Her sene Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayınlanan ve dünya ülkelerinin küresel rekabetçilik durumlarını ortaya koyan “Dünya Ekonomik Forumu Küresel Rekabetçilik Raporu 2020” 16 Aralık tarihinde yayınlandı.

Rapor, bu sene ilk defa rekabet gücü sıralaması yapmadan ülkelerin iyileşme yolunda gösterdikleri performansları genel vurgular ile paylaşmıştır. “Küresel Rekabetçilik Raporu Özel Baskısı 2020: Ülkeler İyileşme Yolunda Nasıl Performans Gösteriyor?”  başlıklı rapor ile ilgili temel bulgulara aşağıda yer verilmektedir:

  • Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayınlanan Küresel Rekabetçilik Raporu Özel Baskısı COVID-19 krizini atlatabilmek için ülkelerin daha üretken, sürdürülebilir ve kapsayıcı ekonomik sistemleri nasıl inşa edebileceğini incelemektedir.
  • Gelişmiş dijital ekonomilere, güçlü sosyal güvenlik ağlarına ve sağlam sağlık sistemlerine sahip ülkeler COVID-19 krizini daha etkili bir şekilde yönetmiştir.
  • Rapor hangi ülkelerin toparlanma ve gelecekteki ekonomik dönüşüm için en iyi şekilde hazırlandığını ölçmektedir.
  • Hükümetlerin olağanüstü COVID-19 müdahale önlemleri nedeniyle ülke sıralaması bu sene askıya alınmıştır.

COVID-19 krizinin başlamasından neredeyse bir yıl sonra, tetiklediği derin ekonomik durgunluğun ekonomik ve sosyal sonuçları devam etmektedir. Her ülke zarar görmüş olsa da bu yılın Küresel Rekabetçilik Raporu gelişmiş dijital ekonomilere, dijital becerilere ve sağlam sosyal güvenlik ağlarına sahip; salgınlarla ilgili önceden deneyimi olan ülkelerin salgının ekonomik ve sosyal etkilerini daha iyi yönettiğini ortaya koymaktadır.

Bu yılın özel baskısı, toparlanma ve canlanma için öncelikleri ana hatlarıyla açıklamakta; ülkelerin salgını yönetmede daha etkili olmalarına yardımcı olan özellikleri değerlendirmekte ve “üretkenlik”, “insanlar” ve “gezegen” hedeflerini birleştiren sistemlere yönelik ekonomik dönüşüm için hangi ülkelerin en iyi şekilde hazır olduğuna dair bir analiz sunmaktadır.

2020 yılındaki olağanüstü gelişmeler ile sağlık krizi ve bunun sosyoekonomik etkilerinin farkında olan Dünya Ekonomik Forumu krizin üstesinden gelmek için gereken ortak küresel çabanın farkında olarak Küresel Rekabet Endeksi sıralamasını 2020 yılı için askıya almıştır. Küresel Rekabetçilik Raporu’nun 2021 baskısının gelecekteki ekonomik büyümeye rehberlik etmek için yenilenmiş bir çerçeve sunan bir kıyaslama çalışmasına dönüşmesi öngörülmektedir.

Salgın sırasında ülke ekonomilerini rekabet gücünün hangi yönleri nispeten dirençli kıldı?

  • Gelişmiş dijital ekonomilere ve dijital becerilere sahip ülkeler vatandaşları evden çalışırken ekonomilerini çalışır durumda tutmada daha başarılı olmuşlardır. Hollanda, Yeni Zelanda, İsviçre, Estonya ve Amerika Birleşik Devletleri bu ölçüde iyi performans göstermiştir.
  • Danimarka, Finlandiya, Norveç, Avusturya, Lüksemburg ve İsviçre gibi sosyal güvence politikaları değişkenlik göstermeyen ülkeler çalışamayan vatandaşlarını destekleyen ülkeler olarak ön plana çıkmışlardır. Benzer şekilde, Finlandiya, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Arap Emirlikleri ve Singapur gibi güçlü finansal sistemlere sahip ülkeler de iflasın önlenmesi için KOBİ’lere daha kolay kredi sağlayabilmişlerdir.
  • Singapur, İsviçre, Lüksemburg, Avusturya ve Birleşik Arap Emirlikleri de dahil olmak üzere sağlık, mali ve sosyal politikaları başarılı bir şekilde planlayabilen ve entegre edebilen ülkeler krizin etkilerini hafifletmede nispeten daha başarılı olmuşlardır.
  • Anekdot niteliğindeki kanıtlar, daha önce koronavirüs salgınları (ör.SARS) deneyimi olan ülkelerin (örneğin, Kore Cumhuriyeti, Singapur) daha iyi protokollere ve teknolojik sistemlere sahip olduklarını ve salgını diğerlerinden nispeten daha iyi geçirebildiklerini göstermektedir.

Kriz sırasında iş anlayışı nasıl değişti?

Gelişmiş ülkelerde özel sektör liderleri kriz sırasında pazar konsantrasyonun arttığını, servis sektöründe rekabetin, şirketler arasındaki işbirliğinin ve dijital ekonomiye geçişte nitelikli işçiye erişimin azaldığını bildirmişlerdir. Bununla birlikte özel sektör liderleri hükümetlerin değişime olumlu tepkisini, artan şirket içi işbirliklerini ve girişim sermayelerinin erişebilirliğini olumlu olarak değerlendirmişlerdir.

Gelişmekte olan pazar ve ekonomilerde özel sektör liderleri, suç ve şiddet oranlarında artış nedeniyle iş maliyetlerinde yükselme ve yargı bağımsızlığında düşüş görüldüğünü; bunlara bağlı olarak rekabetin azaldığını ve artan pazar konsantrasyonu ve politikacılara duyulan güvenin durgunlaştığını kaydetmişlerdir. Benzer bir şekilde hükümetin değişime tepkisi, şirketler arası işbirliği ve risk sermayesi mevcudiyeti konusunda olumlu görüşler ifade etmişlerdir. Ayrıca, daha dijital işgücü piyasası nedeniyle kolaylaşan yetenekleri çekme kapasitesinde bir artışa dikkat çekmişlerdir.

Gelecekteki ekonomik dönüşüm için zorunluluklar nelerdir?

Rapor, dönüşümü dört alanda değerlendirmektedir; bunlar:

  • Çalışma ortamını dönüştürmek: Rapor, hükümetlerin kamu hizmeti sunumunu iyileştirmeye öncelik vermesini, kamu borcunu yönetmeyi planlamasını ve dijitalleşmenin yaygınlaştırmasını tavsiye etmektedir. Daha uzun vadede aşamalı artan vergilendirme; kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi ve daha yeşil altyapı inşa edilmesi önerilmektedir.
  • Beşeri sermayeyi dönüştürmek: Rapor, yeni iş gücü piyasası fırsatlarına yönelik proaktif yatırımların artırılmasını; yeniden beceri kazandırma ve beceri geliştirme programlarının ölçeklendirilmesini ve toparlanmanın desteklenmesine yardımcı olacak güvenlik ağlarının oluşturulmasına kademeli bir geçişi savunmaktadır. Rapor uzun vadede, liderlerin eğitim müfredatının güncellenmesini; iş kanunlarında reform yapılmasını ve yeni yetenek yönetimi teknolojilerinin kullanımının iyileştirilmesini önermektedir.
  • Dönüşen pazarlar: Finansal sistemler, son finansal krizden bu yana daha istikrarlı hale gelmektedir. Bununla birlikte finansal sistemlerin daha kapsayıcı olmaları; artan piyasa konsantrasyonunun malların ve insanların hareketinin kısıtlanması ve piyasaların dönüşümünü engelleme riski taşımaktadır. Rapor, rekabeti artırıcı ve tekelleşmeyi önleyici çerçevelerini güncellerken, şirketlerin sürdürülebilir ve kapsayıcı yatırımlar yapmaları için finansal teşvikler getirilmesini tavsiye etmektedir.
  • İnovasyon ekosistemini dönüştürmek: Girişimcilik kültürü son on yılda gelişmesine rağmen, dijital teknolojileri kullanan yeni şirketlerin artışı, çığır açan teknolojilerin üretilmesi ve inovatif ürün ve hizmetlerin yaratılmasında bir durgunluk görülmektedir. Rapor, ülkelerin Ar-Ge’ye yönelik kamu yatırımlarını artırırken özel sektörün bu alanda yatırımlarını teşvik etmelerini tavsiye etmektedir. Uzun vadede, ülkeler “yarının pazarlarının” oluşturulmasını desteklemeli ve yaratıcılığı artırmak için şirketleri şirket içi cinsiyet/kimlik çeşitliliğini artırmayı benimsemeleri konusunda motive etmelidir.

Ekonomik dönüşüme en hazırlıklı ülkeler hangileridir?

Ekonomik dönüşüm kavramları nispeten yeni olduğundan bu alandaki veriler sınırlıdır. Rapor ’da 37 ülkeden gelen veriler, belirtilen 11 önceliğe göre haritalanmış; hiçbir ülkenin toparlanma ve ekonomik dönüşüme tam olarak hazır olmadığı, bazı ülkelerin diğerlerinden daha iyi durumda olduğu görülmüştür. Rapor, hazırlık puanlarındaki % 10’luk bir artışın, bu 37 ülkenin toplam GSYİH rakamlarında 300 milyar dolarlık bir artışa yol açabileceğini tahmin etmektedir. Ancak, ekonomik dönüşüm için bu öncelikler büyüme, katılım ve sürdürülebilirlik üzerindeki çoklu etkileri nedeniyle dikkate alınmalıdır.

Notlandırılmış bu 37 ülke arasında aşağıda verilen alt kategorilerde ekonomik dönüşüme en iyi hazırlanmış ülkeler tabloda gösterilmektedir.

EkonomiKamu kurumlarının güçlü yönetişim ilkelerini ve uzun vadeli bir vizyonu yerleştirmelerini ve vatandaşlarına hizmet ederek güven inşa etmelerini sağlamakEnerji geçişini hızlandırmak ve elektrik ve bilgi iletişim teknolojilerine (BİT) erişimi genişletmek için altyapıyı yükseltmekDaha kademeli vergilendirmeye geçiş, ulusal ve uluslararası bir işbirliği çerçevesinde işbirliklerinin, servetin ve emeğin nasıl vergilendirildiğini yeniden düşünmekEğitim müfredatını güncelleyerek işler ve “yarının pazarları” için gerekli becerilere yapılan yatırımı artırmakYeni ekonomi ve işgücünün yeni ihtiyaçları için çalışma yasalarını ve sosyal korumayı yeniden düşünmekİnsanların ve ekonominin yararına yaşlı bakımı, çocuk bakımı ve sağlık hizmetleri altyapısını, erişimi ve yeniliği genişletmek
İlk 3       
1FinlandiyaEstonyaGüney AfrikaFinlandiyaDanimarkaİsveç 
2Yeni ZelandaHollandaJaponyaHollandaİngiltereDanimarka 
3İsviçreDanimarkaKoreDanimarkaİsviçreKanada 
EkonomiFinansal kaynakları uzun vadeli yatırımlara yönlendirmek, istikrarı güçlendirmek ve kapsayıcılığı genişletmek için teşvikleri artırmakDördüncü Sanayi Devrimi’nde ihtiyaç duyulan rekabeti ve anti-tröst çerçevelerini yeniden düşünmek, hem yerel hem de uluslararası pazar erişimini sağlamakÖzellikle kamu-özel işbirliği gerektiren alanlarda “yarının pazarlarının” oluşturulmasını kolaylaştırmakYeni “yarının pazarlarını” yaratabilecek araştırma, yenilik ve buluş alanlarındaki uzun vadeli  yatırımları teşvik etmek ve genişletmekYaratıcılığı artırmak için şirket çeşitliliği, eşitliği ve kapsayıcılığını artırmaya teşvik etmek
İlk 3
1FinlandiyaAmerikaFinlandiyaAmerikaÇin
2Yeni ZelandaKanadaAmerikaJaponyaİsveç
3İsveçÇinJaponyaFinlandiya ve KoreYeni Zelanda

Raporda vurgulanan temel bulgular şunlardır:

  • Dijital altyapı yatırımları: Daha yeşil ve daha kapsayıcı bir ekonomiye geçiş, dijital ağların genişletilmesi de dahil olmak üzere altyapıya yapılan önemli yatırımlarla desteklenmelidir. Danimarka, Estonya, Finlandiya ve Hollanda şu anda bunu yapmaya en iyi şekilde hazırlanmıştır.
  • Daha yeşil ekonomi: Ekonomiyi yeşillendirmek için enerji altyapısının, ulaşım ağlarının ve hem kamu hem de özel sektör taahhütlerinin iyileştirilmesi, çevre koruma konusunda çok taraflı anlaşmaların genişletilmesi ve bunlara saygı duyulması gerekmektedir. Danimarka, Estonya, Finlandiya ve Hollanda, ekonomik dönüşümü altyapı yoluyla yönlendirmek için en iyi şekilde hazırlanmıştır. Daha az hazırlıklı ülkeler arasında Rusya, Endonezya, Türkiye ve Güney Afrika bulunmaktadır.
  • Daha uzun vadeli yatırımlar: Finansal kaynakları reel ekonomide uzun vadeli yatırımlara yönlendirmeye yönelik teşviklerin artırılması istikrarı güçlendirebilir ve kapsayıcılığı genişletebilir. Finlandiya, İsveç, Yeni Zelanda ve Avusturya diğer gelişmiş ekonomilerden nispeten daha hazırken, şu anda dünyanın en büyük finans merkezi olan Amerika Birleşik Devletleri en az hazır olan ülkeler arasındadır.
  • Daha kademeli vergilendirme: Daha kademeli vergilendirme sistemlerine geçiş, ekonomik dönüşümün temel bir itici gücü olarak ortaya çıkmaktadır. Bu ölçüye göre, nispeten dengeli ve artan vergi yapıları sayesinde Kore Cumhuriyeti, Japonya, Avustralya ve Güney Afrika en yüksek puanı almaktadır.
  • Genişletilmiş kamu hizmetleri: Geleceğe hazır eğitim, çalışma yasaları ve gelir desteği sosyal koruma tabanını genişletmek için daha iyi entegre edilmelidir. Yeni güvenlik ağı modelleriyle uygun işçi korumasını birleştirmiş Almanya, Danimarka, İsviçre ve Birleşik Krallık diğerlerine nispeten daha hazırlıklıdır. Güney Afrika, Hindistan, Yunanistan ve Türkiye daha az hazırlıklıdır.
  • Yarının pazarları için teşvikler: Araştırma, inovasyon ve buluş alanlarındaki uzun vadeli yatırımları teşvik etmek ve genişletmek “yarının pazarlarını” yaratabilir ve büyümeyi sağlayabilir. Finlandiya, Japonya, Amerika Birleşik Devletleri, Kore Cumhuriyeti ve İsveç “yarının pazarlarını” yaratmak için daha hazırlıklı olarak ortaya çıkarken Yunanistan, Meksika, Türkiye ve Slovak Cumhuriyeti daha az hazırlıklıdır.

sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın