Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB)  Genel Başkanı Nihat Çelik, hayvancılıkta çayır ve meraların yanı sıra kaba ve kesif yem kullanımının da büyük önem taşıdığını belirterek, “Küçükbaş hayvan sayımız planladığımız gibi 90 milyona çıkarsa, büyükbaş hayvan sayımız da artarsa, kanatlı sektörünü de düşündüğümüzde şu andaki tüketimden çok daha fazla yeme ihtiyacımız olacak. Bu durumda, hayvancılıkta çok kullanılan arpa, mısır, ayçiçeği, soya, yonca, fiğ, hayvan pancarı, şeker pancarı, yemlik buğday, çavdar, yulaf,         kaplıca, darı, kuşyemi, mahlut, tritikale, sorgum, yemlik bakla, kolza, pamuk çiğidi, korunga, üçgül üretimi yetmez” dedi.

Çelik, yaptığı açıklamada, koyun ve keçi rasyonlarının kaba yemler, kesif yemler, bunların yan ürünlerinde ve yem katkı maddelerinden meydana geldiğini, her ne kadar özellikle küçükbaş hayvancılıkta meralar çok önem taşısa da, iklim şartları nedeniyle kış aylarında ahır ve ağıllarda besicilik de yapıldığını bildirdi.

-Mera alanları çetin geçen kış aylarına sahip Doğu ve İç Anadolu’da

Yaygın meralara sahip Doğu Anadolu ve İç Anadolu’da hayvanların ağır ve çetin geçen kış aylarını ağıl ve ahırlarda geçirdiğine, kesif ve kaba yem tükettiğine, iklim şartlarının daha ılıman olan Ege, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu gibi bölgelerde ise yeterli alana sahip meraların bulunmadığına dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti:

“Hayvancılıkta üretim masraflarının yaklaşık yüzde 70’ini yem masrafları teşkil ediyor. Kış aylarını ağılda geçiren küçükbaş hayvanların günlük yemleme masrafı, hayvanın verimine rasyonda kullanılan kaba yemin kalitesine ve kesif yemin miktarına, hayvanın verim dönemine bağlı olarak değişiyor. Üretim masrafları özellikle küçükbaş hayvancılıkta mera ve kaba yem kullanımı ile en alt düzeyde tutulabiliyor.

Kuru maddelerinde yüzde 16 veya daha fazla ham selüloz içeren kaba yemler olmadan hayvanların ekonomik ve sağlıklı beslenmeleri de mümkün değil. Hacimli olan çayır ve meralar, taze yeşil otlar, silajlar, kurutulmuş otlar ve sap-saman gibi materyallerden oluşan kaba yemler enerji değerleri ve sindirilebilirlikleri oransal olarak düşük kalmakla birlikte sağlıklı beslenme açısından önem taşımaktadır.”

-Hayvan sayısı

Toplam küçükbaş hayvan sayısının Haziran 2020 itibarıyla 42 milyon 713 bini koyun, 12 milyon 351 bini keçi olmak üzere 55 milyon 64 bine, büyükbaş hayvan sayısının 18 milyon 426 bini sığır, 189 bini manda olmak üzere 18 milyon 615 bine yükseldiğini vurgulayan Çelik, “2018 verilerine göre 354 milyondan fazla tavuk, 4 milyondan fazla hindi, 1,5 milyondan fazla kaz ve ördek var. Özellikle kanatlıda hayvan stoku kısa aralıklarla yenileniyor. 2019 rakamlarına göre kesilen tavuk sayısı 1 milyar 207 milyonu, kesilen hindi sayısı 6 milyonu aşıyor. Yem tüketimi stoktaki hayvan sayısından çok daha fazla” dedi.

-Hayvancılığın geliştirilmesi, yemde dışa bağımlılığın yok edilmesi için…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda küçükbaş hayvan sayısını hızla 90 milyona çıkarmak istediklerini, bu talimata uygun olarak Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’nin de gerekli desteği sektöre verdiğini belirten, hayvancılığa verdikleri önem ve destek nedeniyle hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hem de Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli’ye teşekkür eden Çelik, şunları kaydetti:

“Küçükbaş hayvan sayımız planladığımız gibi 90 milyona çıkarsa, büyükbaş hayvan sayımız da artarsa, kanatlı sektörünü de düşündüğümüzde şu andaki tüketimden çok daha fazla yeme ihtiyacımız olacak. Bu durumda, hayvancılıkta çok kullanılan 8,3 milyon ton arpa, 6,5 milyon ton mısır, 2,1 milyon ton ayçiçeği, 154 bin ton soya, 17-18 milyon ton yonca, 700 bin ton fiğ, 77 bin tonluk hayvan pancarı üretimi hatta şeker pancarı, yemlik buğday, çavdar, yulaf, kaplıca, darı, kuşyemi, mahlut, tritikale, sorgum, yemlik bakla, kolza, pamuk çiğidi, korunga, üçgül üretimi yetmez. Şeker pancarı, soya, ayçiçeği, pamuk çiğidi, kolza gibi yağlı tohumların küspesi yem sanayinde kesif yem üretiminde kullanılıyor. Bu ülkenin hayvancılığını geliştirmesi, yemde dışa bağımlılığı yok etmesi için kaba yem ve yem sanayinde kullanılan bitkisel ürünlerin üretimini en az ikiye katlaması lazım. Bunun başka yolu yok.”

-Yapılması gereken

Çiftçinin en büyük sorununun önemli oranda ithal girdiye dayalı kesif yem fiyatlarının dövizdeki artışa bağlı olarak yükselmesi olduğunu bildiren Çelik, bu durumun yetiştiriciyi sıkıntıya soktuğunu, yem maliyetlerini düşürmek için çayır ve meraların büyük önem taşıdığının unutulmaması gerektiğini vurguladı. Çelik açıklamasını, “en ucuz besi kaynağı çayır ve meralar. Bu potansiyelden yeterince yararlanamıyoruz. Çayır ve meraları ıslah etmeli, ot verimini artırmalıyız. Meraları ve çayırları korumalı, amacı dışında kullanılmasına müsaade etmemeliyiz. Münavebeli otlatma ile çayır ve meralardan daha verimli yararlanmalıyız. 15,8 milyon hektarı bulan, tarım alanı, orman ve mera olarak kullanılmayan alanları hayvancılığa kazandırmalıyız. Hala sulamaya açılmamış 1,9 milyon hektar alanı sulamaya açmalı ve bu alanlarda yem olarak kullanılan tahılların, yağlı tohumların ve yem bitkilerinin ekimini desteklemeli ve teşvik etmeliyiz. 3,4 milyon hektarı bulan nadas alanlarında kuruya ekim yöntemlerini geliştirmeli ve toprakları boş bırakmamalıyız” bilgilerini vererek tamamladı.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın