İlki geçen yıl gerçekleştirilen ve her yıl düzenlenecek olan Beykoz Sempozyumu, Beykoz’un gelecek planları için adeta yol haritası çiziyor. Geçen yılki sempozyumda dile getirilen potansiyel sonrası Beykoz’da tarım yapanların sayısı yüzde 300’den fazla arttı.
Beykoz Belediyesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen “Beykoz 2020 Sempozyumu” yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle çevrim içi olarak gerçekleştiriliyor. Sempozyum dün Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın’ın konuşması ile başladı. Bugün ve yarın da devam edecek sempozyum, kendi adına açılmış hesaplarının yanı sıra Beykoz Belediyesi’nin ve Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın’ın sosyal medya hesaplarından da canlı olarak izlenebiliyor.
Açılışta konuşan Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın, geçen yıl düzenlenen ilk sempozyumdan hem kişisel hem de yönetimsel anlamda çok yararlandığını kaydetti. “Sempozyum sayesinde insanlarımızın, toplumumuzun daha zengin daha mutlu olması için geçmiş bilgilerimizi çıkarmış oluyoruz” diyen Aydın, “Beykoz yaşanmışlıklar açısından hazinedir. Bu yaşanmışlıkları ve geçmişi nesnel bir şekilde ele almak bizim rotamızı belirleyecek. Bu nesnelliği ise Beykoz Sempozyumu sayesinde sağlamış oluyoruz. Nitekim geçen yılki Beykoz Sempozyumu’nda tarımın potansiyelini keşfetmiş olduk ve böylece tarıma destek vermeye başladık. Aynı şekilde geçen seneki sempozyum sayesinde Beykoz’un florası ve faunası tespit edilmiş oldu” dedi.
Aydın: Tarım son derece önemli
Beykoz’un tarım politikalarındaki tarihsel önemini sempozyum sayesinde öğrendiklerini belirten Aydın, “Buradaki tarım son derece önemli. Normal zamanlarda İstanbul’u buradan besleyelim demiyoruz ama buranın tarım potansiyelini harekete geçirelim istiyoruz. İstanbul’u Osmanlı zamanında Beykoz beslemiş, böyle bir potansiyeli var. Buna destek verdik ve alım garantili tarım projesini başlattık. Beykoz’da tarım yapan hemşehrilerimizin sayısı yüzde 300’ün üzerinde arttı. Yaklaşık 400 ton civarında karpuz hasadı yapıldı. Beykoz’da kiraz ve diğer sebze-meyve türleriyle ilgili ciddi destekler vermeye başladık. Bu projelerde sempozyumun bize verdiği bilgiler çok etkili oldu” diye konuştu.
Beykoz Kaymakamı Esengül Korkmaz da Çiçekli de sempozyum tebliğlerini incelediğini belirterek, “Kıymetli hocalarımız Beykoz’la ilgili her şeyi irdelemişler. Tarihinden kültürüne, ikliminden coğrafyasına, ormanından tarımına kadar her konusu özenle işlenmiş ve değerlendirilmiş. Burada elde edilen bilgiler Beykoz için bir kerteriz noktası olacaktır” diye konuştu.
Bu sempozyum kentsel merkezlere odaklandı
Beykoz Sempozyumu Tertip Heyeti Başkanı Prof. Dr. İsmail Coşkun ise bu yılki sempozyumdan bahsederek, “Beykoz 2020 Sempozyumu’nda kentsel merkezlere odaklanan bir çabamız oldu. Ayrıca bu sene kırsal yerleşmeye dair bir ilgimiz söz konusu, Beykoz beşerî coğrafya açısından da ele alınacak. Tarımın Beykoz’da istihdam potansiyeli var. Sempozyum’da Beykoz’un bu potansiyelini de ele aldık. Diğer taraftan orman alanlarındaki değişimlerine de odaklandık” dedi. Coşkun, “Toplumsal hafıza oturumlarını odağımıza almak istedik ancak salgın şartlarından dolayı bu arzumuzu gerçekleştiremedik” diye konuştu.
“Beykoz’un sanayisi bir şövalye gibidir”
Açılış konuşmalarının ardından açış oturumu gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü endüstri tasarımında duayen bir isim olan Prof. Dr. Önder Küçükerman’ın yaptığı oturumda Prof. Dr. Süha Göney, Prof. Dr. Murat Gül ve Doğan Yarıcı konuştu.
Moderatörlük görevini üstlenen Prof. Dr. Küçükerman özetle “Beykoz’un sanayisi bir şövalye gibidir. Paşabahçe Fabrikasına bakarak Türkiye’nin sanayi tarihi yazılabilir” derken, Prof. Dr. Süha Göney de konuşmasında sempozyumun Beykoz’a kattıklarını anlattı. Beykoz 2019 Sempozyumu’nun çok başarılı geçtiğini belirten Göney, bu sempozyumda ortaya konulacak tebliğlere değindi ve izleyenleri Beykoz konusunda yeni bilgilerin beklediğini söyledi. Göney, “Biz Türkiye’yiz. İlimde ve fende gelişmiş; gemimizi, otomobilimizi, tankımızı, füzemizi, elektronik ve optik aletlerimizi yapabilmekteyiz. Hiç şüphe etmiyorum, çok yakın bir gelecekte uçağımızı da imal edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.
Prof. Dr. Murat Gül ise İstanbul Cumhuriyet dönemi çalışmalarıyla Beykoz’un arasındaki ilişkiyi ele aldı. Gül, Beykoz’un kentsel değişimden en az etkilenen bir ilçe olduğunu belirtti. Beykoz’un, 19’uncu yüzyıla kadar tarımsal faaliyetlerle uğraşan bir merkez olduğunu belirten Gül, “İaşe merkezi olmasa da tarımsal üretim açısından önemli bir merkezdi. 3’üncü Selim ve özellikle 2’nci Mahmut’la beraber sanayi yavaş yavaş Beykoz’a gelmeye başladı. 19’uncu yüzyılda endüstriyelleşmeye başlıyor. Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte bu kurumsallık kazanıyor. 1936-1950 yılları arasında mimar Henry Prost’un faaliyetleri var. 1950’den 1966’ya kadar devam eden 2’nci Müdahale dönemi söz konusu. Menderes’in imarı diye literatüre geçen bu düzenlemelerle İstanbul’a yapılması planlanan ve becerilemeyen işler hızla hayata geçiriliyor. İmar hareketi 3’üncüsü 1983’te Bedrettin Dalan’la başlıyor. Örneğin Haliç çevresinde sanayileşmenin etkilerinin temizlenmesi söz konusu” diye konuştu.
“Ülke Tamer, Beykoz Spor’da top koşturdu”
Çocukluğu Beykoz’da geçen ve Beykoz üzerine bir de kitabı bulunan yazar Doğan Yarıcı da “Biz gezen çocuklardık gezen tavuk misali. O yüzden o kuşağın yumurtası falan çok lezzetli oldu. Etimiz de sanırım lezzetli. Gezen çocuk demek okuldan döner dönmez çanta eve atılır, ekmek üzeri yağ sürülür ya da bir şeyler yenir doğrudan sokağa atarsınız kendinizi. Hele hele haftasonu ise doğrudan sokağı atarsınız kendinizi. 1970’lerin Beykoz’u düşünülünce kendinizi dünyaya açmak demekti. Saatlerimiz vardı sadece ezan okunmadan evde olacaksınız diye” dedi.
1950’li yıllarda şiirde ortaya çıkan İkinci Yeni akımının öncülerinden olan şair Ülkü Tamer’in Beykoz Spor’da oynadığını belirten Yarıcı, “Üç Garipler” olarak ortaya çıkan ve yenilikçi Garip akımının öncülerinden olan şair Orhan Veli Kanık konusunda ise şehir efsanesi haline dönen duruma açıklık getirdi. 36 yaşında düştüğü çukurun ardından beyin kanaması sonucu aramızdan ayrılan Orhan Veli’nin düştüğü çukurun doğduğu yer olan Beykoz’daki Yalıköy olduğunun söylendiğini belirten Yarıcı, aslında Orhan Veli’nin Beyoğlu’nda İstiklal Caddesi’nde bir çukura düştüğünü kaydetti.
18 oturumda 70 bilimsel tebliğ sunulacak
Tertip Heyeti Başkanlığını Prof. Dr. İsmail Coşkun’un üstlendiği ve 128 akademisyen ile uzmanın yer aldığı sempozyumda 18 oturumda 70 bilimsel tebliğ sunulacak. Beykoz 2020 Sempozyumu’nda ağırlıkla coğrafya, beşeri coğrafya, jeoloji, sosyoloji, sanayi ve tarım çalışmalarını irdeleyen oturumlara yer verilecek. Beykoz’a yön verecek her konunun sistematik olarak gündeme taşınıp tartışılmasını hedefleyen sempozyumla Beykoz’un canlı ve dinamik, her daim yenilenebilen bir yol haritasına sahip olması amaçlanıyor.
Sempozyumda, “Beykoz’da Jeolojik Yapı”, “Eski Çağdan 20. Yüzyıla Beykoz”, “Beykoz’un Nüfus ve Yerleşme Coğrafyası”, “Beykoz’da Sanayinin Öyküsü”, “Turizmin Odağında Beykoz”, “Beykoz Ormanlarının Fonksiyon ve Ekolojisi”, “Beykoz’un Beşeri Coğrafyası”, “Sosyamekansal Olarak Beykoz’un Gelişimi”, Beykoz’da Cam Sanayi: Geçmişten Geleceğe”, “Edebiyatımızda Beykoz”, “19. Yüzyılda Beykoz’da Gündelik Hayat”, “Yoros’tan Hisar’a Beykoz’da Tarih”, “Beykoz’da Siyasal Hayat”, “Eğitim Şehri Olarak Beykoz”, “Beykoz’da Kentleşme Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik”, “Beykoz’da Tarihi ve Kültürel Miras” ve “Beykoz’un Manevi İklimi” oturum başlıkları altında tebliğler sunulacak.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.