Pandemi döneminde çalışmak, iletişim kurmak, eğitim almak, alışveriş yapmak ve destek hizmetleri için internet kullanımı en üst seviyelere ulaştı. Artan internet kullanımı ve evden yapılan bağlantılarda yaşanan güvenlik zafiyetleri, siber saldırılarda 2020 Mart ayından itibaren yüzde 400 oranında artış yaşanmasına neden oldu. Ancak bu saldırıların başarıya ulaşmasını önlemek mümkün. Innovera Genel Müdürü Murat Tora, hem şirketlerin hem bireylerin 5 maddede siber saldırılardan nasıl korunabileceğini açıkladı.

Pandemiyle birlikte iş, eğitim, alışveriş ve eğlencenin online’a taşınması siber saldırılarda da artışa neden oldu. FBI ve Interpol’ün açıklamalarına göre pandemi başlangıcından itibaren gerçekleştirilen siber saldırılarda yüzde 400’lük bir artış kaydedildi. Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) her yıl yayınladığı “Global Risks Report 2020” raporunda “Siber Saldırılar” riski en üst sıralarda yer aldı. Avrupa Siber Güvenlik Organizasyonu’nun pandemi döneminde yürüttüğü bir araştırma, organizasyonların bu süreçte iş endişelerinden daha fazla fraud hareketler ve siber saldırılardan endişe duyduklarına işaret ediyor.


Her yıl kasım ayıyla birlikte başlayan ve üç ay boyunca süren Black Friday indirimleri de siber saldırı hareketliliğini artıracak unsurlardan biri olarak öne çıkıyor. Özellikle online alışverişlerde siber saldırıların yanı sıra siber dolandırıcılıklar en üst seviyeye çıkıyor. Tüm bu nedenlerle içinde bulunduğumuz dönemde siber güvenlik konusu hiç olmadığı kadar hassasiyet taşıyor.

“En çok teknoloji ve e-ticaret şirketleri saldırı altında”

Türkiye’nin lider güvenlik entegratörü Innovera da bu dönemde siber güvenlik konusunda hassasiyetin artması gerektiğine dikkat çekiyor. Innovera Genel Müdürü Murat Tora, hali hazırda siber güvenlik sektöründe sürekli bir devinim olduğunu, neredeyse her gün bir siber saldırının gerçekleştiğini dile getiriyor. Her gün yeni yöntemler ve tekniklerle gerçekleştirilen siber saldırıların dünya ekonomisine etkisinin trilyon dolarlarla ölçüldüğünü ifade eden Tora, “Yakın dönemde en çok saldırı alan sektörlerin başında teknoloji ve e-ticaret geliyor. Onları kamu, banka ve finans ile enerji ve sağlık sektörü takip ediyor. Özellikle çok farklı noktalardan yüksek hacimli trafik göndererek kurban sistemlerin çalışmasını engellemeyi hedefleyen Dağıtık Hizmet Kesintisi (DDoS) saldırıları, evden çalışmanın arttığı bu dönemde uzak masaüstü erişim protokollerine yönelik saldırılar, oltalama saldırılarıyla gizli bilgilerin ele geçirilmesi, fidye yazılımı saldırıları ve veri sızıntılarından toplanan çalıntı kimlik bilgilerinin farklı sitelerde denenmesiyle yürütülen saldırılar bu dönemde öne çıkıyor” diyor. Tora, siber saldırıların arttığı bu dönemde şirket ve bireylerin alması gereken 5 kritik önlemi şöyle paylaşıyor:

5 kritik önlem

Bütünsel yaklaşım uygulayın

Siber güvenliği birbirine entegre, uçtan uca kusursuz çalışması gereken süreçlerden oluşan bütünsel bir savunma olarak ele almak, siber tehditler karşısında güvende olmanın önemli adımlarından biri. Tek bir yazılım ya da bir güvenlik duvarıyla DDoS’tan fidye yazılımlara kadar onlarca farklı siber saldırıya karşı koymak artık imkansız. Bu nedenle işletmelerin siber güvenlik süreçlerini titizlikle gözden geçirip, kullanılacak çözümleri alanında uzman bir çözüm ortağıyla birlikte tespit edip entegrasyonu gerçekleştirmesi gerekiyor. Kurumsal alışkanlıkların da siber güvenliğe öncelik verecek şekilde güncellenmesi, saldırılara karşı direnci artırıyor.

Bilinçli kullanımı öğrenin

Güvenli internetin en önemli gerekliliklerinden biri “bilinçli kullanım”. Kullanıcıların interneti nasıl güvenli bir şekilde kullanabileceklerine dair eğitilmeleri ve yüzde 100 güvenlik diye bir şeyin söz konusu olmadığını bilmeleri gerekiyor. Kurumsal anlamda baktığımızda ise tüm sistemlerin açığını kapatsanız dahi çalışanlardan birinin yapacağı hata, tüm sistemi tehlikeye atabilir. Bu yüzden çalışanlar arasında bir farkındalık oluşturmak gerekiyor. Düzenli olarak alınan sızma, oltalama ve sosyal mühendislik testi hizmetleriyle oluşturulan güvenlik farkındalığı her bir çalışan için riski ölçülebilir hale getirilebiliyor. Bu sayede farkındalık eğitimleri daha verimli bir şekilde verilebiliyor. Ayrıca şirket genelinde üzerinde iyi çalışılmış, kuruma özgü güvenlik politikalarının oluşturulması ve güvenlik çözümlerine yatırım yapılması büyük önem taşıyor.

Trafiği güvence altına alın

Güvenlik açığı ve güvenlik sorunlarına karşı korunmak için, öncelikle şirketler ve hizmet sağlayıcılar gerekli güvenlik tedbirlerini almalı. Buna web sitesi barındırma, alışveriş sepeti yazılımı, bloglar ve içerik yönetim yazılımları da dahil edilmeli. Şirketler açık sunucularda ve zayıf kimlik doğrulama tekniklerinde sorunlar yaşıyor. Uzaktan çalışanlara karşı yetersiz izleme yapan şirketler bunun sonucunda siber tehditlere açık hale geliyor. Birçok çalışana oltalama saldırıları gerçekleşiyor. Bunu engellemek için şirketler ve çalışanlar web sitelerine gelen ve giden tüm trafiği güvence altına almak için bir SSL sertifikası kullanmalı. Bu, web sunucusuyla müşterilerin tarayıcısı arasında gönderilen bilgilerin Eavesdropping atağına yani sessizce dinlenilmesine ve izlenilmesine engel olur.

Her site için farklı parola yaratın

Siber saldırılarda hedef ağırlıklı olarak perakende ve e-ticaret sektörü. Online alışveriş yapmak isteyen bireyler, oltalama saldırıları ve DNS zehirlenmesi de denilen yöntemlerle, sahte web sitelerine yönlendirilerek tuzağa düşürülebilmekte. Şüpheli e-postaları açmamak ve bağlantıları tıklamamak, herkese açık kablosuz ağlar üzerinden çevrimiçi bankacılık işlemlerini yapmamak, kimlik bilgilerini her istenen yere girmemek, özellikle sosyal medyada her şeyi paylaşmamak ve en önemlisi bir son kullanıcı güvenlik çözümü kullanmak gerekiyor. Parola kullanımı da çok önemli. Tüketiciler özellikle internet sitelerine üye olurken farklı parola kullanmalı. Bu parolaların kolay tahmin edilemeyecek şekilde güçlü olmasına dikkat edilmeli. Kaba kuvvet (brute force) parola tahmin saldırılarına karşı korunmak için robot/insan ayrımını yapan doğrulama sistemleri kullanmak da etkin bir tedbir.

İki faktörlü kimlik doğrulama yapın

Uzaktan bağlantılar VPN gibi güvenli iletişim kanalları üzerinden yapılmalı. Uzaktan erişimle ağa bağlanacak kullanıcılar, sadece görevi gereği ihtiyaç duyacağı kadar yetkiyle sistemlere erişim sağlamalı. BT yöneticileri, özellikle ERP, CRM, hassas verilerin saklandığı veri tabanları, yedekleme sistemi gibi veri kaynaklarını uzaktan erişim yapacak kişilerin gereksiz erişim yetkilerini sınırlandırmalı. Uzaktan erişim bağlantılarında sadece kullanıcı adı ve parola doğrulaması yeterli değil. Bunun yanında, OTP (tek kullanımlık parola), biyometrik kimlik doğrulama, akıllı kart, cep telefonu 2FA uygulaması gibi ikinci bir faktörle kimlik doğrulama yapılmalı. 2 faktörlü kimlik doğrulama, sadece VPN değil, internet üzerinden erişilebilen tüm uygulamalarda tercih edilmeli. Sızmaların yüzde 67’sinin şiflerin çalınmasıyla geldiğini unutmayalım. Sürekli sızma testleri yaptırmak da yine önemli bir önlem.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın