İran Sağlık Bakanlığı Hava Sağlığı ve İklim Değişikliği Daire Başkanı Dr. Abbas Şahsuni, İran’da 41 bin 700’den fazla kişinin hava kirliliğine bağlı nedenlerle hayatını erken kaybettiğini açıkladı.

İran Sağlık Bakanlığı Hava Sağlığı ve İklim Değişikliği Daire Başkanı Dr. Abbas Şahsuni, hava kirliliği kaynaklı hastalıkların neden olduğu ölüm oranına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Anadolu Ajansı’nın (AA) ülkenin resmi ajansı IRNA’nın haberinden aktardığına göre, Şahsuni, “İran’da PM 2.5 mikron hava kirliliği, yılda 41 bin 700 kişinin erken ölümüne neden oluyor” dedi.

Hava kirliliğinin kalp, damar ve sinir hastalıklarını tetiklediğini dile getiren Şahsuni, ülkedeki hava kirliliği oranının küresel ortalamanın 3,8 kat üstünde olduğunu belirtti.

Şahsuni, Dünya Bankasının 2018 verilerine göre, başkent Tahran’daki partikül kirleticilerin (PM2.5) sağlık maliyetlerinin yıllık 2,6 milyar dolar olduğunu hatırlattı.

Nüfus yoğunluğu ve egzoz gazları

Hava sirkülasyonuna uygun olmayan fiziki yapısı ve nüfus yoğunluğunun yanı sıra eski araçlar ile milyonlarca motosikletin çıkardığı egzoz gazları, Tahran’da hava kirliliğini artıran etkenler arasında gösteriliyor.

Hafta sonu Tahran’da hava kirliliği 158 mikrogram/metreküp olarak ölçülmüş, ilk ve orta dereceli okullar ile üniversitelerde eğitime ara verilmişti.

Dünyada hava kirliliği

Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) göre, metreküp başına 25 mikrogram partikül madde, hava kirliliğinde en üst sınır kabul edilirken, buna PM2.5 sınırı deniyor. 100’ün üzerinde kaydedilen oranlar sağlığa zararlı, 250’nin üzerindeki ölçümün ise alarm seviyesi olduğu belirtiliyor.

Dünya nüfusunun yüzde 91’i hava kalitesinin DSÖ’nün belirlediği sınırların üzerindeki yerlerde yaşıyor. DSÖ, her yıl dünya genelinde dış ortam hava kirliliği nedeniyle 4,2 milyon ölüm yaşandığını söylüyor. 3,8 milyon ölüm, evlerde kullanılan ve kirli yakıtlarla çalışan ocaklara maruz kalmasından kaynaklanıyor. 

Dünyadaki 15 yaşın altındaki çocukların ise yüzde 93’ü kirli hava soluyor ve hava kirliliğine sebep olan kirleticilerin, bir annenin plasentasını geçerek rahimdeki fetüslere kadar ulaşabileceğini ortaya koyan araştırmalar bulunuyor. 

Günümüzde dünya nüfusunun yarısının sağlıkla ilgili tehditleri değerlendirmek üzere gerekli olan verilere erişimi bulunmuyor. Bunun yanı sıra, hava kalitesinin yasalar uyarınca belirlenmiş seviyelerin altında tutulmasına dair mevzuata sahip ülkeler dahi sürekli olarak bu sınırları ihlal ediyor.

Türkiye

Temiz Hava Hakkı Platformu’nun “Kara Rapor 2020: Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri” çalışmasına göre, Türkiye’de hava kirliliği DSÖ kılavuz değerine indirilseydi; 2019’da tüm ölümlerin yüzde 7,9’u (31 bin 476 ölüm) ve 2018’deki tüm ölümlerin yüzde 12,13’ü (45 bin 398 ölüm) önlenebilirdi. Rapor üç yıldır Türkiye’de hava kirliliğinin trafik kazalarına kıyasla 6 kat daha fazla can aldığını ortaya koyuyor.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası‘nın açıkladığı Türkiye 2019 Hava Kirliliği Raporu ise, Türkiye’de 75 milyon kişinin kirli hava soluduğuna dikkat çekiyor.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın