“https://www.ebruygun.com.tr/hayatiodalaraboldum/”
TOÇEV Mütevveli ve Yönetim Kurulu Başkanı, yazar, konuşmacı ve çağdaş ebru sanatçısı Ebru Uygun’un; “Hayatı Odalara Böldüm” adını verdiği ebru sergisi dijital platformda sanatseverlerle buluşuyor. Mekan, zaman ve kişi kavramlarının dönüşüme uğradığı pandemi sürecinde, Ebru Uygun sanatını paylaşmanın dijital yolunu buluyor.
Sanatçı Ebru Uygun; Akaretler Sıraevler’de boş bir mekana, dijital ortamda, özel bir uygulama aracılığıyla yerleştirilen yapıtlarını, yine dijital ortamda izleyicilerle paylaşıyor. Bu sanat buluşmasında izleyici sergiye davet edilmiyor, sergi izleyicinin ekranına misafir oluyor. Sergi mekanı ve yapıtlar gerçek ancak çekim, yapıtlar fiziki mekanda olmadan dijital yollar ile yapıldı. Bu projesi ile Ebru Uygun; serginin dijital ortamda oturduğu zemin, gerçeklik ve illüzyon kavramlarını da sorgulatıyor.
Serginin sanal gerçeklik ortamında sunulması izleyiciye, 2 boyutlu bir ekran aracılığıyla 3 boyutlu bir deneyim yaşatıyor. Sergi gezme deneyimi, inisiyatifin izleyicide olduğu uygulama ile bir üst seviyeye çıkartılıyor.
İzleyici, sergilenen tüm yapıtların – gerçekte mümkün olamayacak şekilde – 6 yüzeyini de görebiliyor, tüm desenleri detaylıca inceleyebiliyor. Ayrıca, arzu ederse yapıtları satın alabiliyor.
Çocukluk dönemlerinden itibaren kronik rahatsızlıkları ile mücadele eden ve mücadelesini sanatın iyileştirici gücü ile bir kazanıma dönüştüren Ebru Uygun; dünyayı etkisi altına alan Covid-19 sürecinde “ömrümün büyük bir çoğunluğunu geçirdim” dediği odaları yeniden hatırladı. Taşıdığı hastalıklar nedeniyle uzun bir zaman boyunca ailesinden ve arkadaşlarından uzak yaşadığını ifade eden Uygun, pandemi nedeniyle kendi normaline geri dönerek eski odalarında kendiyle baş başa kaldı. Odaların üzerinde bıraktığı hislerle ve bilinç ile topluma maksimum fayda sağlamayı amaç edinen sanatçı, 1994 yılında TOÇEV’e de hayat verdiği odalarda ebru sanatı ile şifa bularak “Hayatı Odalara Böldüm” adını verdiği sergisini oluşturdu. Pandemi nedeniyle dijital platformda segilenen değerli koleksiyon, https://www.ebruygun.com.tr/hayatiodalaraboldum/ linki üzerinden sanatseverlerle buluşuyor; serginin küratörlüğünü ise Begüm Güney Alkoçlar üstleniyor.
Pandemi nedeniyle sergisini dijital platforma taşıyan Uygun’a göre;
Tüm dünyanın yaşadığı karantina hali ve sosyal kısıtlamalar, sahip olduğu kronik rahatsızlıkları nedeniyle ‘normal’dir. İnsanın bir tezahürü olarak kurduğu her tür ilişkinin askıya alınması, ’Hastalanmamaya’ çalıştığı bu süreci, ‘özgürleşmeye’ yönelik derin bir gereksinim duyduğu noktaya hızla taşıyor. Bu özgürlük mücadelesi, az rastlanır nitelikte bir çalışma disiplini biçimini alarak; ağırlıklı olarak bedeninin sınırlarına rağmen ‘üretkenliğini’, yapıtları aracılığıyla tartıştığı bir bağlam meydana getiriyor.
Uygun’un biçimsel bir arayış içine girdiği yeni sergisinde, çeşitli boyutlarda üretilmiş küplerden oluşturulan enstalatif yapıtı; 3 boyutlu forma geçiş sürecini meydana getiriyor. Dökülen, akıtılan, üst üste ve yan yana uygulanan katmanları-boyanın ‘göçebe’ niteliğine rağmen, sanatçı malzemede ve uygulamada kusursuz bir ustalık sergiliyor. Uygun’a göre; “Bize, hepimizin ortak kaygılarına dair; merkezine kendi hayatını koyarak bir şeyler söylüyor. Sahip olunan tüm duygusal, toplumsal ve biyolojik bağlar ile bizim izlerimizi taşıyor.”
Ebru Uygun; hayatı ve sanatı kontrol etmeye çalıştığı bir rastlantısallıkla göğün ve yerin renkleri ile nefes alınabilecek bir dünyayı müjdeliyor. Kronik olanın sınırsız, bitimsiz ve sonsuz yapısına karşı sanatsal ifadesini, hayatın üzerinden kuran bir hissiyatla direnişe yakın bir yerlerde duruyor. Dünyada var olma yöntemi olarak sanatı üretiyor.
Ebru Uygun Hakkında:
Ebru Uygun, 1971 yılında İstanbul’da doğdu. Avusturya Saint George Ticaret Lisesi’nden sonra Finishing School ve Cenevre Webster Üniversitesi’nde İşletme-Pazarlama Bölümü’nden mezun oldu. İsviçre’deki öğrencilik yılarında Christian Children Foundation’da iki yıl süreyle staj yaptı. Staj yaptığı dönemde Türkiye’den yurt dışındaki vakıflara bağış yapıldığını fark eden Ebru Uygun, vakıf kurmaya karar verdi. Türkiye’ye döndüğünde bir süre İpaş İplik’te Muhasebe Müdür Yardımcısı olarak çalıştı. 1994 yılında Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı’nı kurdu. Ebru Uygun ELPA Tekstil’in Yönetim Kurulu Üyesi, Sanatçılar ve Sanatsevenler Derneği’nin Başkan Yardımcısı, Aile Akdeniz Ateşi Derneği Başkan Yardımcısı, 100 Yıl Işıl Eğitim Vakfı’nın Başkanı’dır. 102 No’lu Oda (2005), Dokunduğum Yürekler (2006), Birlikte Büyümek (2009), Gönül Irmağı (2013), 180 Günde Hayallere Yolculuk (2018) adlı beş kitabı olan Ebru Uygun, İnsanlığa ve Gönüllü Kuruluşlara Destek Veren TYYB Junior Chamber/İnsanlığa ve Gönüllü Kuruluşlara Destek Veren En Başarılı Genç Ödülü (1996), Rotary/Başarı Ödülü (2007), Lions 118T/Başarı Ödülü (2009), Hello Dergisi/Pırlanta Kalpli Kadın Ödülü (2009) ve Eisenhower Fellow (2010) ödüllerini aldı. Sanatçılar ve Sanatsevenler Derneği’nin düzenlediği “Karma Sergisi” (2008), Silivri Rotary Kulübü ve Sanatçılar ve Sanatsevenler Derneği’nin düzenlediği “Somali’ye Yardım Sergisi” (2011), Sanatçılar ve Sanatsevenler Derneği’nin TOÇEV ile birlikte düzenlediği “Elele Karma Resim Sergisi”ne (2011) ve Amerika (2014) ile Barselona’da (2014) açılan karma sergilere ebru çalışmalarıyla katıldı. 2012’de “Dokundum”, 2013’de “EBRUca” ile “EBRUca Bodrum”, 2014’de “EBRUca Bahreyn” , 2018’de “EBRUca Yansıma” ve 2020 Şubat “BİZ” ile kişisel ebru sergilerini açan Ebru Uygun, İngilizce, Almanca, Fransızca biliyor. Uygun, ikiz çocuk annesidir.
Ebru Sanatı Hakkında:
Kökeni Orta Asya’ya dayandığı varsayılan 600 yıllık geçmişiyle Ebru Sanatı, kâğıt süsleme üzerine Geleneksel Türk Sanatlarından biridir. 1600-1700 yılları arasında en parlak dönemini yaşayan Osmanlı İmparatorluğu tarafından Batı’ya pek çok ebru örneği gönderilmiştir. Ebru Sanatı’nın tarihsel süreci içerisinde Batı ile etkileşimi; Avrupa’nın ciltçiliğe ve süslemeye olan yoğun ilgi gösterdiği yıllarda hız kazanmıştır. Örnekleri, el işçiliği ile üretilen bu kitapların genellikle kapak ve kitabı birbirine bağlayan sayfalarında görülmektedir. Estetiği Türklerin yaşam biçimiyle benzerlik gösteren Ebru Sanatı; zamana ve mekana bağlı kalmaksızın taşınan ve hareket eden yapısı dolayısıyla sanatın fizikselliğine değil ruhuna yönelik bir pratiktir. Yöntemleri insan hayatı ile benzerlik gösterirken; ‘an’a bağlı olarak değişen estetiğin rastlantılara açık hali değişimi olanaklı kılar. Dolayısıyla rastsantısallığının yapısı hayatla benzerlik gösterir.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.