Ege Ekonomik Forumu’nun 1 Aralık Pazartesi günü saat 14:00’de Ege İhracatçı Birlikleri ana sponsorluğunda gerçekleşen ‘Küresel Pazarlardaki Payın Artırılması: İnovatif Hamle’ başlıklı oturumun açılış konuşmasını Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi gerçekleştirdi.
İkinci günün öğlenden sonraki oturumunda ‘Küresel Ticaret Hacminin Daraldığı Bu Dönemde, İşletme ve Endüstrilerin Dijital Dönüşüm ile İş Yapış Şekilleri Nasıl Değişecek?”, “Ekonominin Belkemiği Olan KOBİ’lere Finansman Desteği, Sınır Ötesi Ticaretin Teşviki, Rekabet Gücünü ve Çevikliğini Artırmak İçin Dijitalleşme Politikaları”, “Küresel Ticaretteki Payımızın Artırılması İçin Kurgulanan, Sanal Ticaret Merkezleri’nin ve Sanal Fuarların Kazandıracağı İvme Nedir?”, “Çin ile Artan İş Birliğinin Ege Bölgesi’ne Getireceği Olanaklar”, “İhraçatçı Firmaların Hem Finansmana, Hem de Bilgiye Erişimlerinin Yolunun Açılması”, “Dünyadaki Üretimin Türkiye’ye Kaydırılması Fırsatının Değerlendirilmesi” gibi konular ele alındı.
Habertürk Ekonomi Yazarı Abdurrahman Yıldırım’ın moderatörlüğünü yaptığı oturuma Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Doğan Holding Murahhas Üyesi & CEO Çağlar Göğüş, İnci Holding Yönetim Kurulu Üyesi Perihan İnci, DEİK Asya Pasifik Bölgesi Koordinatör Başkanı Murat Kolbaşı konuşmacı olarak katıldı.
Küresel Ticaret Yolları Yüzde 90 Oranında Değişecek
Açılış konuşmasını gerçekleştiren Jak Eskinazi, birçok ülkede sürdürülebilir kalkınma stratejileri doğrultusunda tedarik zincirleri ile ilgili somut adımlar atılmaya başlandığını söylerken, Türkiye’nin bu adımlardan doğacak fırsatları iyi bir şekilde değerlendirmesi gerektiğinin altını çizdi. Eskinazi, şöyle devam etti:
“Sürdürülebilirlik kavramı gündeme geldiğinde İnsan hakları, çocuk işçiliği, iklim ve doğal kaynakları koruma, bu başlıklardan en önemlileri ve bu kavramlar nezdinde üzerimize büyük görevler düşüyor. Doğal kaynakların hızla tükendiği, ekonomik sürdürülebilirliğin vazgeçilmez olduğu günümüzde yeşil tedarik zincirinin önemi artmaktadır. Atık yönetimini kolaylaştıran ve daha az kirleten süreçler planlanmalıdır. Sosyal sorumluluk bilinciyle de süreçleri iyileştirmeye odaklanmalıyız. Dijitalleşme burada katalizör olacaktır.”
Türkiye’nin rekabet gücünü sürdürebilmesi için altyapısını güçlendirmesi ve endüstri 4.0 tabanlı sistemlerin kurulması en önemli gündem maddesi olması gerektiğini belirten Eskinazi; dijitalleşmenin, yeni hizmetler yaratma ve varolan soruları çözmek adına muazzam bir potansiyel sunduğunun altını çizdi.
Küresel ticaret yollarının yolarının yüzde 90 oranında değişeceğini belirten Eskinazi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünyadaki bütün endüstrilerdeki tedarik zincirlerinde ve lojistik süreçlerinde blockchain kullanılıyor. Ege İhracatçı Birliği’nin dijitalleşme ve dönüşme açısından da önemli adımlar atıyoruz. Burada kadın ihracatçıların emeği ve çabasının yerinin çok ayrı. İşte Kadın – BinYaprak Deneyim Platformu’nun kurulması ile mentorluk programını da hayata geçirdik.”
Platformlar Etrafında Ciddi Bir Finansman Modeli Kurgulanıyor
Açılış konuşması ardından oturuma geçilirken, Habertürk Ekonomi Yazarı moderatör Abdurrahman Yıldırım; dijital dünyanın fiziki dünyanın devamı olduğu, burada atılım yapmak, fırsatları değerlendirmenin Türk ihracatçılar ve girişimciler için daha kolay olabileceğini düşündüğünü paylaştı.
Oturumun ilk konuşmacısı olan Doğan Holding Murahhas Üyesi & CEO Çağlar Göğüş; KOBİ’lerin Türkiye ekonomisindeki etki alanına değinirken, Türkiye ekonomisinin yüzde 99’unu, istihdamın yüzde 75’ini ve toplam yatırım yüzde 50’sini oluşturduğunu, ancak bu gücün bankacılık ve kredilerdeki payının yüzde 26 olduğu tespitini paylaştı. Göğüş, belirsizliğin artmasıyla bankacılık ve kredilerdeki payın bir miktar daha düştüğünü tahmin ettiğini eklerken şöyle devam etti:
“Finansman erişiminde KOBİ’lere de rol düşüyor. Özellikle tedarik finansmanı ve bu şekilde başlatılabilecek bir finansman ilişkisi KOBİ’lerin hayatında önemli bir yer teşkil edebilir. Bu yaklaşımı Asya, Avrupa ve ABD’de sıklıkla görüyoruz. Platformlar etrafında çok ciddi bir finansman modeli kurgulandığını görüyoruz. Genelde e-ticaret olarak görülüyor ancak hepsinin etrafında istisnasız KOBİ tedarik finansmanları çok ciddi kurgulandı. Bu, aslında bankalar için de ciddi bir rekabetti. Tabiri caizse, biraz daha yavaş kalabildiği bir segmentti. Hem KOBİ’lere finansman erişimi sunmak hem de Fintech’lerin büyümesi için ciddi bir fırsat.”
Bu sistemin iyi işlemesi için e-fatura, e-defter gibi süreçlere geçişini hızlandırılması gerektiğini belirten Göğüş, son yıllarda bu alanda ciddi adımlar atıldığını hatırlattı. Yakın zamanda mevzuat değişikliği ile bankacılık sözleşmelerinde e-imzanın bireyler için yeterli hale geldiğini hatırlatan Göğüş, bu uygulamanın kurumlar ve işletmeler için de hayata geçirilmesini tavsiye etti.
Yeni Dünya Düzeninde İş Birlikleri Kazanacak
İnci Holding Yönetim Kurulu Üyesi Perihan İnci ise, geleceğe yolculukta öncelikle bir durum tespiti yapılmasının önemine vurgu yaptı. TÜSİAD SD2 Görev Gücü Başkanı olarak da çalışmalar neticesinde farklı sektörlerin sorunlarını ve dijital dönüşüm süreçlerinde yaşanan sıkıntılarını yakından izleme şansı elde ettiğini belirten İnci; on ay önce de var olan ekonomik, sosyal, siyasi ve çevresel zorlukların üzerine eklenen pandemiyle birlikte şartları neredeyse tamamen farklı bir boyuta taşıdığını söyledi. İnci, şöyle devam etti:
“Pandemiyle birlikte daralan iç ve dış pazar ve finansal kaynaklar ile bunların sonucu bozulan nakit akışı, çalışan sağlığını koruma endişesi ve sorumluluğu, müşteri yükümlülüklerinin yerine getirilmesi ile tedarikçilerin yükümlülüklerini yerine getirmesi gibi bazı sorunlar ve öncelikler ortaya çıktı. On ay öncesine dönemeyeceğiz. Tam da burada tüm kurumlar olarak durum değerlendirmesi yapıp, daha bütüncül, kapsayıcı ve uzun vadeli bir bakış açısı geliştirmemiz gerektiğine inanıyorum.”
Yeni dünya düzeninde iş birliklerine açık olan, bilgiyi paylaşan, toplumsal hassasiyetleri gözeten işletmelerin ve ortak iş platformları bir adım önde olacağının altını çizerken İnci, pandemiyi takip eden süreçte ortak aşı geliştirmekten sağlık ekipmanlarının yapımına iş birliklerinin de nasıl hızlı sonuca ulaştığına tanık olduğumuzu hatırlattı.
Asya-Pasifik Bölgesiyle Ticarette Ege Bölgesinin Gıda Avantajı
Oturumun ve günün son konuşmacısı olan DEİK Asya Pasifik Bölgesi Koordinatör Başkanı Murat Kolbaşı ise Asya’daki fırsatlara dikkat çekti.
Öncelikle Uzakdoğu kavramının değişmesi gerektiğine, Batı için benzer hatta daha uzun uçuş süresi olan ülkelere seyahat edilmesine rağmen hiçbir zaman “UzakBatı” kavramının kullanılmadığını belirten Kolbaşı, “Önce büyük resme bakalım. Dünya ticareti geçen sene 19 trilyon dolarlık bir hacme sahipti. Bu hacmin dörtte birini tek başına oluşturan ülke tek başına Çin oldu. Yanı sıra, bu bölgede çok büyük bir serbest ticaret anlaşması yapıldı: Beşi Asya Pasifikten olmak üzere toplamda 15 ülke. Bu ülkeler dünya nüfusu ve ticaretinin neredeyse yarısını temsil ediyor” dedi.
Çin ve Asya’daki gelişmiş ekonomilerde ticaretin yüzde 30 oranında dijitalleştiğini hatırlatan Kolbaşı, Türkiye’nin ve özellikle de Ege Bölgesi’nin gıda ihracatı kası ile bu bölge ile ticarette ciddi bir avantajı olduğunu paylaştı. Kolbaşı, şöyle devam etti:
“Çin’in “en”leri çok fazla. En fazla ürün alıyorlar. Çin, 2 trilyon dolar alım yapan pazarına yabancı ülkelerdeki tüccarları davet ediyor ürünlerini sergilemek için. Bu çok önemli bir fırsat. Neden Asya’ya açılmalıyız? Çünkü Türkiye’nin dış ticaret rakamlarına göre Asya-Pasifik bölgesi ile ticarette 35 milyar dolar açık veriyoruz. Ürün alıyoruz, ama satmıyoruz. Bu nedenle de gıda ihracatı üzerinden Ege Bölgesi bunun için büyük avantaja sahip. Turizm yine Türkiye için bir diğer önemli avantaj başlığı.”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.