye Yuvarlak Masası Başkanı Serkan Sevim’in konuşmasından satır başları:
>> İçinde bulunduğumuz bu günlerde dijitalleşme ile dünya ekonomilerinin kökten dönüşüm sürecine tanıklık ediyoruz. Dijitalleşme aslında internetin bulunması ile başlamış bir dönüşüm. 90’ların başında internet’in dünyada ilk defa ticarette kullanılması fikriyle beraber eBay ve Amazon gibi firmaların ticaret amaçlı web siteleriyle ortaya çıkması ile gelişen bir süreç. Bugün geldiğimiz noktada dijitalleşmenin dokunduğu her sektörün inanılmaz bir dönüşüme uğradığını görüyoruz. Sanayiden tarıma, sağlıktan eğitime sektör fark etmeksizin dönüşüm büyük bir ivme kazandı.
İnternet ile yeni sektörlerin doğması, şirketlerin iş modellerinin ve üretim süreçlerinin dijitalleşmesi uzun zamandır devam ediyordu. Pandemi dönemi ile aslında hayatı çok hızlı bir şekilde ileri sardık. Bugün artık tüm dünyanın farkında olduğu gibi başka bir oyundayız. Yani oyunun kuralları değil, kendisi değişti.
>> Covid19 yaşattığı zorlukların yanı sıra bize pek çok şeyin ne kadar kolay yapılabileceğini de gösterdi. Covid öncesi dönemde de dijitali konuştuğumuz pek çok konferanslar, toplantılar yaptık. Bu toplantıları yaparken dahi çoğumuz trafikte saatler harcayarak orada fiziken bulunmamız gerektiğine kendimizi şartlamıştık. Anadolu’nun diğer şehirlerinden katılım yok denecek kadar azdı. Dijitalleşmeyi konuştuğumuz toplantılarda bile dijital teknolojilerin imkanlarından faydalanmayı pek de düşünmedik. Bu bile aslında dijitale bakışımızın noksanlığını gösteren önemli bir örnek.
Durmadan koşacak ve Dünya ile rekabet edeceksek, aramızdaki mesafeyi dijital ile kapatmak en iyi seçeneğimiz. Anadolu’da ve çeşitli ülkelerde yaşayan bilim insanlarımızı, akademisyenlerimizi, girişimcilerimizi ve çalışanlarımızı Türkiye’nin gelişim sürecine dahil etmeliyiz. Yine bu dönemde G.Kore ve Çin, teknoloji geliştirilmesinde önemli bir atılım içerisinde. Bu gelişme devam ederse, “gelişmiş ülkelerin teknolojiyi, gelişmekte olan ülkelerin de ürünleri ürettiği” uluslararası iş bölümünde köklü dönüşümler yaşanacak. Bu sebepledir ki gelişmiş ülkeler yazılım, sosyal medya ve bulut teknoloji şirketlerini global anlamda konumlamaya çalışırken; gelişmekte olan ülkeler ise girişimcilerini ve teknoloji sektörlerini geliştirip bilişim ithalatlarını sınırlamaya çalışıyor. Biz de TÜSİAD olarak artan bir vurgu ile teknolojilerin ülkemizde üretilmesinin gerek sanayimizin gelişmesi gerek ekonomimizin küresel rekabetçiliği ve gerek gençlerimizin istihdamı açısından kritik olduğunu belirtiyoruz. Gençlerimizin ve girişimcilerimizin meraklı, sorgulayan ve daha iyi eğitilmiş şekilde iş dünyasına katılmasını arzuluyoruz.
>> Dijtalleşme sadece ekonomik değil sosyal boyutuyla da önemli noktalara dokunuyor. eTicaretin yarattığı paradigma değişimi platform ekonomisi ile bireysel üreticiden KOBİ’ye ve büyük perakendecilere kadar pek çok firmaya ve girişimciye pazarlarını geliştirme imkanı sunuyor. Anadoludaki kadın girişimciler ve mikro ihracat peşinde olanlar için önemli fırsatlar sağlıyor. Önümüzdeki dönemde insanların ihtiyaçlarını uçtan uca ve en basit haliyle karşılayacak olan mobil teknolojiler, bulut altyapılar, yapay zeka çözümleri ve nesnelerin interneti yatırımları önemli hale gelecek. Yazılım sektöründeki şirketlerimizin ihracat odaklı olarak yerli ve global vizyonu ile çalışmasını ve bu vizyonu gençlerimize kazandırmayı çok önemli görüyoruz. Global vizyonu olan, iyi ingilizce konuşan ve çevik yöntemler ile çalışan daha çok girişimciye, yazılımcıya, veri bilimciye, sistemciye ve ürün yöneticisine ihtiyacımız var.
Konferansımızı kurgularken, dijitalleşme konusunda imkanlarımızı görelim, geleceği hayal edelim ve Türkiye’nin dijitalleşmesi yolunda adımları hep beraber konuşalım istedik. Bu sene TÜSİAD olarak ilkini gerçekleştirdiğimiz Dijital Türkiye Konferansı’nın uzun yıllar devam edeceğini hayal ediyoruz. Genç girişimcilerden uluslararası firmalara kadar geniş yelpazeden konuşmacılarımız ile dijitalleşmeyi her perspektiften ele almayı hedefledik. Önümüzdeki 10 sene içinde Türkiye ve bölgemiz için çok önemli fırsatlar var. Avrupa bu dönemde iki ana konu olarak yeşil mutabakat ve dijital konusuna yatırım yapacak. Biz de birlik içinde bölgesel bir ekosistem olarak hep beraber fayda üretmek zorundayız. Umut ediyoruz ki bugün konuşacaklarımız yol haritamıza katkı sağlayacak.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.