Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Nejdat Sin, Birleşmiş Milletler’in (BM) 2021’i Uluslararası Meyve ve Sebze Yılı ilan ettiğini anımsatıp, bu temanın dünya sebze üretiminde 4’üncü, meyve üretiminde 5’inci konumda olan Türkiye’nin ihracatta pazar çeşitliliğini artırması için önemli fırsatlar sunacağını belirtti. 138 milyar dolarlık küresel yaş meyve sebze ticaretinde Türkiye’nin 2020 yılında yüzde 21 artışla 2,73 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaştığını, oluşan bu rakamın yüzde 65’ini 5 ülkeye gerçekleştirdiğini vurgulayan Başkan Nejdat Sin, “Yaş meyve sebze ihracatımızda bazı ürünlere dönemsel kotalar uygulanması ve ithalat kısıtlamaları hem üreticilerimiz hem de ihracatçılarımız açısından risk yaratıyor. Önümüzdeki süreçte bu riskleri ortadan kaldırmak için alternatif pazarlara ve katma değerli üretime odaklanmalıyız.” dedi.

‘Kaliteli, güvenliği ve zengin ürün çeşitliliğimizi ön plana çıkaracağız’

2021 Uluslararası Meyve ve Sebze Yılı’nda Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) meyve ve sebzelerin beslenmeye, gıda çeşitliliğine ve sağlığa katkısı, toplum, ekonomi ve çevreye etkisi ve sürdürülebilir gelişime faydasını öne çıkaran başlıklarda farkındalığı artıracak kampanyalar düzenleyeceğini kaydeden Başkan Nejdat Sin, “Türkiye genelinde sektörün koordinatörlük ve sekreterya hizmetlerini yürüten, yaş meyve sebze ihracatında yüzde 44 oranında pay sahibi olan Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak kaliteli, güvenli ve zengin ürün çeşitliliğine sahip olan ülkemizi ön plana çıkaracak tanıtımlarda etkin rol oynayacağız. Dünya genelinde karşı karşıya olduğumuz pandemi krizinde bağışıklık sistemini güçlendirmek için sağlıklı beslenmeyi teşvik edeceğiz.” diye konuştu.

‘Tarladan tabağa gelinceye kadar ürünlerin yarısı israf ediliyor’

FAO’nun araştırmalarına göre tarladan tabağa gelinceye kadar yetiştirilen meyve ve sebzenin yüzde 50’sinin israf edildiğine, en büyük kayıpların gelişmekte olan ülkelerde yaşandığına dikkat çeken Nejdat Sin, iklim değişikliği, sıcaklık, ozon seviyeleri, su miktarı, tuzluluk oranlarındaki artışın sebze ve meyve üretimini doğrudan etkilediğini, zararlı ve hastalık yönetiminde gereğinden fazla kimyasal kullanımının da kalıntı sorunlarına neden olduğunu ve doğrudan ihracatı etkilediğini vurguladı.

‘Alternatif pazarlara ulaşarak oyun kurucu rolümüzü güçlendirebiliriz’

Türkiye’nin 2020 yılında 4 milyon 344 bin ton ürünü ihraç ederek toplam 2 milyar 730 milyon dolar gelir sağladığını, miktarda yüzde 8, değerde yüzde 21 artış sağladığını belirten Başkan Sin, aynı dönemde bölge ihracatında ise yüzde 9 artışla 1 milyar 193 milyon dolarlık dış satım hacmine ulaştıklarını bildirdi. 52 milyar dolarlık tarımsal hasılası ile dünyanın 7’nci büyük tarım ekonomisine sahip Türkiye’nin yeni başarı hikayeleri yazması için ürünlerin sağlıklı, ucuz ve güvenilir olmasının yanında üretimin sürdürülebilir, verimli ve sürekli kılınmasını sağlayan politikaları güçlendirmesi gerektiğini vurgulayan Başkan Sin şunları söyledi: “En fazla yaş meyve sebze ihraç ettiğimiz ülkelere baktığımızda toplam ihracatımızın yüzde 65’ini 5 ülkeye gerçekleştirdiğimizi görüyoruz. İlk sırada yüzde 35 pay ve 949 milyon dolar değer ile Rusya yer alıyor. Bu ülkeyi yüzde 9 pay ve 249,5 milyon dolar değer ile Almanya, yüzde 8 pay ve 206,1 milyon dolar değer ile Irak takip ediyor. Bu ülkelerin ardından Ukrayna ve Romanya geliyor. Ortaya çıkan tabloda pazar çeşitliliğinin sınırlı kalması, Rusya ve Irak’ta Türkiye’nin ihraç ettiği bazı ürünlere yönelik olası ithalat kısıtlamaları hem üreticilerimiz hem de ihracatçılarımız açısından büyük riskler yaratıyor. Jeopolitik gerginlikler ve korumacılık duvarlarının yükselmesi nedeniyle küresel ticaretin dengelerinin önümüzdeki dönemde de sıkça değişmesi öngörülüyor. Bundan dolayı alternatif pazarlara yönelmek ve katma değerli üretim yoluyla riskleri en alt seviyelere indirmek zorundayız. Bunu sağladığımızda küresel ticarette oyun kurucu rolümüzü güçlendirebiliriz.”

‘Tüketici bilinci yükseliyor, taze meyve sebzeye talep artıyor’

“2021 yılı fırsatları açısından net olarak biliyoruz ki tüketicinin sağlıklı gıdaya erişim talebi artmaya devam edecektir. Tüketici bilincinin yükselmesiyle birlikte özellikle taze meyve ve sebze ile organik gıdalara talep artışı sürecektir. Özellikle pandemi sürecinde bağışıklık sistemini güçlendirdiği bilinen ve bilimsel bulgular çerçevesinde tavsiye edilen ürünler bundan sonraki süreçte de ilgi görecektir. Bu görüşler ışığında Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak kaliteli ve güvenli üretimimizi sürdürülebilir şekilde devam ettirmek için sektörümüzün tüm paydaşlarıyla birlikte ortak aklı güçlendireceğiz. Üreticilerimizin ve ihracatçılarımızın sorunlarının çözümü ve taleplerinin karşılanması için sorumluluklarımızı yerine getirmeyi sürdüreceğiz. Türk üreticisinin alın teri ve emeğini küresel pazarlarda en iyi şekilde değerlendirmek için yoğun çaba göstermeye devam edeceğiz.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın