Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin kuruluşunun 40’ıncı yılı vesilesiyle düzenlediği ve 5 gün sürecek Uluslararası Yatırım Zirvesi başladı. SOCAR Türkiye’nin ana sponsorluğunda SAP, Boeing, Fiat, Kale Grubu, OYAK Renault Otomobil Fabrikaları ve PepsiCo’nun sponsorluğunda düzenlenen zirve uluslararası yatırımların gelecek dönemdeki seyrine dair güçlü öngörüler ortaya koyacak.

Zirvenin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugünlere kadar olduğu gibi bundan sonra da YASED’in yapıcı rolünü devam ettireceğine inandığını vurguladı. Dünyadaki yatırımcılara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelin Türk misafirperverliğinin farkına varın. Ülkemizde hukuk, demokrasi ve ekonomide yeni bir reform seferberliği başlattık. En geniş zeminde, en kapsamlı mutabakatla, kimseyi dışlamadan bu süreci yönetmeyi arzu ediyoruz. İlave reformlarla yatırım ortamını daha da iyileştireceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da zirvedeki uluslararası yatırımcılara seslenerek, Türkiye’nin avantajlarını anlattı. Oktay, “Türkiye’nin küresel avantajları ve değer teklifi şunları kapsıyor: Siyasi istikrar, yatırımcı dostu bir yasal çerçeve, fikri ve sınai hakların korunması, yüksek vasıflı bir iş gücü havuzu, geniş bir iç Pazar, bölgedeki dış pazarlara yakınlık, ihracat kolaylığı, altyapı yatırımları, rekabetçi maliyetler, güçlü ve çeşitlilik arz eden tedarik zinciri ve de geniş bir Ar- Ge teşvikleri yelpazesi” dedi.

Türkiye’nin YASED üyesi şirketler için ikinci ev olduğunu belirten YASED Başkanı Ayşem Sargın ise, “Uluslararası doğrudan yatırım için, düşüş eğiliminin en az birkaç yıl daha devam etmesini bekliyoruz. Bölgeselleşme, yatırımların ülke içine taşınması, üretimin ulusallaşması ve küresel tedarik zincirinin yeniden şekillendirilmesi gibi bazı trendlerin yükselmesini öngörüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Uluslararası şirketlerin Türkiye’deki verimliliğini ve ülkenin yatırım cazibesini artırmak için 1980 yılında kurulan Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) düzenlediği Uluslararası Yatırım Zirvesi başladı. Türkiye’ye gelen doğrudan uluslararası yatırımların yüzde 85’ini temsil eden, 30 ülkeden ve 15 sektörden gelen üyeleri olan YASED, 40’ıncı yılında dünyanın önde gelen uluslararası yatırımcılarını ilk defa düzenlediği Uluslararası Yatırım Zirvesi’nde bir araya getirdi. SOCAR Türkiye’nin ana sponsorluğunda SAP, Boeing, Fiat, Kale Grubu, OYAK Renault Otomobil Fabrikaları ve PepsiCo’nun sponsorluğunda cuma gününe dek sürecek olan Uluslararası Yatırım Zirvesi, küresel yatırım ortamının değerli ve tanınmış isimlerinin katılacağı panel ve konuşmalar ile alanında gerçekleşen en önemli zirvelerinden biri olacak.

YASED Uluslararası Yatırım Zirvesi’nde üst düzey devlet temsilcileri, çok uluslu ve uluslararası şirketlerin üst düzey yöneticileri, akademisyenler ve fütüristler bir araya gelerek, küresel yatırım ortamında karşılaşılacak zorlukları, küresel tedarik zincirlerini, dijitalleşmeyi, etki yatırımlarını ve girişimci ekosistemini yorumlayacaklar.

Türkiye, Asya’ya alternatif arayanlara önemli avantajlar sunuyor

Zirvenin açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, büyük ve güçlü Türkiye idealine giden yolda bugünlere kadar olduğu gibi bundan sonra da YASED’in yapıcı rolünü devam ettireceğine inandığını vurguladı. Covid-19 salgının Türkiye gibi üretim gücü yüksek ülkelerin önünde yeni fırsat pencereleri açtığını anlatan Erdoğan, “Asya merkezli üretim ağına alternatif arayışında olan uluslararası yatırımcılar için çok önemli avantajlar sunduğumuza inanıyorum. Dünyanın dört bir yanındaki yatırımcılarına ‘Gelin Türk misafirperverliğinin farkına varın’ diyorum. Uluslararası müteşebbisleri asla yabancı yatırımcı olarak görmedik. Kendi insanımıza hangi imkanları sağlıyorsak, Türkiye’ye güvenen tüm girişimcilere de aynısını sağlıyoruz” dedi.

2002’den bu yana çekilen 220 milyar dolarlık doğrudan yatırımın, uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye güveninin bir göstergesi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Başarımızın sırrı büyüme ve kalkınmayı demokrasiyle desteklemek, siyasi güven ve istikrarı, hukuk devletini güçlendirerek tahkim etmektir. Ülkemizde hukuk, demokrasi ve ekonomide yeni bir reform seferberliği başlattık. En geniş zeminde, en kapsamlı mutabakatla, kimseyi dışlamadan bu süreci yönetmeyi arzu ediyoruz. İlave reformlarla yatırım ortamını daha da iyileştireceğiz.”

‘Öncü göstergeler toparlanmanın süreceğini gösteriyor’

Zirvenin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da zirvedeki uluslararası yatırımcılara seslenerek, Türkiye’nin avantajlarını anlattı. Türkiye ekonomisinin güçlü makro temellere sahip olduğunu ve pandeminin bu sağlam zemini değiştiremeyeceğini kaydeden Oktay, şöyle devam etti: “Kapanma sürecini takiben doğru tasarlanmış tedbirler sayesinde ekonomimiz hızla toparlandı. Kapanma önlemlerinin hafiflemesi ile birlikte GSYİH 3. Çeyrekte yüzde 6.7 düzeyinde hızlı bir toparlanma sergiledi. Satınalma Yöneticileri endeksi, sanayi üretimi ve ihracat gibi öncü göstergeler toparlanmanın önümüzdeki dönemde de süreceğini gösteriyor. Türkiye’nin değer teklifinin en önemli özelliği sürekli reform sürecidir. Türkiye’nin yatırım ortamını iyileştirmek için önemli reformlar ve yasama faaliyetleri gerçekleştirildi. Yatırımcıların ihtiyaçlarına yönelik teşvik programları oluşturuldu. Özetle Türkiye’nin küresel avantajları ve değer teklifi şunları kapsıyor: Siyasi istikrar, yatırımcı dostu bir yasal çerçeve, fikri ve sınai hakların korunması, yüksek vasıflı bir iş gücü havuzu, geniş bir iç Pazar, bölgedeki dış pazarlara yakınlık, ihracat kolaylığı, altyapı yatırımları, rekabetçi maliyetler, güçlü ve çeşitlilik arz eden tedarik zinciri ve de geniş bir Ar- Ge teşvikleri yelpazesi. Yaklaşık 33 milyon kişilik toplam işgücümüz ile Avrupa’nın üçüncü büyük işgücüne sahibiz. Türkiye’nin yatırım mevzuatı yalındır ve uluslararası mevzuatlar ile uyum içindedir. Biz çeşitli faaliyetlerini yeniden konumlandırmayı planlayan yatırımcılara destek olmak için ilgili tüm paydaşlar ile birlikte çalışıyoruz ve çalışmaya hazırız.”

‘Türkiye bizim için ikinci bir ev’

Zirvenin açılışında konuşan YASED Başkanı Ayşem Sargın ise, her yatırımın istikrar ve öngörülebilirliğe ihtiyaç duyduğunu söyledi. YASED’in kırk yıl gibi uzun bir süre önce kurulduğunu anlatan Sargın, “YASED’in kırk yılı şüphesiz üyelerinin Türkiye’ye gösterdiği bir bağlılık ve güvenin bir kanıtıdır. Yatırımları Osmanlı dönemine uzanan üyelerimiz dahi var. Tüm bu zaman boyunca, Türkiye hep samimi bir yatırım istikameti oldu. Gerçekten, bizim için ikinci bir ev. Türkiye, büyüyen ekonomisi, genç ve yetenekli iş gücü, gelişmiş iş kültürü ve kilit pazarlara ulaşımı ile bize kayda değer imkanlar sağladı. Ve Türkiye’nin uluslararası şirketleri olarak, yüksek katma değerli üretim, iş imkanlar, ihracat ve Ar-Ge ile Türkiye’nin büyümesine katkı sağladık. Türkiye’nin güçlü potansiyeline inanmaya devam ettik ve önümüzdeki yıllardaki başarısına katkı sağlamayı sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi.

‘Küresel pazar yatırımcılara yeni imkanlar sunmaya devam edecek’Birleşmiş Milletler’in, Covid-19 salgınını “küresel ekonomi ve uluslararası doğrudan yatırım için bir arz, talep ve politika şoku” olarak tanımladığını hatırlatan Sargın, şöyle devam etti: “Yatırımcılar ilk defa bu büyüklük ve sürede bir küresel şok ile yüz yüzeler. Bu, 2020’nin ilk yarısında küresel uluslararası doğrudan yatırımlara yüzde 49 düşüş olarak yansıdı. Şimdi, bu şokun küresel ekonomide uzun süreli değişim yaratacağını görüyoruz. İş dünyası, karar alıcılar, denetleyiciler ve sivil toplum, daha iyiye doğru bir dönüşüm için hiç olmadığı kadar inovatif olmalı. Salgın ya da iklim değişikliği gibi ortak zorlukların küresel iş birliği gerektirdiğini öğrendik. Sürmekte olan salgın, bir kez daha dünyadaki tüm ülkelerin birbirine bağlı olduğunu hatırlattı. Oyunun kuralları değişiyor ve yatırımcılar salgın sonrası süreçte rekabetçi kalmaya hazırlanırken bugünün değişen dinamiklerini yakalamaya çalışıyorlar. Uluslararası doğrudan yatırım için, düşüş eğiliminin en az birkaç yıl daha devam etmesini bekliyoruz. Fakat, diğer her şey gibi, uluslararası doğrudan yatırım da dönüşecek ve iyileşecek. Bölgeselleşme, yatırımların ülke içine taşınması, üretimin ulusallaşması ve küresel tedarik zincirinin yeniden şekillendirilmesi gibi bazı trendlerin yükselmesini öngörüyoruz. Tüm bu değişimlere rağmen, küresel pazarın yatırımcılara yeni imkanlar sunmaya devam edeceğini biliyoruz.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın