Dünyadaki sera gazı emisyonlarının dörtte biri gıda üretiminden kaynaklanıyor. 36 yıldır dünyayı organik üretimle besleyen Egeli ihracatçılar, 11-17 Ocak’ta kutlanan Tarım Haftası’nda iklim krizine dikkat çekiyor.

Tarım sektörünün pandemiyle birlikte altın çağını yaşadığından bahseden Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, Ege İhracatçı Birlikleri üyelerinin 2020’de tarım ihracatının yüzde 4 artışla 5 milyar 100 milyon dolara ulaştığını açıkladı.

“2020’de Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği olarak 846 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Katma değer zinciri, organik üretim ve ortak akıl bilinciyle büyük bir irade oluşturularak genişletilebilir. İklim değişikliğiyle mücadele zamana karşı bir yarış ve etik bir hesaplaşma. En ufak bir çaba bile önemli. Tetikleyici olmamız lazım. Organik Tarım ve İyi Tarım uygulamaları, tohum bankaları, tarım alanlarının korunması ve genişletilmesi, gıda israfının önlenmesi için birçok proje hayata geçiriliyor. Artık bütün tüketiciler küresel sorunlar üzerinde ciddi bir şekilde kafa yorması gerektiğini biliyor. Biz marka değerimizi, ürünlerimizi yarınlarda var olacak yeniliklerle donatarak artırabiliriz. Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Bekir Pakdemirli’nin ülke çapında başlattığı “Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık” kampanyası toplumun ekolojik duyarlılığını harekete geçirmiştir.”  

Daha az kimyasal, toprağın doğru şekilde işlenmesi şart

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Journal Science’ın araştırmasına göre mevcut yöntemlerle ile üretilen gıdaların 80 yılda 1,4 metrik trilyon ton sera gazı emisyonuna neden olacağını söyleyerek organik üretimin ve bitkisel beslenmenin önemine değiniyor.

“Daha az kimyasal kullanımı, toprağın doğru şekilde işlenmesi 540 milyar metrik ton emisyonu önleyecek. Pandemi gıdanın hayati önemde olduğunu bir kez daha gösterdi. 2020’de yüzde 17’lik artışla 1 milyar 39 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirerek artış rekortmeni olduk. Tüketicinin sağlıklı gıdaya ulaşması, biyolojik çeşitliliği koruyarak üretim yapmak, çiftçilerimizi doğru üretim yöntemlerine yönlendirmek için yıllardır omuz omuza kararlılıkla direndik. Bunun sonucunda sadece insan eksenli değil, bütün ekosistemi düşünen, organik tarımı savunan ilkemiz ortaya çıktı.”  

Mustafa Terci: Dünyanın en kaliteli gıda ürünlerinin yetiştiği topraklarda yaşıyoruz

Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Terci, “2020 yılı için belirlediğimiz 500 milyon dolar ihracat hedefini aşarak, ihracatımızı yüzde 14’lük artışla 505 milyon dolara taşıdık. Dünyanın en kaliteli gıda ürünlerinin yetiştiği topraklarda yaşıyoruz. Türkiye’nin organik ürün ihracatının yüzde 75’ini biz gerçekleştiriyoruz. Kuraklık ve gıda güvenliği odaklandığımız, önlem aldığımız öncelikli konular arasında yer alıyor. Organik üretim tohumdan başlayan bir süreç. Devlet nezdinde ata tohum başta olmak üzere birçok proje yürütülüyor. Aslında bütün mesele potansiyelimizi nasıl harekete geçireceğimizi öğrenmemiz.” dedi.

Tüm değer zincirinin senkronizasyonu dijitalleşmeyle mümkün   

2020 yılında ihracatlarını yüzde 4 artışla 984 milyon dolara taşıdıklarını söyleyen Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit ise gıda tedarik zincirinin küresel karbon emisyonlarının yüzde 26’sından sorumlu olduğunu şu sözlerle anlatıyor:

“Arazi kullanımı, hayvan yemi, çiftlik aşaması, işleme, taşıma, paketleme, perakende gibi aşamaların tamamı sürece etki ediyor. Tarım alanları son 18 senede yüzde 12,3 azaldı. 7,8 milyar insanın gıda talebini karşılamak için birim alandan alınan verimi arttırmanın tek yolu dijital tarım. Birim alanda daha fazla, kaliteli, kontrollü, veriye dayalı ürünlerin üretilmesi, verimin yükseltilmesi, gıda güvenliği, tüm değer zincirinin senkronizasyonu, blockchain teknolojisinin entegrasyonuyla mümkün. Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları sektörde yaşanan birçok sorunun çözümünü de beraberinde getirecektir.”

Davut Er: İnovasyon geliştirme programlarını devreye sokmalıyız

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, “2020’de 159 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaştık. Türkiye gıdada geniş ürün gamıyla, büyük potansiyeliyle şanslı ülkelerden biri. Dünyada bir yanda 820 milyonun üzerinde insan açlıkla savaşırken diğer yanda ise iklim krizi yaşanıyor. Son yılların en kurak kışını yaşıyoruz. İnsanlığın bir şansının olmasını istiyorsak küresel ekosistemi canlandırmalıyız. Ekosistemler sadece karbon emilimini sağlamıyor, hayatımız onlara bağlı. Gezegenimiz için değil, kendimiz için hızlı olmak, hızlı düşünmek, hızlı harekete geçmeliyiz. Zamanın hızını tarım sektöründe inovasyon geliştirme programlarını devreye sokarak yakalamalıyız.” diye konuştu.

Tarımsal teknoloji vurgusu

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı, sürdürülebilir bir gıda üretim-tüketim zincirinin Ar-Ge ve inovasyon yoluyla çizilmesi gerektiği görüşünde.

“2020’de 645 milyon dolarlık dövizi ülkemize kazandırdık. Maruz kaldığımız problemlere eğilerek, dinamikleri iyi anlayarak, daha güzel bir dünyada çalışmak için emek veriyoruz. İklim değişikliğinin önüne geçemezsek gıda güvenliğini de sağlayamayız. Her yıl dünya nüfusunun tamamını besleyecek kadar gıda üretiliyor. Ancak Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’nın (WFP) raporuna göre dünya nüfusunun yüzde 11’i gıdaya ulaşamıyor. 1,3 milyar ton gıda ise israf ediliyor. Hem iklim hem açlık krizinin önüne geçmek hem de tarladan çatala kadar olan zincirde güvenilir ve sağlıklı gıdaya erişimi kolaylaştırmak için Organik Tarım ve İyi Tarım uygulamalarına, tarımsal teknolojilere kısacası Ar-Ge ve inovasyona yoğunlaşmalıyız.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın