Kovid-19 vakalarının tekrar yükselmesiyle güçlenen ikinci dalga öngörüleri, çalışanların endişelerini artırıyor. Yapılan araştırmalarda, çalışanların %30unun 2021 yılının sonuna kadar  Ofislerde yarı zamanlı çalışacaklarını belirtiyor.

Koronavirüs (Kovid-19) salgının ekonomi ve çalışma hayatı üzerindeki etkisini devam ediyor. Virüsün dünya çapında etkisinin artmasıyla birlikte şirketler, çalışanların evlerinden çalışmalarına imkan veren uzaktan çalışma sistemine dönmüştü. Bu yeni çalışma modeliyle değişen koşullara uyum sağlayan çalışanlar, son dönemde artan vaka sayılarıyla güçlenen ikinci dalga senaryolarının da etkisiyle eski ofis düzeninde çalışmaya sıcak bakmıyor. eOfis’in incelediği WF Poly Hybrid Working Raporu’na göre; çalışanların %30’unun 2021 yılının sonuna kadar tam zamanlı olarak ofislere dönmek istemediği belirtiliyor.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan eOfis Kurucu Ortağı Özkan Kaliç, elde edilen sonuçların iş dünyasına ve yöneticilere ciddi mesajlar verdiğine dikkat çekerek, “Ortak çalışma alanlarında yaptığımız düzenlemelerle insan ve toplum sağlığını koruyacak çalışma ortamları tasarlıyoruz. Öte yandan haftanın belirli günleri ofisten çalışan şirketler için de yeni dönemde kullanıcı dostu düzenlemelerimiz olacak.” dedi

“Hibrit çalışma sistemi şirketleri ayakta tutacak ”

Kovid-19 ile birlikte değişen çalışma şeklinin artık kalıcı hale gelmesini beklediklerini kaydeden Özkan Kaliç, özellikle uzaktan çalışma imkanı olan şirketlerin pandemi bitse de uzaktan çalışmaya devam edeceğinin öngörüldüğünü ifade etti. Kaliç,  “Bazı şirketler uzaktan çalışma sistemine çabuk adapte oldu ve bu sisteme geçti. Yakın gelecekte daha fazla şirket, uzaktan çalışma sistemine dahil olacak. Çalışanlar tarafından da sevilen hibrit çalışma sistemi çoğu sektör tarafından uygulanacaktır. Önümüzdeki dönemde işverenlerin %68’inin gelecekte daha geniş, daha esnek evden çalışma politikalarına geçiş yapacak. Şirketlere maliyet çalısından büyük karlılık getiren hem uzaktan hem de ofisten çalışma imkanı getiren hibrit çalışma sistemi yakın geleceğin yıldızı olacağını öngörüyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Uzaktan çalışma modeline yönelik önyargılar kırıldı”

Öte yandan, pandemiyle birlikte geleneksel çalışma sisteminin işlevselliğini hissedilir oranda kaybettiğini belirten Özkan Kaliç, “İş dünyasında bir değişim görülüyor. Salgın sürecinde ilk kez uzaktan çalışmaya başlayan şirketler mekandan bağımsız veya hibrit çalışma modelini benimsemeye başladı. Ayrıca uzaktan çalışma modeline yönelik önyargılar, özellikle verimlilik noktasında epey kırıldı. Ek olarak ulaşım giderleri ve yolda geçirilen sürenin ortadan kalması da şirketlerin lehine sonuçlar verdi. Böylece 15-20 kişiden  100 – 150 kişiye kadar olan ve dijital imkanlarla uzaktan yönetilebilen ekipler için uzaktan çalışma modeli daha anlaşılabilir ve uygulanabilir hale geldi.” dedi.

“Kovid-19’un çalışma alanlarında yayılmasını engellemek şirketlere düşüyor”

Bilim dünyasının aşının bulunması ve kullanıma sunulması için daha uzun sürelerin gerektiği görüşünde birleştiğini de hatırlatan Özkan Kaliç, ”Virüse yakalanmadan yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu noktada Kovid-19’un çalışma alanlarında yayılmasını engellemek ise şirketlere düşüyor. Bu bilinç çerçevesinde bizler de eOfis olarak pandeminin başladığı günden itibaren hijyen standartlarımızı üst düzeye çıkardık. Masa aralıklarından toplu kullanılan alanlara kadar tüm ofislerimizi uzaktan çalışanlara ve hibrit çalışma modeliyle ilerleyen şirketler için uygun hale getiriyoruz. Açık alan ofis seçeneklerimizin olduğu lokasyonlarımızla da pek çok hassasiyeti gözetiyoruz. Böylece sektörlerin yanında olarak bu süreçten hep birlikte çağa entegre olmuş ve güçlenmiş olarak çıkmayı amaçlıyoruz.” şeklinde konuştu.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın