Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nu güncelleyen IMF, küresel ekonominin bu yıl yüzde 5,5 ve 2022’de yüzde 4,2 büyüyeceği öngörüsünde bulundu.

Uluslararası Para Fonu (IMF), 2021 yılına ilişkin küresel ekonomik büyüme tahminini yüzde 5,2’den yüzde 5,5’e çıkardı.

IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nu güncelledi. Raporda, COVID-19 aşısına ilişkin gelişmelerin umutları artırmasına karşın salgında yeni dalgaların ve virüsün yeni türünün ekonomik görünüm için endişe oluşturduğu belirtildi.

Bu yılın ilerleyen dönemlerinde faaliyetin aşıyla güçlenmesi ve birkaç büyük ekonomide ilave politika desteği beklentisinin olduğuna işaret edilen raporda, küresel ekonominin 2021’de yüzde 5,5 ve 2022’de yüzde 4,2 büyümesinin tahmin edildiği kaydedildi. IMF, son olarak Ekim 2020’de, küresel ekonominin bu yıl yüzde 5,2 büyüyeceğini öngörmüştü.

Raporda, 2020’de ise daha önce yüzde 4,4 küçüleceği öngörülen küresel ekonominin, yılın ikinci yarısında beklenenden daha güçlü bir ivme göstermesinin etkisiyle 2020’de yüzde 3,5 daraldığı tahmin edildi.

Toparlanma gücü ülkeler arasında değişecek

Toparlanmanın gücünün ülkeler arasında önemli ölçüde değişim göstereceğine işaret edilen raporda, bunun tıbbi müdahalelere erişim, politika desteğinin etkinliği, ülkeler arası yayılmalara maruz kalma ve yapısal özellikler gibi etmenlere bağlı olacağı aktarıldı.

Raporda, politika müdahalelerinin toparlanma sağlam bir şekilde gerçekleşene kadar destek sağlamaya devam etmesi gerektiği vurgulandı.

Salgının her yerde kontrol altına alınması için çok taraflı güçlü bir iş birliğine ihtiyaç olduğuna işaret edilen raporda, özellikle düşük gelirli gelişmekte olan ekonomiler olmak üzere pek çok ülkenin krize yüksek borçluluk oranıyla girdiği, küresel toplumun bu ülkeler için uluslararası likiditeye yeterli erişimi sağlamak adına yakın bir şekilde çalışmaya devam etmesi gerekeceği kaydedildi.

Euro Bölgesi’nin büyüme tahmini düşürüldü

IMF raporunda, bazı ülkelere yönelik yeni büyüme tahminleri de paylaşıldı. Buna göre, ABD ekonomisinin 2021 yılına ilişkin büyüme beklentisi yüzde 3,1’den yüzde 5,1’e yükseltildi. Ülke ekonomisinin 2022’de ise yüzde 2,5 büyüyeceği öngörüldü. Daha önce 2020’de yüzde 4,3 küçülmesi beklenen ABD ekonomisinin, geçen yıl yüzde 3,4 daraldığı tahmin edildi.

Euro Bölgesi ekonomisinin ise bu yıla ilişkin büyüme tahmini yüzde 5,2’den yüzde 4,2’ye düşürüldü. Euro Bölgesi ekonomisinin 2022’de yüzde 3,6 büyüyeceği tahmin edildi. Daha önce geçen yıl yüzde 8,3 küçüleceği öngörülen bölge ekonomisinin, 2020’de yüzde 7,2 daraldığı tahminine yer verildi.

Avrupa’nın önde gelen ekonomilerinden Almanya’nın 2021 yılına ilişkin büyüme tahmini yüzde 4,2’den yüzde 3,5’e, Fransa’nın yüzde 6’dan yüzde 5,5’e, İtalya’nın yüzde 5,2’den yüzde 3’e ve İspanya’nın yüzde 7,2’den yüzde 5,9’a çekildi. Almanya ekonomisinin 2022’de yüzde 3,1, Fransa’nın yüzde 4,1, İtalya’nın yüzde 3,6 ve İspanya’nın yüzde 4,7 büyüyeceği öngörüldü.

İngiltere için 2021 yılı büyüme tahmini yüzde 5,9’dan yüzde 4,5’e düşürülürken, 2022’de ülkenin yüzde 5 büyüyeceği tahmin edildi.

Japonya ekonomisinin bu yıla ait büyüme tahmini yüzde 2,3’ten yüzde 3,1’e yükseltilirken, Kanada ekonomisinin yüzde 5,2’den yüzde 3,6’ya indirildi. Japonya ve Kanada ekonomilerinin 2022’de ise sırasıyla yüzde 2,4 ve yüzde 4,1 büyüyeceği öngörüldü.

Söz konusu revizyonlarla gelişmiş ülkeler grubuna yönelik büyüme beklentisi 2021 için yüzde 3,9’dan yüzde 4,3’e çıkarılırken, 2022 için yüzde 3,1 olarak belirlendi.

Gelişmekte olan ekonomiler için yüzde 6,3’lük büyüme beklentisi

Yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinin büyüme tahminlerine de yer verilen rapora göre, Kovid-19 salgınının ortaya çıktığı Çin’de bu yıla ilişkin ekonomik büyüme beklentisi yüzde 8,2’den yüzde 8,1’e çekildi. Çin ekonomisinin 2022’de ise yüzde 5,6 büyüyeceği öngörüldü. Daha önce 2020’de yüzde 1,9 büyümesi beklenen Çin ekonomisinin, geçen yıl yüzde 2,3 büyüdüğü tahmin edildi.

Hindistan ekonomisinin bu yıla dair büyüme beklentisi yüzde 8,8’den yüzde 11,5’e yükseltilirken, gelecek yıla ilişkin büyüme tahmini yüzde 6,8 olarak belirlendi.

Rusya ekonomisine yönelik büyüme tahmini de bu yıl için yüzde 2,8’den 3’e çıkarıldı ve 2022 yılı büyüme beklentisi yüzde 3,9 oldu.

Bu revizyonlarla yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ülke ekonomilerine yönelik büyüme beklentisi, 2021 için yüzde 6’dan yüzde 6,3’e çıkarılırken, 2022 için yüzde 5 olarak belirlendi.

Türkiye ekonomisi için 2021 büyüme beklentisi yüzde 6

Uluslararası Para Fonundan (IMF) yapılan açıklamada, Türkiye ekonomisine ilişkin 4. Madde konsültasyonu kapsamındaki denetimin öncü bulguları paylaşıldı.

Açıklamada, Kovid-19 salgınının diğer tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de sağlık ve ekonomiyi etkilediği aktarıldı.

Parasal ve kredi genişlemesine odaklanan politika müdahalesinin ekonomik büyümeye güçlü bir ivme kattığına işaret edilen açıklamada, ancak aynı zamanda önceden var olan kırılganlıkları artırarak ekonomiyi iç ve dış risklere karşı daha duyarlı hale getirdiği ifade edildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Hızlı para ve kredi büyümesinden uzaklaşan son politika dönüşü memnuniyetle karşılanıyor. Bu dönüşüm devam ederse ve geçici salgın odaklı ilave destek, orta vadeli mali konsolidasyon için güvenilir bir planın yanı sıra finans sektörü ve yapısal reformlarla birleştirilirse, tamponlar daha hızlı şekilde yeniden oluşturulabilir. Yapısal reformlar, salgının uzun vadeli olumsuz etkilerinin oluşturduğu riskleri hafifletmeye odaklanmalı ve en savunmasızları desteklemek, işgücü piyasası esnekliğini teşvik etmek ve kurumsal borçların azaltmasını kolaylaştırmak için hedeflenen önlemleri içermelidir.”

“Politika müdahalesi ekonomide keskin bir toparlanma sağladı”

Açıklamada, Türkiye’nin 2020’ye önceden var olan kırılganlıklarla girdiği anımsatılarak, salgına karşı uygulanan ilk politika müdahalesinin ülke ekonomisinde keskin bir toparlanmaya yol açtığı vurgulandı.

IMF’nın açıklamasında, 2020’nin sonlarından itibaren para politikasının sıkılaştırılmasının, geçici düzenleyici tedbirlerin gevşetilmesinin ve devlete ait banka kredilerindeki belirgin yavaşlamanın Türk lirası üzerindeki baskıyı sınırlamaya ve güveni yeniden inşa etmeye yardımcı olduğu aktarıldı.

Türkiye ekonomisine ilişkin görünümün de değerlendirildiği açıklamada, “Ekonominin 2021’de pozitif büyümeye devam etmesi bekleniyor.” ifadesi kullanıldı. Açıklamada, Türkiye ekonomisinin 2021’de yaklaşık yüzde 6 büyümesinin beklendiği kaydedildi.

Zaman içinde sürdürülen politikaların yeniden dengelenmesinin daha dayanıklı orta vadeli büyümenin temelini oluşturacağına işaret edilen açıklamada, mali yapısal reformların konsolidasyonu destekleyeceği ve mali riskleri azaltacağı ifade edildi.

Ekonomistler raporu değerlendirdi

Uluslararası Para Fonundan (IMF), yapılan açıklamada, Türkiye ekonomisine ilişkin 4. Madde konsültasyonu kapsamındaki denetimin öncü bulguları paylaşıldı.

Açıklamada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının diğer tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de sağlık ve ekonomiyi etkilediği, parasal ve kredi genişlemesine odaklanan politika müdahalesinin ekonomik büyümeye güçlü bir ivme kattığı ancak hızlı para ve kredi büyümesinden uzaklaşan son politika dönüşünün de memnuniyetle karşılandığı kaydedildi.

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefer Şener, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, uluslararası kurumlar nezdinde Türkiye’ye bakışın yeniden pozitife dönmeye başladığını ifade etti.

Rapordaki en dikkati çekici unsurlardan birinin Türkiye’nin 2020’de pozitif büyüme kaydedebilen birkaç ülkeden biri olmasının beklenmesi olduğunu aktaran Şener, “Bu başarının ana nedeni, Kovid-19 krizini hükümetin iyi yönetmesi ve erken teşviklerle zamanında müdahalelerde bulunması olarak görülmektedir.” dedi.

Şener, politika faizi indirimleri, devlet bankaları aracılığıyla ucuz ve hızlı kredi büyümesi, doğrudan mali tedbirler, istihdam desteklerinin yanı sıra vergi ve borç ertelemeleri kanalıyla salgın krizinin etkilerinin azaltıldığını söyledi.

2020 sonlarından itibaren sıkılaştırma, düzenleyici tedbirler ve normalleşme adımları ile ekonomiye güvenin yeniden tesis edilmesinin sağlandığına işaret eden Şener, şunları kaydetti:

“Kovid-19 sürecindeki başarı, Türkiye’nin GSYH’sine ilişkin IMF beklentisinin yüzde 6 artışa çekilmesini sağladı. IMF, sadece büyüme değil, istihdamda ve turizmin toparlanmasıyla birlikte cari açıkta da iyileşme beklemektedir. Yapılacak mali ve ekonomik reformlar da gelecek beklentilerini pozitife çeviren bir unsur olarak görülmüştür.”

“Küresel ekonomide belirsizlik çok fazla”

Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu da geçen yıl Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme beklentisi en olumsuz olan kurumun IMF olduğunu ve IMF’nin önemli oranda yanıldığını belirterek, “Bu yıl için ise yüzde 6 ile en güçlü büyüme tahmini yapan kurum oldu. Bu tahmin büyük oranda Kovid-19 salgınının baz etkisine dayanıyor.” dedi.

Gelecek yıllar için IMF’nin ortalama büyüme tahminini yüzde 3’lere çekmiş bulunduğunu ifade eden Aslanoğlu, küresel ekonomide belirsizliklerin çok fazla olduğuna, büyüme tahminlerine çok ihtiyatlı yaklaşmak gerektiğine dikkati çekti.

Aslanoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“IMF, genelde bütçe dengelerini çok önemser. Fakat birçok ekonomi için olduğu gibi Kovid-19 döneminde zarar gören sektörler ve iş gücüne, hedefe yönelik doğrudan güçlü destekler öneriyor. Bu süreçte bütçe açıklarındaki artışı aslında normal karşılıyor. Orta vadede ise yine bütçe dengelerini sağlayıcı politikaları ön plana çıkarıyor. IMF’nin maliye politikası yaklaşımını doğru buluyorum.”

“IMF tahmininin Türkiye’nin CDS risk primini olumlu etkilemesi bekleniyor”

Pariterium Danışmanlık Kurucusu Dr. İsmet Demirkol ise IMF’nin 2021’de Türkiye’nin yüzde 6 büyüyeceğini tahmin etmesinin her şeyden önce orta vadede Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) 300’lerin altına, 280-270’lere kadar gerilemesini mümkün kılacağını söyledi.

CDS’lerin gerilemesiyle beraber muhtemelen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) “Ortodoks” politikalara geçişi sonrasında 4,5-5 milyar doları aşan portföy girişlerinin daha da yükseleceğini aktaran Demirkol, gelecek aylarda portföy girişlerinin 10-15 milyar dolar civarına ulaşmasının beklenebileceğini kaydetti.

Demirkol, yüzde 6’lık büyüme tahmininin gerçek anlamda, sanayi, imalat ve özellikle tarıma ağırlık verilerek gerçekleşecek gibi göründüğünü ifade ederek, “Kasım verilerine göre, sanayi üretimindeki yüzde 11 artışın önümüzdeki süreçte artmaya devam etmesi ve 2021 için GSYH içindeki toplam sanayi üretim payını tarımla birlikte yüzde 35-40’lara çıkarma durumunda yüzde 6’yı daha da güçlü yakalayabiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.

Gelecek dönemde teknoloji, inovasyon, bilişim ve üretim tarafında Çin’den sonra yeni bir tedarik üretim üssü olarak Türkiye’nin de çekim merkezi olması konusunda bu tahminin büyük fayda sağlayacağını aktaran Demirkol, doğrudan yabancı yatırım girişlerinde de artışın görüleceğini kaydetti.

“IMF’nin tahminini yukarı yönlü revize etmesi pozitif”

GCM Yatırım Araştırma Müdürü Dr. Tuğberk Çitilci, IMF’nin açıklamalarında toparlanmayla birlikte majör riskler söyleminin öne çıktığını söyledi.

Ekim 2020’deki raporda, 2021’deki büyüme hedefinin yüzde 5 olarak açıklandığını hatırlatan Çitilci, “Kısa bir dönem geçmesine rağmen büyümede yüzde 5’den yüzde 6’ya yukarı yönlü revizyon yapılmasının, oldukça pozitif bir unsur olarak not edilmesi gerekmektedir.” dedi.

Çitilci, bu noktada Türkiye’nin Kovid-19 sürecinde yaratabileceği potansiyelin göze çarptığını belirterek, değerlendirmede, dış finansman ihtiyacı, düşük döviz rezervi ve döviz tevdiat hesaplarındaki yüksek miktarın ekonomiyi şoklara ve kırılganlıklara açık hale getirdiğinin de belirtildiğini kaydetti.

Değerlendirmede, TCMB’nin piyasanın öngördüğünden daha erken parasal gevşemeye gitmemesi gerektiğinin vurgulandığını belirten Çitilci, parasal sıkılaştırma adımlarının rezerv biriktirme ve Türk lirasının değerlenmesine katkı sağlayabileceğini belirtmesinin önemli bir ayrıntı olduğunu söyledi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın