Lancet Countdown (Lancet Geri Sayım) Sağlık ve İklim Değişikliği 2020 raporuna göre, 2000-2018 arasındaki 18 yılda aşırı sıcaklara bağlı yaşamını kaybeden yaşlı nüfusu yüzde 54 arttı.

Lancet Countdown (Lancet Geri Sayım) Sağlık ve İklim Değişikliği 2020 raporu bugün yayınlandı.

Paris İklim Anlaşması’nın 5. yıldönümünde Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Bankası, University College London, Tsinghua University gibi 35 farklı kurumdan 120 uzmanın 40’ı aşkın göstergeyi analiz ettiği rapor bugüne kadar tespit edilen en endişe verici tabloyu ortaya koyuyor:

“Türkiye de sıcak havalardan aşırı etkileniyor”

Rapordan öne çıkanlar şöyle: 

İklim değişikliği toplumun her kesiminin sağlığını tehdit ediyor, 65 yaş üstü risk altında

  • Rapora göre, 2000-2018 arasındaki 18 yılda aşırı sıcaklara bağlı yaşamını kaybeden yaşlı nüfusu yüzde 54 arttı.
  • 2018 yılında tüm dünyada 65 yaş üstü 296 bin kişi aşırı sıcaklar nedeniyle hayatını kaybetti.
  • Türkiye sıcak hava dalgasına bağlı 65 yaş üstü ölümlerin en fazla görüldüğü 2.bölge kategorisinde. Rusya, ABD ve Avrupa’nın bazı ülkeleri sıcak hava dalgasına bağlı en fazla yaşlı ölümünün görüldüğü bölgelerden.

Hiçbir ülkenin sağlık sistemi iklim krizine hazır değil

  • Rapor kapsamında yapılan araştırmaya göre 101 ülkeden sadece 51’inin ulusal sağlık ve iklim değişikliği stratejisi ya da planı bulunuyor.
  • Ancak bu 101 ülkeden sadece 4’ü bu planları hayat geçirmek için yeterli finansal kaynak ayırmış durumda.

COVID-19 sonrası toparlanma ve iklim değişikliği mücadelesi eş zamanlı planlanmalı

  • Raporda, iklim değişikliği ve COVID-19 krizleriyle birlikte mücadele edildiği durumda, milyonlarca insanın sağlığının iyileştirilebileceği ve birçok hayatın kurtarılabileceği belirtiliyor.
  • Beraber ilerleyen iki krize ortak bir yanıtın verilmesi, halk sağlığının iyileştirilmesi, sürdürülebilir bir ekonomi oluşturulması ve çevrenin korunmasına olanak sağlıyor.

Uzmanlar ne diyor?

HASUDER (Halk Sağlığı Uzmanları Derneği) Halk Sağlığı Uzmanı ve akademisyen Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan: “İklim değişikliğinin neden olduğu doğrudan ve dolaylı sağlık sorunları toplumun her kesimini ancak en çok yaşlılar, çocuklar ve hamileler gibi kırılgan grupları ve kronik hastalıkları olan kişileri tehdit ediyor. Raporun bulgularına göre dünya genelinde sıcaklığa bağlı 65 yaş üstü ölümler her yıl artış gösteriyor.”

İstanbul Politikalar Merkezi Kıdemli Araştırmacısı ve Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ümit Şahin: “Sıcak dalgaları iklim krizinin en doğrudan, en ciddi ama en çok gözden kaçan sağlık etkilerine yol açıyor. Aşırı sıcaklar sırasında 65 yaş üzeri ve kalp hastaları başta olmak üzere, özellikle barınma koşulları iyi olmayan ve sosyal destek alamayan kesimlerde beklenmedik ölümler gerçekleşiyor. Bu hem politikacılar hem de toplumlar için görünmez bir sorun. Tıpkı hava kirliliğine bağlı ölümler gibi gerçek zamanlı saptanamadığı için, sıcak dalgaları bir sessiz katil olma niteliğinde. İklim değişikliğiyle artan sıcak dalgalarına bağlı kitlesel ölümler başlamadan önlem almak zorundayız.”

HASUDER (Halk Sağlığı Uzmanları Derneği) Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Melike Yavuz: “COVID-19 pandemisi sağlık sistemimizin kırılgan yönlerini ortaya koydu. Rapor, sağlık ve iklim değişikliğine ilişkin planları olan pek çok ülkenin finansman konusunda yaşadığı sıkıntılardan ve işbirliği eksikliğinden bahsediyor. Türkiye’nin İklim Değişikliği 2011-2023 Eylem Planı’nda sağlık sektörüne yönelik eylemler, hedefler ve hatta bunlara yönelik süre ve ilgili kuruluş önerileri bulunuyor. 2023’den önce bu önerilerin hızla hayata geçtiğini görmek isteriz.”

HEAL-Sağlık ve Çevre Birliği Türkiye danışmanı Funda Gacal: “Türkiye için iklim finansmanına erişmenin önemini biliyoruz. Unutulmamalı ki fosil yakıtları sistemden çıkarmak başlı başına finansman kaynağı. IMF’nin bulgularına göre Türkiye’de fosil yakıtlar yılda en az 160 milyar Türk Lirası (19,4 milyar dolar) sağlık maliyeti yaratıyor, bu maliyet iklim mücadelesine ve sağlık altyapısının iyileştirilmesine aktarılmalı.” 

COVID-19 sonrası yeşil bir toparlanmaYeni rapor, sıcaklık artışlarını 2°C ile sınırlandırarak, iklim değişikliği ve pandemiyle mücadeleyi birlikte ele alarak, küresel ölçekte kısa ve uzun vadede sağlık ve ekonomi konusunda önemli faydalar sağlanabileceğini ortaya koyuyor.Fosil yakıtların kullanımına ilişkin hava kirliliği sebebiyle her yıl 7 milyon ölüm gerçekleşiyor. Avrupa’da temiz enerji ve ulaşım sektörlerini teşvik etmek üzere atılan mütevazı adımlar sayesinde, PM2.5 hava kirliliğinden kaynaklı ölümlerin 2015’te görülen 100.000’de 62 seviyesinden, 2018 yılına gelindiğinde 100.000’de 59’a düştüğü görülüyor. Aynı yıl kömür kullanımı sonucunda oluşan PM2.5 hava kirliliği nedeniyle yaşanan ölüm sayısında 50.000 azalma görülüyor.Sağlık kazanımlarının gelecek dönemlerde milyarlarca dolarlık ekonomik fayda sağlayabileceği ve iklim değişikliğiyle mücadele maliyetlerini karşılamanın ötesinde, yeşil teşvikleri de destekleyebileceği belirtiliyor. Örneğin, Avrupa Birliği’nin 2019 yılına kadar gerçekleşen beş yıllık marjinal hava kalitesi iyileştirmelerinin getirisinin, -istikrarlı şekilde devam etmesi durumunda- her yıl yaklaşık 8,8 milyar ABD doları olması bekleniyor. Kaybedilen yaşam yıllarındaki yıllık ortalama düşüş, hava kalitesinde gerçekleşecek iyileştirmelerle daha da azalabilir.

sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın