Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Alkin, enflasyon ve issizlik rakamlarına güvenilmesini sağlamanın, verilerin nereden ve nasıl toplandığına dikkat etmekle mümkün hale geleceğini söyledi.
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Alkin, Türkiye’de son dönemde yoğun şekilde tartışılan resmi istatistiklerin güvenilirliği konusunu değerlendirdi. Merkez Bankası’nın Naci Ağbal’ın Başkanlık görevine gelişinden sonra söylem ve eylem uyumuyla güven sağlamaya başladığına işaret eden Alkin, enflasyon verileri üzerindeki tartışmalara son verme görevinin de Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) düştüğünü söyledi.
“Gerçek er geç ortaya çıkar”
Döneminde Türkiye’nin ünlü iktisatçıları arasında yer alan babası Prof. Dr. Erdoğan Alkin’in köklü tarihe sahip kurumların eleştirilmesini pek sevmediğini ifade eden Emre Alkin “Çünkü istatistik toplamanın o dönemin insanlarına göre her zaman bir adabı vardı. Babam Erdoğan Alkin, çok sayıda insan çalıştırılan bir kurumda ortaya çıkan rakamların ezilip büzülerek manipüle edileceğine de inanmazdı. Çünkü önünde sonunda bu kurumda çalışanların bu durumu dayanamayıp ifşa edeceklerine dair bir güveni vardı” dedi.
“Tartışılması bile tehlikeli”
Prof. Dr. Erdoğan Alkin ve yaşıtlarının “ahlak, vicdan ve rasyonelliğin egemen olduğu dönemlerde” yaşadıklarını ifade eden Emre Alkin, “Erdoğan Hoca, 2013 yılında vefat edip aramızdan ayrılana kadar kendisiyle bu konuda ciddi tartışmalarımız olduğunu hatırlıyorum. O, bana (Bunun tartışılması bile tehlikeli) diye serzenişte bulunurdu” diye konuştu.
Güvensizlik tohumları atan veriler
TÜİK rakamlarının manipüle edilip edilmediğine dair tartışmaların 2018 yılına kadar dedikodu ve altı çok da dolu olmayan eleştirilerden ibaret olduğunu ifade eden Emre Alkin şöyle dedi:
“Ancak son 2-3 yıldan bu yana döviz rezervlerinden enflasyona, büyüme rakamlarından yabancı sermaye girişlerine kadar güvensizlik tohumu atılan veri açıklamaları gelmeye başladı. Mesela dolar kuru 1 yılda yüzde 40’tan fazla yükselirken enflasyon oranlarının yüzde 14’te kalması Erdoğan Hoca’nın kültüründen gelen benim gibi kişilerin bile kaşlarının kalkmasına sebep oldu. Aynı durum işsizlik rakamlarında da yaşanıyor.”
Açıklanan rakamlara gölge düşürmek
“İşsizlik tanımı ile hane halkı anketlerinde sorulan soruların bilgisi ışığında maalesef işsizlik rakamlarının da tartışılabilir hale geldiğini görüyoruz” ifadesini kullanan ünlü ekonomist şöyle devam etti:
“Tabii iş aramaktan vazgeçenleri işsiz saymayan ve onları farklı bir işsizlik tarifine doğru sevk eden yaklaşım, içinde bulunduğumuz şartlar altında ne kadar doğruyu yansıtıyor? İşte bu da oldukça tartışılır bir durumdur. Özetle ekonominin iyi gitmediğini, enflasyonun döviz kurları ve artan maliyetlerle kırılgan talebe rağmen yükseldiği, İŞKUR’a normalin iki üç katı başvuru aldığımız bir ortamda ekonomi zirve yapıyor, yükseliyor gibi açıklamaların gelmesi maalesef açıklanan rakamların üzerine gölge düşmesine yol açtı.”
Yatırım kararlarını olumsuz etkiler
TÜİK’in açıkladığı verilerine güven duyulmamasının sonuçlarına da değinen Prof. Dr. Emre Alkin, şöyle dedi:
“Doğal olarak bazı ekonomistler ve uzmanlar inisiyatif alarak, TÜİK verilerini de kullanarak kendi enflasyon oranlarını açıklamaya başladılar. Elbette bu durum giderek kafa karıştırıcı olmaya başladı. Çünkü özel sektör ya da kamu fark etmez, tüm kurum ve kuruluşlar bütçe, yatırım, personel, harcama ve diğer politika ve yaklaşımlarını devletin açıkladığı rakamların referansıyla belirlerler. Eğer bu rakamlar gerçeği yansıtmıyorsa o zaman büyük bir açmazın içine düşülmüş demektir. Bu sebeple, yerli ya da yabancı kuruluşlar Türkiye’de herhangi bir yatırım yaparken, enflasyon oranını kıstas almak yerine doğrudan döviz kurlarını referans almak zorunda kalıyorlar.”
Merkez Bankası arz-talep dengesine saygılı
Yeni Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal göreve başlayana kadar faiz oranlarının da piyasadan kopuk belirlenmesi yüzünden yatırım kararlarının hangi referans noktalarından alınacağı konusunda büyük bir soru işareti ortaya çıktığına dikkat çeken Prof. Dr. Alkin “Neyse ki yeni ekonomi yönetimi piyasa gerçeklerini kabul eden ve arz-talep dengesine saygı gösteren bir yaklaşımla yola devam ediyor. Ancak enflasyon verileri üzerindeki soru işareti maalesef hala olduğu gibi yerinde duruyor. Ve açıklanan rakamlara neredeyse hiç kimse inanmıyor” ifadelerini kullandı.
TÜİK’te devrim gibi hamle beklentisi
Prof. Dr. Emre Alkin, Merkez Bankası’ndaki anlayış değişikliğinden sonra, yeni ekonomi yönetiminin devrim niteliğindeki yeni hamlesinin, TÜİK ve rakamlarıyla ilgili olabileceğini ifade etti. Ünlü ekonomist değerlendirmesini şu cümlelerle tamamladı:
“Bir istatistiğin nasıl yapılacağı uluslararası kurumlar ve yılların tecrübesiyle gayet iyi biliniyor. Burada sorun, çıkan sonuçta değil, sonuca ulaşırken veriyi nereden topladığınızdır. Dolayısıyla bir istatistik kurumunun uluslararası kabul görmüş metodları kullanırken itibarlı duruşunu devam ettirmesi için mutlaka rakamların olumlu çıkması için değil, gerçekçi çıkması için uğraşıyor olması ve veriyi ona göre toplaması gerekir diye düşünüyorum.”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.