Eğitim sektörünün içinde bulunduğu sorunlar bir yana, kurumların ayakta kalabilmek için verdikleri mücadeleler bazen yeterli olmuyor ve maalesef şu günlerde birçok eğitim kurumu, pandeminin de etkisiyle batıyor. Sonrasında açıkta kalan birçok sınıf öğretmeni, öğretmenlerimiz.

Kurumlar bir yandan, binbir güçlükle ayakta kalmaya çalışırken, kendi içlerinde her daim tehdit unsuru olan çok özel bir durum var ki o da “tüccar öğretmenler”

Okuduğunuzda belki inanmak istemeyeceksiniz ancak gelin görün ki durum aynen birazdan aktaracağımız gibi.

Yıllarını eğitime ve hayatlarını da geleceğimize ışık tutacak çocuklarımıza adamış saygıdeğer ve çok kıymetli öğretmenlerimizi ayrı tutarak, bazı gerçekleri de açıklamak şart.

Çalıştıkları kurumla süreli sözleşme imzalayıp göreve başlayan, 2 aylık deneme süresinde kendisini, yönetime, velilere ve öğrencilerine sevdiren, ardından iki ayın sonunda kendisini okuldan kovdurup, çalışmadan, yattığı yerden sözleşmeden doğan maaşını almak için uğraşan mı dersiniz! Yoksa “beni sigortalı göstermeyin” diyerek sigorta parasının elden ödenmesini isteyen. Sonradan da gidip Sgk’ya “sigortamı yatırmadılar” diye şikayette bulunan mı dersiniz! Hatta çalıştığı okulun veli datalarını evine götürüp, okulda çalışan diğer öğretmen arkadaşlarıyla paravan şirket kurup, online eğitimle ilgili bir oluşuma girişen, sosyal medya hesaplarından kendi cep telefonlarını vererek reklam yapan, saati 60 liradan özel ders veren ve bunu yaparken de aslında çalıştığı kurumla ‘rekabet etmeme’ sözleşmesi imzalamış öğretmen mi dersiniz!

Sözün kısası, eğitim kurumlarının başı, bu tür kötü niyetli öğretmenlerle dertte.

Özel okul kurucuları kendi aralarında birleşerek bir platform oluşturdular ve bir manifesto yayınladılar!..

Manifestonun en dikkat çeken bölümü; öğretmenlerin yaptıkları hem bu yasa dışı, hem de ahlak dışı eylemlerlerine karşılık, platformun oluşturduğu ‘SAKINCALI PERSONEL’ listesi. Bu listede bu tür yaklaşımda bulunan, kuruma ve bir anlamda geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımıza zarar veren öğretmenleri kendi ağları içinde deşifre etmek ve personel alımlarında çok daha dikkatli davranmak. Kaldı ki, iş başvurusunda bulunan bir öğretmenin özlük dosyasının, MEB’den son çalıştığı okula gelmesi bir hayli zaman alıyor. Sıkıntılı öğretmenlerin bir çoğu çalıştıkları kurumlardan genellikle “sözleşmenin tek taraflı feshedilmesi”yle ayrılıyor. Sonra da tazminat almaya bakıyorlar. Okul bu tür öğretmenlere katlanamadığı için, dönem ortası bile olsa, öğretmenle yollarını ayırıyor. Sonrasında ortada kalan bir sınıf, mutsuz aileler ve çaresiz bir eğitim kurumu.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın